Mardin'e gelen Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, "Millet, Cumhuriyet rejiminin temellerinden fevkalade memnundur. Türkiye'de bu noktada farklı teşebbüslerde olan insanlar varsa cumhuriyetin kudreti onların üstüne çıkmaya kafidir" dedi. 

Diyarbakır'dan karayoluyla Mardin'e gelen DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, partililer tarafından Sultan Şeyhmus mevkiinde kurbanlar kesilerek karşılandı. Yaklaşık 200 araçlık bir konvoyla Mardin'e gelen Ağar, daha sonra Büyük Mardin Oteli'nde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye rejiminin dayanıksız olduğunu iddia etmenin Cumhuriyet'in kudretine inanmamak demek olduğunu söyleyen Mehmet Ağar, milletin bu rejimden memnun olduğunu ve bu rejimden geriye dönüşü asla istemediğini ifade etti. 

Ağar, ''Millet, huzuru, işi, aşı, fabrikayı, yolu, barajı, sulamayı, doktoru, hemşireyi, okulu, her şeyi Cumhuriyet'le görmüştür. Cumhuriyet rejiminin temellerinden fevkalade memnundur. Türkiye'de bu noktada farklı teşebbüslerde olan insanlar varsa, Cumhuriyet'in kudreti onların üstüne çıkmaya kafidir. Ben devletin resmi bilgilerine sahip değilim. Bu meseleyi bu ölçüler içerisinde tedirginlik noktasına taşıyan, hükümetin ayrımcı, kadrolaşmacı ve hükümetin olaylar karşısındaki milletin tümüne güven vermeyen tutumlarından kaynaklanmaktadır. Vatandaşlarımızın rahatsız olmaması, incinmemesi dikkati içerisinde olmak kaydıyla sıkıntıların, her konunun üstesinden gelecek güce sahip olan bir Türkiye'de yaşadığımızı unutmayalım'' dedi. 

Demokrasi ve hukukun her şeyin üzerinde ve üstesinden gelecek güçte olduğunu anlatan Ağar, şöyle dedi: "Türkiye, modernleşme yoluna Cumhuriyet'in, demokrasinin ilkeleriyle milli ve manevi değerlerin gücüyle devam edecektir. Komutanların çıkışlarıyla ilgili söylediğimiz şudur: Tüm askeri ve sivil bürokrasinin sorumluluğu hükümete aittir. Hükümet bu sorumluluğunun farkında değil. Bizim hükümet olduğumuz Türkiye'de hiçbir askeri sivil bürokrat konuşmak durumda olmayacak, böyle bir ihtiyaç olmayacaktır. Celal Talabani'nin sözcüsü, açıklama yaptı ve 'Hükümet bizden böyle bir talepte bulundu. Biz de bu talebin gereğini yerine getirdik' dedi. Ama, bizim hükümetten hala bu konuda bir açıklama gelmedi. Bizim hükümetin bu konuda bir planı programı olmadığı, bir mutabakat sağlayamadığı anlaşılmaktadır. Bunun yapacağı iş, Milli Güvenlik Kurulu nezdinde sağlayacağı mutabakat ve oluşturacağı politikayı meclisle kamuoyu ve milletle paylaşmayı başaran muktedir bir hükümet olmayı becerebilmektir. Ama bu hükümetin artık bu gücü kalmamıştır. Türkiye'nin bundan sonra çıkış yolu, bir genel seçimin süratli yapılmasıdır. Bu genel seçimden millet iradesiyle ortaya çıkacak yeni bir hükümet, ülkenin bu temel meselelerine çözüm getirme konusunda güçlü ve demokratik iradenin temsilcisi olarak ortada iş yapabilme kabiliyetine sahip olmalıdır. Bu hükümetin böyle bir gücü ve imkanının artık kalabildiğini ben zannetmiyorum.''