Ortaçağ kalıntılarını inceledi

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye insanını Arap, Kürt, Türk, Çerkez, Müslüman, Hristiyan, Alevi, Sünni diye ayırmaya çalışan zihniyetin tarihin çöplüğüne atılması gerektiğini belirterek, "Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız, bizim bundan başka soyadımız yok" dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Mardin Artuklu Üniversitesi yerleşkesinde ortaya çıkan Ortaçağ'a ait yaşam kalıntılarını yerinde incelemek ve partisinin il kongresine katılmak üzere Mardin'e geldi. Diyarbakır'dan Mardin'e karayoluyla gelen Günay, yol üzerinde bulunan Mardin Artuklu Üniversitesi yerleşkesini Vali Hasan Duruer, Mardin Milletvekilleri Süleyman Çelebi ve Gönül Bekin Şahkulubey ile birlikte gezdi. Ardından Mardin AK Parti İl Kongresi'ne katılan Bakan Günay, son dönemlerde gündemde olan Kürt soruna ilişkin açıklama yaptı. Kapalıspor Salonu'nda düzenlenen kongrede konuşan Bakan Günay, 2008 yılında 26 milyondan fazla turistin ağırlandığını dile getirdi.

Türkiye'nin dünyanın turizmden en fazla gelir alan 7. ülkesi olduğunu kaydeden Bakan Günay, dünyada 200'den fazla ülke olduğunu 100'den fazla ülkenin turizmden ekmek yemeye çalıştığını belirterek, "Şuna bütün kalbimle inanıyorum, bu coğrafyanın Ege'si, Türkiye'nin İstanbullu biliniyor, Trabzon'un Sümela'sı, Amasya'nın krallık mezarları biliniyor. Ben Dara'yı Midyat'ı biliyorum. Mardin'i, Diyarbakır'ı sokak sokak biliyorum. Bütün bu coğrafya Türkiye turizminin dünya tarafından bilinen çok önemli merkezlerinden biri haline gelebilir. Bunun için hiçbir kaynak tasarrufunda bulunmuyoruz.

Mardin için, Diyarbakır için, Urfa için ne gerekiyorsa öncelikle buraya ayırmaya, buranın tarihini ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Kasımiye Medresesi'nin çevre düzenlemesin için verdiğimiz ödeneği 5 ile vermiyoruz. Bu bölgenin önemini biliyorum ama bizim önümüzde bir tek engel var. Bizim önümüzde Türkiye insanını, Türk diye Kürt diye, Türkiye insanını Türk diye Arap diye, Türkiye insanını Laz diye, Çerkez diye, Alevi diye, Sunni diye, doğulu diye batılı diye, Müslüman Hıristiyan diye, Süryani Katolik diye ayırmaya çalışan bir çağ dışı, kokmuş tarihin çöplüğüne atılması gereken bir zihniyet var. İçimizdeki tek engel bu zihniyet. Biz anamızdan doğarken aldığımız isim, anamızın dizinde duyduğumuz ninni başka türlü olabilir, başka diller başka sesler olabilir. Anamızın babamızın bize koyduğu isimler farklı farklı olabilir. Ama hepimizin Kürt, Türk, Çerkez, Laz, Alevi hepimizin bir soyadı var. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Bundan başka soyadımız yok bizim.

Biz bu idrakla çalışıyoruz. Hani baharda güneş doğar ya bahar da doğan güneş sokakta oynayan çocukların saçının rengine bakmadan ayağındaki ayakkabıların eski veya yeni olduğuna bakmadan o güneş ayrımsız çocukların hepsini ısıtır ya, şefkatle biz insanlarımıza böyle bakıyoruz. Ayırmadan hepsini şefkatle kucaklamaya çalışıyoruz. Türkiye barış içerisinde yaşasın istiyoruz. Ama içerden dışardan ama terörü önlemek gibi gözükenlerin arasından terörü sürdürmek gibi
gözükmek istememesine rağmen sinsice onu sürdürenlerin arasından bu bizim barış arayışımızı, barış yürüyüşümüzü, dostluk kardeşlik yürüyüşümüzü bozmaya sinsice veya açıkça açıktan kurşun sıkarak, gizlice mayın dökerek bozmaya çalışanlar var. Hani ünlü Ahmet Arif şair bunlar engereklerdir ve çiyanlardır. Bunlar ekmeğimize aşımıza göz koyanlardır. Dedikleri var ya işte onlar sinsi düşmanlarımız var engerekler ve çiyanları tanı bunları diyor" dedi.

"TÜRKİYE'NİN BARIŞ, HİZMET, BEREKET, GELİŞME ORTAMINI BOZMAYA ÇALIŞANLAR VAR"
Açıktan veya gizli içerden dışardan Türkiye'nin barış, hizmet, bereket, gelişme ortamını bozmaya çalışanlar olduğunu dile getiren Bakan Günay, bu yüzden çok şeylerin kaybedildiğini ifade etti. Bütün Türkiye'nin inanılmaz güzellikleri olduğunu vurgulayan Bakan Günay şöyle konuştu:

"Biz bir yandan içimizdeki bu gizli sinsi düşmanla uğraşırken bu ülkeyi dünyanın 7. turizm ülkesi yapmayı başardık. Bununla baş etsek topraklarımızda işimizde bu fitneyi çıkarsak Türkiye 30-40 milyon Antalya gibi Mardin'e gelen Hakkari Diyarbakır'a gelen insanların bize getirdiği o kazancın istihdamın bolluğun bereketini yaşasa bu çocukların hayatı bizden daha güzel olmaz mı? Onu yapmaya çalışıyoruz. Cumhurbaşkanı da Başbakan da milletvekilleri de hepimiz bunu gerçekleştirmeye, dostluk ve kardeşlik ortamını gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Çünkü bütün kalbimle ve inancımla söylüyorum.

Bütün semavi inançların kutsal değerlerine saygıyla söylüyorum, Türkiye'nin sadece değil bütün coğrafyamızın Ortadoğu'nun, dünyanın bu çağda barışa ihtiyacı var. Gelişmenin kalkınmanın 1. ağacı kaynaklarımızı silahlanmaya kavgaya değil, eğitime, sağlığa yatırıma istihdama ayırmaya çalışmalıyız. Hepimiz sizden aldığımız güvenle bunları yapmaya çalışıyoruz. Türkiye son 20-25 yıl içinde ciddi sorun ve sıkıntılar yaşadı.

Bunların üzerine birden bire neşter vurmak ve çözmek kolay değil. Ama sizden bütün kalbinizle inanmanızı istiyorum, bu anlattıklarıma samimiyetle inanmanızı istiyoruz. Sadece bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Başka bir hayalimiz veya bir ajandamız gayretimiz niyetimiz yok. Sadece Türkiye'nin etrafındaki insanlarımız aynı özgürlük ve aynı güzelliği kardeşlik içinde yaşayabilsinler onu da yapacağız Kimseye küsmeden sabırla kimseye öfkelenmeden hani başkaları öfkelense de biz öfkemizi içimize gömmeye çalışarak başkaları telaşlansa bile biz sükuneti içimizde korumaya çalışarak sabırla gerçekleştirmeye çalışacağız.

Hani Ahmet Arif diyor ki 'Bu namustur künyemize kazınmış, bu da sabır avlulardan süzülmüş sarıl bunlara sarıl da büyü' Biz bunlara namusa ve sabra sarılacağız. Ve milletimizin geleceğinin daha iyi olmasını için sizlerle birlikte yürüyüşümüze durmadan devam edeceğiz. Hatta yürüyerek değil koşarak yolumuza devam edeceğiz."