5
Mayıs
2024
Pazar
ESKİŞEHİR

Bu acıya yürek dayanmaz!

TÜP BEBEK BEKLERKEN ÇOCUĞUNU VE EŞİNİ KAYBETTİ

Eskişehir'de, 10 yıllık eşi ile karnındaki 8 aylık bebeği 2 gün önce vefat eden koca, karısının tüp bebek tedavisi gördüğü hastane ile sorumlular hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Acılı eş Abdülkadir Sınır, her insan gibi kendisinin de çocuk sahibi olmak istediğini ve 10 yıldır çocukları olmayınca Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Üreme Sağlığı Merkezi'ne başvurduklarını anlattı. 36 yaşındaki eşinin 'Akdeniz Ateşi' hastası olduğunun söylendiğini belirten Sınır, "Görevli doktor, bunun tüp bebek tedavisinde sıkıntı oluşturmayacağını söylemişti. Biz de kendisine güvenerek tüp bebek tedavisine başladık. 15-20 günde bir hastaneye gittik. 22 Ağustos akşam

saat 22.00'de eşim Birsen'i karın ağrısı ve kusma şikayetlerinin artması üzerine hastanenin acil servisine getirdik. Eşime burada serum bağladılar ve yoğun bakıma aldılar. 25 Ağustos'ta eşim ve karnındaki 8 aylık bebeğim vefat etti. Kimsenin bundan sonra yanmaması için hakkımızı aramak istiyoruz. Hastane ve sorumlular hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundum. Eşimle, doğacak çocuğumuzun odasını birlikte hazırlamıştık. Acım çok büyük, hayatım yıkıldı" dedi.

Kızını kaybeden acılı baba Murat Ülker de 10 yıllık evli kızı Birsen Sınır'ın çocuk sahibi olmayı çok istediğini, bütün hayalinin bu olduğunu ifade etti. Kızının 5 yaşından bu yana Akdeniz Ateşi hastası olduğunu dile getiren Ülker, "Kızımın hastalığını doktorlarımız biliyordu. Bize, bu durumun doğum yapmasına sakınca teşkil etmediğini söylediler. İhmal yüzünden kızımı kaybettik. Rahatsızlanması üzerine ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'ne getirdiğimizde kızım sancıdan kıvranıyordu. Hastanede yeterince

müdahale etmediler. Başka Birsen'ler ölmesin istiyorum. Bize herhangi bir açıklama yapmadılar. 24 saat hastanenin acil servisinde yattı, daha sonra yoğun bakım ünitesine çıkardılar. Biz annenin kaybedilmemesi için çocuğun alınmasını istedik ancak 3 gün kaldığı yoğun bakımın ardından kızımı kaybettik. İddiamız 8 aylık hamile olan kızımın ihmalden öldüğü yönündedir. Bu konuda Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduk. Adaletin yerini bulacağını, ihmali olanların cezalandırılacağına inanıyoruz" diye

konuştu.

Ölen Birsen Sınır'ın kardeşi Mevlüt Ülker ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a çağrıda bulunarak, kardeşinin ölümünde ihmali bulunduğunu iddia ettiği sağlık görevlileri ve hastaneyle ilgili araştırmaların yapılması için müfettiş gönderilmesini talep etti.

Gözyaşlarına hakim olamayan Birsen Sınır'ın annesi Naide Ülker de acıların en büyüğünü yaşadığını söyledi.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Dekanlığı, karnındaki 8 aylık bebeği ile 2 gün önce hastane ölen kadınla ilgili yapılan iddiaların gerçeği yansıtmadığını ileri sürüldü.

ESOGÜ Tıp Fakültesi Dekanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, B.S.'nin ve bebeğinin kaybından duyulan üzüntünün tarif edilemez boyutta olduğu vurgulanarak, "Ailesi ile bütünleşmiş ve yıllar içinde hiçbir karşılık beklemeden yapılan yardımlar ile gebelikleri elde olunmuş bir ailenin mutluluğu ile sevinen doktorlar o ailedeki kayıplardan da en az aile kadar üzüntü ve sıkıntı içindedirler. Ancak bu üzüntüleri aşan bir konu, olayın haber amacı ile medyaya yansımasında görülen tek yanlı bilgiler içeren

bir sunum ile sonucu doğru fakat içeriği haksız olan bir yazının kaleme alınmasıdır. 10 yıldır çocuğu olmayan Sınır çifti Üreme Servisi Merkezi'nde Prof.Dr. H.H tarafından laparaskopi ameliyatı ile yapışıklıkları açılmış histereskopi ameliyatı ile rahim içi perdesi ve yan darlıkları düzeltilip, takibende ÜSM-Tüp Bebek Ünitesinde başarı ile ve yine Prof.Dr.H.H'nın yakın ilgi ve tedavi programı sonucu gebe kalmış bir çifttir. ÜSM gibi hakkında suç duyurusunda bulunulduğu bildirilen Prof.Dr.H.H.'nin bu aile

