Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu ve İsveçli bilim adamı Prof. David Gaunt, Mardin'in Nusaybin ilçesinin Kuru köyünde bulunan toplu mezar iddiaları üzerine yaptıkları incelemeden sonra ortak bir basın açıklaması düzenledi. 

19 Ekim 2006 tarihinde Nusaybin ilçesinin Kuru köyünde toplu mezarların ortaya çıktığı iddiaları üzerine bölgeye gelen heyet incelemelerini tamamladı. Türk Tarih Kurumu ve İsveç Tarihsel Adalet ve Uzlaşma Enstitüsü'nün yürüttüğü çalışma kapsamında Nusaybin'e gelen heyet, bir mezarı açarak incelemelerde bulundu. İsveç Tarihsel Adalet ve Uzlaşma Enstitüsü Başkanı Prof. David Gaunt, fotoğraflarda gördüğü mezarlığın bu olmadığı iddiası ile açılan mezardan örnek almaya gerek duymadığını belirtti. 

Mezarlık incelemesinin hemen ardından bir açıklama yapan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, şunları söyledi: 

"Bu mezarlığı gören herkes buranın bir toplu mezar olmadığını kendi gözüyle görecektir. Sayın David Gauntta bir toplu mezar olmadığını bildiği için buradan bir numune almaya ihtiyaç görmedi. Hiç kimse bizi katil olarak gösteremez. Bütün gerçekler ortadadır. Bizim bütün belgelerimiz herkese açıktır. Bu bölgede asıl katliama maruz kalanlar Ermeniler değil, Müslüman olan Türk, Kürt ve diğer topluluklardır. Bu bölgede her ne kadar Ermeniler katliama maruz kaldığı söylense de 530 bin vatandaşımız katliama maruz kalmıştır." 

Mezarlıktan kemik örnekleri almaya gerek olmadığını ve fotoğraflarda gördüğü mezarlığın burası olmadığını söyleyen Prof. David Gaunt, köy muhtarları ve vatandaşlarla görüştü. Muhtar ve köylülerle bire bir görüşen Profesör Gaunt, daha sonra düzenlenen ortak basın açıklamasına katıldı.

TÜRKİYE'YE ÖN YARGILI GELMİŞ
Kuru köyünde mezarda incelemelerde bulunan İsveç Tarihsel Adalet ve Uzlaşma Enstitüsü Başkanı Prof. David Gaunt ve Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu, incelemelerden sonra Nezirhan tesislerinde ortak bir basın açıklamasında bulundular. Toplantıda ilk konuşan TTK Başkanı Prof.Dr. Yusuf Halaçoğlu, amaçlarının Kuru köyünde bulunan mezarın incelemesi ve daha sonra Adli tıp uzmanları, arkeologlar, tarihçiler ve antrapologlar tarafından gerekli incelemenin yapılması için numune alarak ortak çalışmayı
başlatmak olduğunu söyledi. İsveç heyetinin basın mensuplarına dağıttığı basın metnine tepki gösteren Prof. Dr. Halaçoğlu, mezarların Roma dönemine ait olduğunu ve buraya kadar gelmişken numune alınması gerektiğini söyledi. Ön araştırma olması açısından bunun önemli olduğunu söyleyen Halaçoğlu, "Bölgede gerçekleştirilen Türk, Arap, Ermeni, Kürt katliamlarına yönelik olarak yapılacak olan her türlü çalışmaya Türk Tarih Kurumu olarak destek vermeye hazırız. Prof David Gaunt'un basın mensuplarına dağıttığı
açıklamada, geçen iddialara tepki gerçek dışıdır. Kendisinin Türkiye'ye ön yargılı gelmiştir. Bir bilim adamının objektif bir çalışma yapması gerek" dedi.

"FOTOĞRAFLARDAKİ MEZARLIK BURASI DEĞİL"
İsveç Tarihsel Adalet ve Uzlaşma Enstitüsü Başkanı Prof. David Gaunt, Türkiye'ye gelmeden önce yaptığı ön araştırma ve basından edindiği bilgiler üzerine gittikleri mezar ile iddia edilen mezarların bir olmadığını belirterek, "Edindiğim bilgiler üzerine gittiğimiz mezarlık aynı mezarlık olmadığı için bu mezarlıktan numune almaya gerek görmedik. Türk Tarih Kurumu bizimle çalışması halinde doğru bilgilere ulaşabileceğiz. Ancak sayın Halaçolğu, "Benim gösterdiğim araştırmacıları sorguluyorsa, daha baştan bir yanlışlık olduğunu söylemek istiyorum. Benim edindiğim fotoğraf üzerine de yaptığım araştırma sonucunda bu fotoğrafların 1915 yılında yapılan katliamı ortaya koyduğunu gösteriyor. Sadece Ermeniler ve Süryaniler üzerine bir araştırma içerisinde değilim. Her kim bir katliama maruz kalmışsa onlar üzerine de bir kitap yazmaya hazırım. Buradaki mezarlıklar her ne kadar Roma-Bizans dönemine ait ise de kitaplarda yer alan 1915 yılında Erzurum ve Diyarbakır'dan kafilelerle getirilen Ermenilerin öldürülerek bu
mezarlıklara bırakıldığını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.