8
Mayıs
2024
Çarşamba
ESKİŞEHİR

'Oğlum' dediği oğlu değilmiş!

Eskişehir’de, hayat sigortasından para almak için kendisini zehirleyerek öldürmeye çalıştığı iddiasıyla davacı olduğu eşinin 21 yıl önce dünyaya getirdiği çocuğun doktor babadan olmadığı DNA raporuyla belirlendi. Mahkeme heyeti, doktor baba ile çocuk arasındaki soy bağının iptaline karar verdi. 3. Aile Mahkemesi’ndeki duruşmaya Zübeyde Hanım Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde görevli uzman doktor İrfan Dikdere (49) ile boşanma davası süren eşi Ayşe Dikdere (40) katılmadı. 

Babalık testi için Aile Mahkemesi’ne müracaat eden Dr. İrfan Dikdere’nin Adli Tıp Kurumunda yaptırdığı DNA testinin ardından, bir önceki duruşmada hakimin istediği ek rapor okundu.
Yiğit Dikdere’nin (21) babasının Dr. İrfan Dikdere olmadığını içeren rapora itiraz eden Ayşe Dikdere’nin avukatı, esasa ilişkin beyanda bulunmak üzere hakimden süre istedi. Hakim, bu isteği kabul etmedi.
Hakim, Dr. İrfan Dikdere ile Yiğit Dikdere arasındaki soy bağının iptal edilmesine karar verdi.

"İHBARLARI DEĞERLENDİRDİM"
Dr. İrfan Dikdere, muayenehanesinde düzenlediği basın toplantısında, eşi Ayşe Dikdere’nin 12 Ağustos 2003’te kendisini, greyfurt suyuna yüksek dozda uyuşturucu ilaç vererek öldürme teşebbüsünde bulunduğunu öne sürerek, neden hastalandığını araştırırken, olaydan 2 ay sonra eşinin 8 yıllık yakın arkadaşı Nesrin Körel’den eşinin greyfurt suyuyla kendisini zehirlemeye çalıştığını ve birçok kişiye borcu bulunduğunu öğrendiğini bildirdi.
Körel’in, hastanede yattığı sürede eşi Ayşe Dikdere’nin sigortadan bin 800 YTL aldığını ihbar ettiğini ifade eden Dr. Dikdere, şu iddialarda bulundu:
"İhbarın gerçek olduğunu öğrendim. Biri kız ve diğeri erkek 2 çocuğumuz olması nedeniyle bu olayı Cumhuriyet Savcılığına haber vermeyip sustum. Ayşe Dikdere ile çocuklarımızın büyümesinden sonra boşanma konusunda anlaşma yaptık.
Ayşe Dikdere’nin bu süre içinde yine karanlık hayatına devam etmesi, benim çevremdeki ve kendi çevresindeki insanlardan borç para alması nedeniyle boşanmaya karar verdim. İlk duruşmada beni sevdiğini, boşanmak istemediğini, benim başka kadınlarla dolaştığımı, kendisini şişman bulduğumu ve bu nedenle boşanmak istediğimi iddia etti. Ayşe hanımın bu iftiraları karşısında ben de boşanmak istememin asıl nedenini bildirdim." Dr. Dikdere, daha sonraki dönemlerde Ayşe Dikdere hakkında 2 ihbar daha aldığını belirterek, bunlardan birinin eşi Ayşe’nin Kütahya’da M.T. ile aşk yaşadığı, ikincisinin de yıllardır oğlu bildiği Yiğit Dikdere’nin oğlu olmadığı yönünde olduğunu savundu. 

