1
Haziran
2024
Cumartesi
GÜNCEL
Belediye Sayfaları

Sınır boyunda göçebe hayatlar

Şanlıurfa'nın Suriye sınırındaki Ceylanpınar ilçesi söz konusu olduğunda, ilk akla gelen konulardan birisi de Ramazan ve Kurban Bayramlarında tellerin birbirinden ayırdığı yakın akrabaların kavuşmasıdır.

Her bayram bir gazeteci ordusu sınıra gider ve hasretle sarılanları görüntüler. Ama bu sıcak kavuşmanın Türkiye tarafındaki aktörlerinin nerede ve ne şartlarda yaşadıkları pek yansımaz ekranlara ya da gazete sayfalarına... Bizim de, yaklaşan savaş nedeniyle artan gerginliği yerinde, yani sınır boylarında ölçmek için bölgeye yaptığımız gezide yolumuz Ceylanpınar'a düştü.

Diğer bir deyişle tellerin ardındaki yakınlarını senede iki kere görebilen Ceylanpınarlılar ve bölge göçerlerine... Viranşehir ve Ceylanpınar arasındaki 50 kilometrelik mesafe boyunca, sınıra doğru giden stabilize yolardan birine saptığımızda, karşımıza topraktan yaptıkları evler ya da çadırlarda hayatlarını idame ettiren göçerler çıktı. Bilinmeyen yaşamlarının kapılarını Tempo okuyucuları için araladılar...

Topraktan barınaklar Kerpiçten yaptıkları barınaklarda yaşayan göçerlerin tarihi hayli eski. Cumhuriyet öncesinde de bölgede yaşayan göçerler, çok yakın zamanlara kadar çadırlarda yaşadıklarını söylüyorlar.

Zamanında, dedelerine üzerinde yaşadıkları arazinin tapularının verilmesi teklif edilmiş. Ancak çoğu Arap kökenli olan bu topluluk, kendilerini yerleşik düzene geçirecek olan tapunun iyi mi ya da kötü mü olduğuna karar verememiş. Derken yıllardan beri üzerinde koyunlarını otlattıkları ve yaşadıkları meralar, 1943 yılında kurulan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne (TİGEM) bağlı Ceylanpınar Üretim Çiftliği sınırları içinde kalmış...

Yıllar boyu, Urfa'da havaların dayanılmaz derecede ısınmaya ve meraların kurumaya başladığı aylara kadar, çadırlarda yaşamlarını devam ettirmiş göçerler. Nihayetinde de, kendilerine ve tek geçim kaynaklarını oluşturan koyunlarına kerpiçten barınaklar yapmaya başlamışlar. Zaten yerleşik düzene alışık olmayan, otlak ve su durumuna göre yer değiştiren göçerler bir de üzerine barınak yaptıkları arazi kendilerine ait olmadığı için, yıkılır diyerek kalıcı konut yapmayı düşünmemişler. Hatta yukarıdan görülmesin ve kolay fark edilmesin diye bu evleri zemini bir metre kazarak toprağın içine gömmüşler...

Yol, su ve elektrik yok Şive farklılığı nedeniyle kendilerini 'köçerler' olarak adlandıran bu grup, her biri dört ila on haneden oluşan ve 'köçer' olarak adlandırılan köylerde yaşıyorlar. Ceylanpınar ve Viranşehir arasında kalan sınır boyunda ise toplam 72 'köçer' var. Her bir hanede ise ortalama 5 ila 10 kişi... Bölge göçerleri birbirilerine hayli uzak köylerde yaşamlarını sürdürüyorlar.

Ve maalesef köy olarak adlandırmakta hayli zorlandığımız bu geçici yerleşim birimlerinde yol, su ve elektrik yok. Bunun doğal sonucu olarak da, evlerde televizyon ya da herhangi bir iletişim aracına rastlamamak bizi şaşırtmıyor... Stabilize olarak adlandırdığımız yolları ise, üzerinden daha önce geçen araçların tekerlek izlerinin oluşturduğu ve en ufak yağışta bataklığa dönüşen patikalar oluşturuyor.

Tek geçim kaynakları hayvancılık olan göçerlerin en büyük derdi, ne okul yokluğu nedeniyle çocuklarının eğitim alamaması, ne de elektriksiz yaşam... En büyük dert susuzluk... Zira 'aş ve yaşam' anlamına gelen koyunların su ihtiyacını giderebilmeleri için her gün Ceylanpınar' dan traktörlerle su taşımak zorundalar.

Kavurucu sıcaklar başlayıp da göçerler koyunlarını otlatacak mera bulamaz duruma gelene kadar her gün bu çile devam ediyor. Zaten göçerler de sıcaklarla beraber daha serin olan dağlık kesimlere doğru yol almaya başlıyorlar. Kendilerine imkân tanınması halinde su ve elektrik için gereken altyapı yatırımlarının bedelini ödemeye hazır olduklarını da laflarının arasına sıkıştırıyorlar. Dış dünyadan kopuklar Kullanılan dil Arapça. Okula ulaşmaları da bir hayli zor. Zira ancak ilk kez bu sene çocuklar ilkokula gitsin diye göçerlerin en yakın yerleşim birimine servis konmuş.

