Mardin Emniyet İl Müdürlüğü, ilköğretim ve liselerde şiddetin önlenmesi amacıyla okul müdürlerinin de katıldığı bir toplantı düzenledi. 

Son zamanlarda yurt çapında okullarda tırmanan öğrenci şiddetinin önlenmesine yönelik tedbirler, "Okullarda Şiddetin Önlenmesi" başlığıyla yapılan toplantıda ele alındı. Polisevi'nde gerçekleştirilen toplantıya, Emniyet Müdürü İsmet Taşhan ve asayiş müdürleri ile ilköğretim ve lise okullarının müdür ve müdür yardımcıları katıldı. Okul civarında sigara, uçucu ve benzeri uyuşturucu madde kullanımı, satışı ve bağımlılığının önlenmesi ve öğrenci, öğretmen, veli, çevre ve polisiye ilişkilerin olumlu koordinasyonu üzerinde bir konuşma yapan Emniyet Müdürü Taşhan, toplumun barış ve düzeninin, huzur güvenliğinin sağlanması sorumluluğunun, bütün bireylerin ve kurumların karşılıklı işbirliğini ve katılımını gerektirdiğine işaret etti. 

Suçun sosyal bir olgu olduğuna dikkat çeken Taşhan, "Suçun önlenmesi ve kontrol altına alınması, ancak ve ancak polisiye tedbirlerin yanında sosyal yöntemlerle gerçekleşebilir. İşte bugün burada sosyal yöntemlerden biri olarak karşımıza çıkan suç ve suçluyla mücadelede polis-halk bütünleşmesi yöntemini hayata geçirmek için biraraya geldik. Unutmayalım ki, dünyanın hiçbir yerinde, vatandaşının desteğini ve güvenini kazanmadan ayakta kalabilmiş, başarılı olabilmiş ne bir ideoloji ne bir kurum ne de bir devlet vardır. Verdiği maddi ve manevi zararları bakımından geçliğimizi tehdit eden sorunların başında terör, sigara, alkol, uyuşturucu bağımlılığı, trafik kazaları ve okullarda meydana gelen şiddet olaylarıyla çeteleşmeler gelmektedir" dedi. 

Terörist faaliyetler içerisinde bulunan bu örgütlerin ayakta kalabilmesi için muhtaç oldukları en önemli kaynağın ise insan olduğunu vurgulayan Taşhan, bu kaynağı 12-25 yaş grubu arasındaki gençlerin oluşturduğunu söyledi. Taşhan, "Genç, doğumdan itibaren bağımlı olduğu anne ve babasından özerk hale gelirken arkadaşlarına bağlanmak zorunda kalır. Onların baskısına açık hale gelir. Bu dönemde kimlik gelişimi gerçekleşmekte, toplumsal roller belirginleşmemektedir. İşte bu süreçte yaşanan zorluklar; güçsüzlük, yabancılaşma ve isyan duygularını doğurur. Eğitim kurumlarında son dönemlerde artan şiddetin, incelendiğinde; 'öğrencinin öğrenciye şiddet uygulaması, öğrencilerin idareciye şiddet uygulaması, öğrenci olmayan kişilerin öğrenci, öğretmen ve idarecilere şiddet uygulaması, öğretmenin ve idarecinin öğrenciye şiddet uygulaması' şeklinde gerçekleştiğini görüyoruz. Eğitimde şiddetin önüne geçebilmek için başta aileler ve okul idarecilerimiz, öğretmenlerimiz, resmi ve sivil toplum kuruluşlarımız olmak üzere toplumun tüm katmanlarının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeleri gerekmektedir" şeklinde konuştu.