5
Mayıs
2024
Pazar
MARDİN

TÖRKAD'tan Bilge köyü raporu

Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyünde yaşanan katliamın ardından, Töre Cinayetlerini Önleme ve Kadın Potansiyelini Değerlendirme Derneği (TÖRKAD) Başkanı ve AK Parti Kadın Kolları Başkanı Zeynep Alkış, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Aile ve Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı ile Mardin Valiliği'ne sunulmak üzere hazırladığı raporda çarpıcı ifadelere yer verdi.

AB Mali Katkısı ile 'Töre Cinayetleri Hakkında Kamusal Bilinç Oluşturma Projesi' adı altında 20 köyde bilinçlendirme çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Zeynep Alkış, bu çalışmaların ışığında, bölgede 'Töre' adı altında yaşanan olumsuzluklar değerlendirildiğinde, Bilge köyünde yaşanan olayın sadece 'Töre' ile izah edilemeyeceğinin tespit edildiğini ifade etti. Alkış, olayın altında başka nedenlerin yattığı, bunların zaman içerisinde netliğe kavuşacağı, şu an olayın asıl nedeni hakkında bir tanı koymanın doğru olmayacağı kanaatini taşıdıklarını söyledi. Alkış hazırladıkları raporda "Olaya bakıldığında; olağandışı, münferit bir olay olduğunu, sosyolojik ve psikolojik bir tanımının olmadığını, çünkü psikolojide toplu cinnet gibi bir kavramın gelişmediğini görmekteyiz. Sosyolojik olarak da böyle bir olayın Cumhuriyet tarihinde ilk defa olduğunu görmekteyiz. Törenin temel kavramları olan örf ve gelenek anlayışında kadınlara, çocuklara ve doğmamış bebeklere asla silah çekilmeyeceği kuralı vardır. Bu- olay sosyolojik anlamda korkunç bir vakadır. Olaydan sonra bölgeye gelen Sosyologların da işin içinden çıkamadıkları görüyoruz. Bu tarz bir vaka ve bu gibi sonuçlar ile daha önce karşılaşmadıklarından, olaya anlam verememektedirler. Sosyolojik açıdan daha geniş kapsamlı ve derinlemesine bir çalışma gerektirmektedir.Köyde iki mağdur grup bulunmaktadır; Ölenlerin aileleri ve öldürenlerin aileleri. Acı her iki aile için de farklı şekilde cereyan etmektedir" ifadelerine yer verdi.

"KORUCULUK SİSTEMİ FARLIK BİR FEODAL GÜÇ KAZANDIRDI"
TÖRKAD tarafından hazırlanan raporda, köy halkının ikiye ayrıldığı; bir kısmının koruculuğu kabul etmeyip, çoğunlukla İzmir ve Bursa olmak üzere farklı illere göç ettiğinin altı çizilerek, "Kalanlar, koruculuk sisteminin getirdiği farklı bir feodal güç elde etmişlerdir. Koruculuğu kabul edip köyde kalan aileler maddi olarak güçlenmiş, Uluslararası nakliyecilik yapmaya başlamış, bununla birlikte petrol kaçakçılığı ve buna benzer illegal yollardan rant ve gelir sağlamışlardır. Bu maddi gücün yanında, koruculuk sistemi ile de hem devletten yana hem silahlı dokunulmaz bir statü de elde etmişlerdir. Köyde kendi kuralları dayatmak isteyenler için, bu statü ve güç baskı aracı olarak kullanıldı.

Ellerindeki bu güç, kendi kendilerini yok edecek kadar kontrolden çıktı. Sebebi her ne olursa olsun kabul edilemeyecek, akla sığmayacak bu vahim meydana geldi." şeklinde belirtildi.

iha
Yayın Tarihi : 18 Mayıs 2009 Pazartesi 15:18:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?