O da sadece bu sene ve kente en yakın olan 'köçer' için. Gelecek sene ise Allah kerim... Bu durum ve gelenekler göz önüne alındığında kadınların okul yüzü görmemesi ve Türkçeden bihaber olması ortaya çıkan doğal sonuçlardan. Öte yandan kadınların birçoğu hayatları boyunca göç ettikleri dar alan ve Ceylanpınar dışında bir yer görmemişler! Erkekler için de durum pek farklı değil aslında.

Çoğu hayatları boyunca bir kez bu bölge dışına çıkmış: Askerlik nedeni ile ya da hastalarını istenmeyen bir durumda büyük şehre götürmek için... Bu tip durumlar için de hasbelkader Türkçe öğrenmişler. Konuştuğumuz ve aynı tencereye kaşık salladığımız göçerler bu durumdan oldukça şikâyetçi. Hatta bir tanesi, 'Ağabey biz çok cahiliz. Buradan İstanbul'a nasıl gideceğimizi bile bilmiyoruz.

Gittik diyelim, oralarda ne yapar, nasıl yol buluruz. Okuma yazma bilmiyoruz ki' diyor. Bilgi otobanı, internet, GPRS ve WAP gibi kelimelerle günde yüzlerce defa karşılaşılan ortamda, çoban Ali' nin bu sözleri içimizi burkuyor, yuttuğumuz lokmalar boğazımızdan geçmiyor. Hatta hasbelkader kapısını çaldığımız ve oğlu Ahmet' i bize mihmandar olarak veren Mehmet Eke' nin şu sözleri hâlâ kulaklarımızda çınlıyor: "Hoş geldiniz, başımızın üzerinde yeriniz var. Ama diyelim ki biz bu sıkıntıları anlattık, siz de yazdınız... Diyebilir misiniz ki derdimize çare olacak..." Biz de bir söz veriyoruz: 'Ne gördüysek, ne anlattıysanız onu yazacağız. Umarım derdinize çare olur...'

Tempo Dergisi
Yayın Tarihi : 26 Ocak 2006 Perşembe 15:15:40
Güncelleme :27 Ocak 2006 Cuma 12:00:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
hasan çoban IP: 85.108.248.xxx Tarih : 25.11.2006 16:49:55
mrb ben hasan ben de ceylanpınar lıyım bayramlarımız çok güzel ve sevinç li bir şekişl de geçiyor ama bazen ben ken ddi kendime şu sözleri diyorum keşke : bu sınır olmasaydı ne olacak tı ama nafileeeeeeeeeeeeeeeeeeee

mahmut sarane IP: 82.145.234.xxx Tarih : 26.04.2007 09:21:22
selamlar kenthaber ben ceylanpınar köçerinde yaşıyorum ve mehmet vehasan arkadaşlarıma katılıyorum ama cahaletle bir ilgisi yok çünki göçer dediğiniz bu insanlar doğup buyduğü yerdir ve buna rağmen yine çocuklarımızı eyitiminden geribırakmıyoruz ve bu insanların gideceği başka yer yok saygılar

mehmet boğa IP: 88.255.24.xxx Tarih : 21.04.2007 15:14:48
selamlar ben ceylanpınar köçerinde yaşıyorum köçer hayatını anlatmaya kalksam sayfa yetmeyecek sıkıntılar bitmeyecek ama tek dileyim bir an önce bir çare düşünülüp giden gitti çocuklarımız yeni nesilimiz aydın ve kültürlü bir yaşam cuhaliliği bitirecek bir çare istiyoruz

alideniz IP: 85.99.186.xxx Tarih : 5.05.2007 00:09:41
yılarca bekledik vehala bekliyoruz bir gün bizim de köyümüzde elektirik ve suyu görecez diye ama gelmiyor. inanın hala televizyonun neoldu ğunu bilmeyenler var ve buna rağmen göçer şartlarına rağmen şu anda 21 ünüversite ve 30da lise mezunu var işte zorda olsa büyük başarı gelin bizimde hayalerimiz gerçek olsun imza kan panyamız 6 21 de başlıyor (bizimde köyümüz olsun)

sedat akkoyun IP: 81.213.133.xxx Tarih : 26.11.2010 13:28:42

bende tigelm içindeki göçerlendeyim bizim köyde12 hane 80 yıldan beri bu köydeyiz bizim köyde elektirik yok okul yok su yok yol yok ev yaptırmak yasak bizim evler çamurdandır gelip bi görsünler. haber ajnsılarını getiriyoruz. yayınlamıyorlar medyaya yetkililer gelip bu köyde yasasın bakalım.. yalan değil lütfen yayınlayın herkes görsün..
SEDAT AKKOYUN