6
Mayıs
2024
Pazertesi
ESKİŞEHİR

Ata'nın makinisti 98 yaşında öldü

Atatürk'ün makinisti Mehmet Saygaç, Eskişehir'de 98 yaşında vefat etti.

4 çocuk, 6 torun sahibi Saygaç, Ertuğrulgazi Mahallesi'nde kaldığı oğlunun evinde bugün sabah rahatsızlanarak hayatını kaybetti.

Yüksek tansiyon hastalığı bulunan ve geçen Ramazan Bayramı'nda hastanede bir süre tedavi gören Mehmet Saygaç, Ertuğrulgazi Camii'nde ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Asri Mezarlık'ta gözyaşları arasında defnedildi. Saygaç'ı son yolculuğuna ailesi, yakınları, arkadaşları ve komşuları katıldı.

Devlet Demiryolları Sivas İşletmesi'nde makinist olarak göreve başlayan Saygaç, 4.5 yıl süreyle Atatürk'ün demiryolunu kullanarak yaptığı yurt gezilerinde makinistliğini yapmanın gururunu yaşıyordu. Makinist olarak girdiği Demiryolları'ndan müfettiş olarak emekli olan ve eşi de 20 yıl önce vefat eden Saygaç, Atatürk ile ilgili anılarını anlatırken gözyaşlarına boğuluyordu.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'na verdiği başarılı ve özverili hizmetlerinden dolayı 5 yıl önce şükran plaketiyle ödüllendirdiği Mehmet Saygaç, Atatürk'ü Diyarbakır'a götürürken yaşadığı bir anısını İHA muhabirine şöyle anlatmıştı:

"Atatürk'ü bir gün Diyarbakır'a götürüyordum. Ergani İstasyonu'na vardık, makineye su ikmali yapıyorduk. Bu sırada Atatürk, emir vermiş 'Diyarbakır'a saat tam 18.00'de girsin' diye. Bu saatte girmeme imkan yoktu, itiraz ettim. Ama Atatürk emrettiği için, Ergani-Diyarbakır arasında saatte 50 kilometre hızla gitmeme izin verilmesini istedim. Müfettişler izin verdiler. Çünkü o zaman hat yeniydi, saatte 40 kilometreden fazla sürat yoktu. Saatte 50 kilometre hız yaparak, müfettişler de yanıma bindi ve tam
18.00'de Diyarbakır'a vardık. Bunun üzerine Atatürk, beni yanına çağırdı. 'Başta itiraz edip, sonra 18.00'de niye Diyarbakır'a girdin?' diye sordu. Ben de durumu izah ettim. 'Paşam, saatte 40 kilometre sürat izni verilmiş, saatte 50 kilometre hız yapmak lazım ki istediğiniz saatte Diyarbakır'a gireyim. Müfettişler mesuliyeti üzerine aldılar, ben 18.00'de Diyarbakır'a girdim. Allah muhafaza, sizi taşıyan vagon devrilseydi beni asarlardı. Bu tren Türk milletinin Atası'nı taşıyor, kolay değil' dedim.

O zaman çok hoşuna gitmiş demek ki, yanında uzun boylu bir adam vardı. Ona işaret etti. Bana bir zarf verdiler. O zarfın ne olduğunu bilmiyordum. Atatürk ayrıldıktan sonra zarfı açtım, gözlerim yaşardı. Zarfın içerisinde o dönemin parasıyla aldığım maaşın 5 misli para vardı. Bana ikramiye vermişti. Keşke o paraları saklasaydım. Ondan sonra tüm seyahatlerine beni çağırttı. Her seyahat sonunda bana 5 maaş ikramiye verilirdi. Herhalde makineyi kullanmam hoşuna gitti. Şimdi, Atatürk'ü o kadar arıyorum ki o günleri hatırladığım zaman ağlıyorum."

Saygaç, her sene Atatürk'ün ruhu için ülke çapındaki bütün camilerde mevlit okunarak, dua edilmesini de istemişti.

İHA
Yayın Tarihi : 15 Ekim 2008 Çarşamba 22:46:37
Güncelleme :15 Ekim 2008 Çarşamba 22:50:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?