6
Mayıs
2024
Pazertesi
ESKİŞEHİR

Mahalle baskısı değil AKP baskısı!

Eskişehir’in geleceği şu anda onlar için ikinci planda, varsa yoksa tüm amaçları yerel seçimlerde Eskişehir’i AKP’li yapmak. Sadece Meclis’teki AKP’liler değil, AKP il teşkilatı, Maliye Bakanı Unakıtan da dahil, tüm AKP’liler böyle... Muazzam bir baskı var Eskişehir üzerinde. Mahalle baskısından öte hükümet baskısı... İcraatları engelliyorlar. Yatırımların devam etmesi için İller Bankası’ndan 26 trilyon lira kredi alacağım, onun bile önüne taş koyuyorlar...

* Eğer üçüncü kez seçilirseniz ne yapacaksınız?


AKP’li üyelerin çoğunlukta olduğu Büyükşehir Belediye Meclisi’nin reddettiği projeleri uygulamaya koyacağım. O kadar çok proje var ki...

* Neden projelerinizi reddediyorlar?


Bütün AKP bize karşı. Baştan beri... Bakan dahil, bürokratlar dahil, AKP il teşkilatı dahil, muazzam bir baskı var Büyükşehir Belediyesi üzerinde. Mahalle baskısından öte, hükümet baskısı var. Tüm icraatlarımıza engeller. İlla belediye başkanlığını almak istedikleri için her türlü baskıyı deniyorlar.

* Mesela?

Hangi konularda zorluk çıkarılmıyor ki! AKP il teşkilatı ve AKP’nin ilçe belediyelerinden gelen ve Büyükşehir Belediye Meclisi’nde çoğunluğu oluşturan AKP’li üyeler, Başbakan Erdoğan hangi konuşmayı yapıyor, hangi tavrı takınıyorsa, aynen kopya ediyor ve adeta emir komuta zinciri içindeki siyasi aktörler olarak bunları uyguluyor. Beş yıldan beri getirdiğim hiçbir projeyi Meclis’ten geçiremediğim gibi, birincil önemdeki Meclis’in kabul ettiği projelerin devamı olan yatırımların bitirilip hizmete girmesini bile engellemeyi vazgeçilmez bir görev sayıyorlar. Mesela tramvay şebekesini üç istikamette uzatmak istiyorum. Ama Belediye Meclisi karşı çıkıyor. Milletvekilleri sayesinde Devlet Planlama Teşkilatı’nda engel çıkarıyorlar. Şebekenin 16 kilometre uzaması, bugün 80 bin yolcu taşıyan ve kredisini ödeyebilen sistemin 120 bin yolcu taşımasını sağlayacak ve verimliliğini daha da artıracak. Ama buna rağmen engelletiyorlar.

* Gerekçeleri ne?


Gerekçe olarak mevcut tramvay sistemini gözardı ederek, sadece nüfusu 1 milyondan fazla olan şehirlerde raylı sisteme izin verdiklerini söylüyorlar. Bunu DPT söylüyor.

* Eskişehir’in nüfusu ne kadar?


Şehir merkezinin nüfusu 670 bin. Köylerle birlikte nüfusumuz 750 bin... Oysa nüfusu 1 milyondan, hatta Eskişehir’den de az olan Samsun’a, Kayseri’ye Antalya’ya bu izni veriyorlar. Bu çelişkiye işaret ettiğimde, “Onlara nasıl izin verdiniz? 2008 yatırım programına aldınız” diye sorduğumda, DPT’nin üst yetkilileri bana, “Onlar yukarıdan hallettiler!” cevabını verebiliyor.

* O illerdeki belediyelerin tümü de AKP’li değil mi?


Tabii, üçü de AKP’li... Eğer yukarıdan hallediliyorsa Eskişehir Milletvekili Maliye Bakanı Unakıtan’ın da bunu neden halletmediğini varın siz düşünün. Sanıyorum yerel seçimler arifesinde ’Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı bizim partiye verirseniz biz tramvay işini hallederiz’ diye bir çeşit siyasi şantaja hazırlık yapılıyor. Bundan başka pek çok örnek verebilirim. Mesela, 2.5 sene önce Odunpazarı’nda restore ettiğimiz eski Osmanlı evlerini butik otel olarak işletmeye vereceğiz. Belediye Meclisi bunun ihalesine engel çıkarıyor. Gerekçeleri de, ’Belediye işletsin’ diyorlar. Belediye otelcilik yapar mı? Üstelik eminim ki kendileri gelseler, yandaşlarına 15-20 yıllığına kiraya verirler. Nitekim alt belediyelerin yaptığı ihaleler öyle.

“Mehmet Aydın’a telgraf çektim, yanıt vermedi!”

* Eskişehir’de kaç AKP’li belediye var?


