"Engelsiz Türkiye Projesi" kapsamında Mardin Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen panele Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı Daire Başkanı Abdülkerim Anaç, Mardin Vali Yardımcısı A. Ferhat Özen, kaymakamlar, il ve ilçe nüfus müdürleri ile çok sayıda kamu kurum amiri, sivil toplum kuruluşları, rehabilitasyon merkezleri yöneticileri ve öğretmenleri katıldı. Engellilerin günlük hayatta yaşadıkları sıkıntılarının anlatıldığı sinevizyon gösteriminin ardından Özürlü uzmanları Coşkun Gürboğa, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Ahmet Ersun Genç, SHÇEK Şube Müdürü Hulusi Yıldırım katılımcıları uzmanlık alanlarıyla bilgi verdi.

Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı Daire Başkanı Abdulkerim Anaç, Engelsiz Türkiye Projesi'nin temel amacının, kamu, yerel yönetim idarecileri ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının Özürlüler Kanunu ve ilgili mevzuatı konusunda doğru bilgilendirilerek uygulama sürecinde ortaya çıkan sorunları gidermek olduğunu söyledi. Anaç, çağdaş dünyada gelişmişlik göstergelerinden en önemlisinin engellilere verilen hizmetin kalitesi olduğunu söyledi.

Proje sayesinde engellilere daha kolay ulaşmayı amaçladıklarını, 2005 yılında yürürlüğe giren 5378 sayılı Özürlüler Kanunu sayesinde engellilere daha iyi hizmet sunulduğunu belirten Anaç, "Türkiye'de nüfusun yüzde 12.29'unu oluşturan 8,5 milyon özürlü vatandaşımızın hakları, başta Anayasamız olmak üzere çeşitli yasalar ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır" dedi.

81 ilde uygulanacak projenin Mardin ile birlikte 56 ilde başladığını ifade eden Anaç, şunları söyledi: "Engelsiz Türkiye projesinin 56 ilindeyiz. 56 ilde bir çok kamu görevlisine özürlüler mevzuatı hakkında bilgiler verdik. Engelsiz Türkiye projesi kapsamında konferanslar ve medya aracılığıyla özürlü bireyler, yakınları ve tüm toplumda özürlülük konusunda toplumsal bilinç ve duyarlılık oluşturmayı amaçlıyoruz. Özürlülerle ilgili çalışma ve planların, etkin ve verimli bir biçimde yapılabilmesi için özürlüler hakkındaki güncel ve geçerli bilgilerin araştırmalar yoluyla elde edilmesine ve derlenmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu vatandaşlarımızın sosyal yaşamda ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için fiziki ortamları oluşturmamız gerekir. Bu toplantının temel amacı da budur. Bir özürlü vatandaşımızın ihtiyacını kimseden destek almadan karşılaması demek, onun özgür olması demektir.

Engelsiz Türkiye projesi özürlü bireylerin haklarını kendilere teslim etmek için tasarlanan bir proje. Özürlülerin eğitimi, istihdamı ve sosyal hayata eşit ve tam katılımı sağlanmalı, ayrımcılıkla mücadele, özürlüler politikasının genel çerçevesini oluşturmak durumundadır. Bu durum ülkemizde ciddi bir özürlüler hareketinin de belirleyicisi olacaktır ve böyle bir hareket ülkemizin en önemli ihtiyacıdır. Özürlüler kanunu ile eğitim, sağlık, istihdam, işsizlik bakım, sosyal yardımlar ve sorunların çözümü ile özürlü bireylerin her bakımdan gelişmeleri amaç edinildi. Ülkemiz nüfusunun yüzde 12,29'unu özürlüler oluşturmaktadır. Bu oran yaklaşık 8,5 milyon kişi civarındadır. Türkiye özürlüler araştırmalarına göre doğuştan özürlülüknedenlerinin oranı yüzde 34 olarak belirlenmiştir.

Türkiye'ye özgü koşullarda akraba evliliği gibi nedenler düşünüldüğünde doğum öncesi nedenlere bağlı özürlülüğün önemi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Özürlülük nedenleri arasında doğum öncesi ve doğum sırasında da önemli yer kaplamaktadır. Doğum sırasında geç, erken ve zor doğumda özürlülük olarak gözüküyor. Doğum sonrasında ise kaza, afet, beslenme bozuklukları, hastalıklar, psikolojik örselemeler, savaş, terör, doğal afetler ve yaşlanma gibinedenler özürlülüğü oluşturuyor."

Özellikle işitme özürlülerinde erken teşhisin önemine değinen Anaç, bu bağlamda Türkiye genelinde başlattıkları yeniden işitme taramalarına dünyaya gelen bebeklerin işitme cihazlarından geçirildiğini ve işitme kaybı olup olmadığına bakıldığını, işitme kaybı olması durumunda tedavilerini yapıldığını kaydetti.

iha

Yayın Tarihi : 8 Haziran 2009 Pazartesi 23:51:28