ile ilişkisi onlara yaptığı ameliyatlar ve bilgilendirmesi içinde programa aldığı tüp bebek uyguladığı ve başarı ile sonuçlanan tüp bebeğe bağlı gebelik oluşması dışında acil olarak hastaneye geldiği gün yatırıldığı, Kadın Doğum Servisi'nde nöbetçi hekim olarak ilişkisi olmuş ve gece 03.00'da hastaneye davet edildiğinde yine yardım için zaman geçirmeden hastaneye ulaşmış olan hekimdir. Prof.Dr.H.H'nin özel takip hastası olmayan bu çift her hastada yapıldığı gibi doğum polikliniğince takipleri başarı ile

gerçekleştirilmiş bir ailedir. Hasta B.S.'nin Akdeniz ateşi olarak da bilinen FMF hastalığı nedeniyle Tüp Bebek Programına alınmadan önce FMF seyri ve ilaç kullanımı ile ilgili olarak gereken konsültasyonları yapılmış, bununla da kalmayıp gebeliğe ait bilgilendirmeler tarafımızdan da yapılıp kendilerinden 05.11.2008 tarihli ve çiftin ayrı ayrı imzaları ile gebelik ve FMF ve ilaç kullanımı konularındaki tüm sorumlulukları kabul ettiklerini belirten olur yazıları alındıktan sonra tüp bebek tedavisi başlatılmış

ve 10 yıl sonra büyük bir başarı elde edilerek gebelik gerçekleşmiştir. Çiftin gebelik seyirleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalının çalışma disiplini içinde tüp bebekte gebelik oluştuktan sonra doğum bölümünün takibi içine girmektedir. B.S.'nin gebelik takipleri de Doğum bölümünce her türlü detay inceleme ile yapılmış ve sorunsuz olarak 35. haftaya ulaşılmıştır. Tüm seyri düzenli olan B.S. mide ağrısı ve bulantı sebepleriyle 22.08.2010 tarihinde saat 23.30'da Acil Servise müracaat etmiş ve tüm

değerlendirmelerden geçmiş, bebeğinin incelemeleri normal bulunmuş olup aynı gün hasta Kadın Doğuma takip amaçlı yatırılmıştır. B.S.'nin takiplerinde tüm servis doktorları ve Prof.Dr.H.H'de devrede olmuş ve hem anne hem bebek değerlendirmelerinde eksiklik olmamıştır. Aile 35 haftalık gebelikleri için sorun var ise bebeği alın önerisinde bulunmuş ancak bebeğin verileri ve sık olarak yapılan sağlık testleri normal olduğu için bir aciliyet olmadan yapılabilecek keyfi sezaryen sonrası bebeklerin olası

akciğer sorunları ile bebek hayatını durup dururken riske sokmanın yanlışlığı da düşünülüp aileye bu konuda bilgi verilmiştir.Annenin tansiyon, nabız ve solunum değerleri, karın bulguları 24.08.2010'da iyi bulunmuş anne yalnızca FMF ağrılarına benzer dolaşıcı ağrı şikayetini iletmiştir. Bebeğin testleri tekrarlanmış ve saat 23.00'de tümü ile normal gelmiştir. B.S., 24.08.2010'da saat 23.00'dan sonra nabız atımındaki ani hızlanma nedeni ile yakın yoğun bakım takibine alınmış bu dönemde çocuk kalp sesi

olmadığı saptanmıştır. Annenin bu değişimleri nedeni ile aynı gece 03.30'da Prof.Dr.H.H. tarafından ekibi ile birlikte ani gelişen bu tabloya ait bir gebelik sorunu yada karın içi patoloji var ise önlemek amaçlı acil sezaryen operasyonu uygulanmıştır. Operasyona girişte hastaya bilgi verilmiş ve rahat bir konuşma içinde olunmuştur. Operasyonda karın içinde herhangi bir kanama ve odağı bulunmamış rahim ve bağırsaklar oksijen azlığı bulgusu içinde saptanmıştır. Kısa sürede bitirilen operasyon sonrası ve

anestezi bölümü yakın takibi altındaki hasta Anestezi Yoğun Bakımda tüm ihtimama rağmen ex olmuştur. Acil Servisteki yakın değerlendirilmesi dışında Kadın Doğum Kliniğine yattığı andan itibaren saat saat tüm tetkikleri kayıt altında olan ve kendilerine verilen büyük emekle gebelikleri oluşmuş bu ailenin kaybının ve üzüntülerinin telafisi imkansız olup, aynı üzüntü bizler için de geçerliliğini sürdürmektedir.Olgunun bulgularının birkaç saat içindeki ani değişimi ve bu arada bebek kaybı ve ameliyat bulguları

birkaç odağa atılmış pıhtı (emboli) atımını düşündürmektedir. Bu durumun oluşmasını öngörmek mümkün olmayıp olguya müdahale de 03.00'lü saatlerde bile tüm Kadın Doğum ve Anestezi ekibi eksiksiz yaklaşımda bulunmuştur.Bu sebeple ortadaki üzücü sonucun değerlendirileceği makamlar konuyu elimizde eksiksiz bulunan verilerden ve bilirkişilerden bilgi alarak değerlendireceklerdir" denildi.

TÜP BEBEK BEKLERKEN ÇOCUĞUNU VE EŞİNİ KAYBETTİ
TÜP BEBEK BEKLERKEN ÇOCUĞUNU VE EŞİNİ KAYBETTİ
İHA
Yayın Tarihi : 28 Ağustos 2010 Cumartesi 18:32:00
Güncelleme :28 Ağustos 2010 Cumartesi 18:45:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?