İki büyük ilçe onlarda Tepebaşı ve Odunpazarı... Yine bir başka örnek Eskişehir için çok büyük bir projemiz var. Hidroterapi Merkezi... Yani sıcak suyla tedavi merkezi. Bunun ihalesinin sonuçlanmasını engellemek için Meclis Komisyonları’nda gerekli kararları alıp Meclis’e getirmiyor, geciktiriyorlar. Muhtemelen ’Yerel seçimlerde biz kazanırız, biz ihale ederiz. Hoca’nın projesini biz yaparız’ diye düşünüyorlar. Çok daha önemli bir başka konu da şu geçmiş yıllarda programa alınarak ihalesi yapılan yatırımlarımızın bu yıl bitmesi ve hizmete alınması gerekiyor. Ancak müteahhitlerin hak edişlerini ödememiz için merkezi hükümet bütçesinden gönderilecek yardımlar yetmiyor. Bunun için belediyelerin bankası olan İller Bankası’ndan 26 trilyon kredi istedik. 9 yıldır hiç kullanmadığımız bu kredi hakkını kullanabilmek için Belediye Meclisi’nin yetki vermesi gerekiyor. Büyükşehir Belediye Meclisi bunu da reddetti. Oysa küçük esnafın ekonomik sıkıntı içinde kıvrandığı, işsizliğin hızla arttığı bu dönemde, 4 ay içinde Eskişehir’de harcanacak 26 trilyon lira kent ekonomisine ilaç gibi gelecekti, nefes aldıracaktı.

* Burada gerekçe neydi?

Hiçbir tutarlı gerekçeleri yok. Örneğin bu yatırımlardan biri 1300 kişilik Eskişehir Kongre Merkezi... Adliye Sarayı’nın karşısına yapılıyor. Merkezin bulunduğu caddenin ismi Cumhuriyet Bulvarı. Meclis’ten kredi izni isteme ve ek bütçe yapma yazısında, yatırımın yapıldığı bu caddenin ismi yok. ‘Neden yazmadınız?’ diye gerekçe gösteriyorlar. Düşünebiliyor musunuz? Halbuki Eskişehir’e bir tek kongre merkezi yapılıyor. Yeri de belli. Böyle gerekçe olur mu?

Bir başka konu bundan üç yıl önce şehir merkezindeki 200 dönümlük bir alana Botanik Parkı içerisinde, uzay kampı, tabiat tarihi müzesi, hayvanat bahçesi, bir bilim ve deney parkı kurmak üzere kolları sıvadık. Binalarının büyük bir bölümünü bitirmek üzereyiz. Bu arada 4 ay önce TÜBİTAK, bir Bilim Parkı kurulması için ayırdığı 12 milyon euro’luk yatırım fonunu vermek üzere belediyeler arasında bir yarışma açtı. Pek çok belediye katıldı. Tabii biz de... Ama yarışmaya sunulan projeler arasında Eskişehir olarak en öndeydik. Hatta diğer iller böyle bir projeden yeni haberdar olmuşlardı. TÜBİTAK’ın aradığı şartların hepsi bizde olmasına rağmen, 12 milyon euro’yu Konya’daki bir ilçe belediyesine verdiler. Üstelik bu belediyenin hiçbir projesi yoktu, sadece organize sanayi bölgesinde bir arazi üzerinde Bilim Parkı kuracaklarını söylemişlerdi. Bizi ikinci sıraya aldılar, ki biz TÜBİTAK düşünmeden önce gerçekleştirmeye başlamıştık bu projeyi.

TÜBİTAK da siyasallaştı

* Peki Bilim Parkı Projesi’nin Eskişehir’e verilmemesindeki gerekçe ne?


Bu Bilim Parkı’nda çalışacak olanların maaşlarını sürdürülebilirlik açısından Konya Sanayi Odası karşılayacakmış. Oysa biz hem yapım hem insan gücü hem de idame işini belediyenin hizmet programı olarak üstlenmiştik. Bundan daha güzel sürdürülebilirlik olur mu!

* TÜBİTAK’ta mı siyasallaştı?

Bu paranın henüz projesi olmayan bir belediyeye verilmesi bilime siyasetin hakim olduğunun göstergesi değildir de, nedir? TÜBİTAK’tan Sorumlu Bakan İlahiyat Profesörü Sayın Mehmet Aydın’a geçen hafta bir telgraf çekerek bu durumu kınadım. “Bu projeyi Konya’ya vermiş olmanızı Allah ve kul indinde adil kabul ediyorsanız, Eskişehir olarak üzülmeyip teselli bulacağız” dedim. Sayın Bakan’dan henüz bir cevap alamadım. Ama TÜBİTAK’ın desteği olmasa da o Bilim Parkı’nı tamamlayacağım. Kararlıyım, çünkü onlardan önce düşündüm bu projeyi... Bu şehirde okuyan çocukların hepsi okullarda teorik olarak öğrendikleri bilgileri, fizik alanında, elektronik alanında, astronomi alanında burada pratikle pekiştirecekler, deneyler yapabilecekler...

Mine Şenocaklı - Vatan
Yayın Tarihi : 16 Eylül 2008 Salı 10:44:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Yılmak yok IP: 88.227.77.xxx Tarih : 16.09.2008 11:29:15

Yılmak yok sayın başkanım eskişehir halkı sizinle gurur duyuyor durmak yok yola devam ! :)


eskişehirli IP: 88.246.14.xxx Tarih : 17.09.2008 10:00:32

tüm eskişehirlilere sesleniyorum.lütfen seçimlerde büyükerşen gibi bir hazineyi kaybetme riskine girmeyin.mükemmel ötesi işler yaptığını anlamak için başka illere gidin.sayın büyükerşen harikasınızzz...