İki ihbarı da değerlendirdiğini ve Ayşe Dikdere’nin 2002 yılından beri Kütahya’da yaşayan M.T. ile cep telefonuyla sürekli konuşup mesajlaştığını tespit ettiğini ifade eden Dr. Dikdere, şunları söyledi:
"Bu kişiye Ayşe hanım adına mesajlar çekerek aralarındaki gönül ilişkisini tespit edip Cumhuriyet Savcılığında kayda aldırdım. Bu mesaj açıklamaları, Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden davanın dosyasında bulunmaktadır. İkinci ihbarı değerlendirmek için Yiğit Dikdere’den kan alarak Ankara Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nda DNA testi yaptırdım. Test sonucunda Yiğit’in babası olmadığımı öğrendim. Daha sonra Ayşe hanımla bu konuyu karşılıklı konuştuğumda beni neden öldürmek istediğini ve neden etrafımdaki insanlara bu kadar borçlandığını, Yiğit’in benden olmadığını öğrendiğimi söylediğimde olayları kabullendi ve Yiğit’in babasının 2000’li yıllarda ölen B.S. olduğunu itiraf etti."

"YİĞİT’E 900 YTL NAFAKA KESİLİYOR"
Boşanma davasında 2 çocuğuyla yuvasının yıkılmasını istemediğini, gazetelere de çocuklarını ve ailesini düşündüğü için konuşmadığını söyleyen Ayşe Dikdere’nin 20 yıldır yuvasına ihanet ettiğini, önceki sevgilisinden çocuk doğurduğunu, sevgilisi B.S’nin vefat etmesi sonrası iffetsiz yaşamına devam ettiğini, 2002 yılında yeni sevgili olarak M.T’yi bulduğunu öne süren Dr. Dikdere, "Ayşe hanım tüm bunlara rağmen hala ’kocamı seviyorum, yuvamı yıkmak istemiyorum, boşanmak istemiyorum’ diyebiliyor" diye konuştu. Yiğit Dikdere’nin kendisine nafaka davası açtığını ve mahkemenin Yiğit’e ayda 900 YTL nafaka bağladığını ifade eden Dr. Dikdere, "Hala oğlum olmadığı halde maaşımdan 900 YTL Yiğit’e nafaka kesilmektedir. Mahkemede verilen bu karar ile Ayşe Dikdere’nin 20 yıldır yuvasına ihanet ettiği ve iffetsiz hayat sürdüğü onaylanmış ve haklı olduğum ortaya çıkmıştır" dedi. Dr. İrfan Dikdere, piyasaya olan borçlarını hayat sigortasından alacağı parayla ödemek için kendisini 3 yıl önce zehirleyerek öldürmek istediğini öne sürdüğü eşi Ayşe Dikdere’ye geçen yıl boşanma teklifinde bulunmuş, olumsuz cevap alınca bu yıl savcılığa müracaat etmiş ve dava açılmıştı. İki çocuk annesi Ayşe Dikdere, eşi Dr. İrfan Dikdere’yi kasten öldürmeye teşebbüs ettiği iddiasıyla Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlanmıştı. Bu arada, baba Dr. İrfan Dikdere, 21 yaşındaki çocuğu Yiğit’in kendi oğlu olmadığını iddia ederek, Aile Mahkemesi’ne babalık testi için müracaat etmişti.
MİLLİYET
Yayın Tarihi : 9 Mart 2007 Cuma 17:11:40


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
serpil aydemir IP: 193.140.188.xxx Tarih : 13.03.2007 11:15:31
İrfan beye öncelikle çok geçmiş olsun diliyorum.Çevresinde sevilen sayılan bir insan olduğunu düşünüyorum verilmiş sadakası varmış böyle bir kadından uzak durmak lazım İrfan bey hiç üzülmesin kurtulduğuna dua etsin böyle bir varlıktan

taylan özaydın IP: 88.229.81.xxx Tarih : 13.03.2007 20:25:12
İrfan Bey bundan sonraki hayatınızda huzur ve mutluluklar diliyorum. Siz vicdanınızın verdiği rahatlıkla herşeyi açık yüreklilikle anlattınız. Gazetedeki röportajınızda evlendiğinizde birbirinizi sevdiğinizi sevdiğinizi söylemişsiniz. o şahıs sizi hiçbir zaman sevmemiş. Zannedersem sizinle maddi olaylar ve baskılarla evlenmiş. Unutmayın seven insan eşini 10 gün sonra aldatmaz. bende esk.de yaşıyorum. Esk. küçük yer bence bu kadın bundan sonraki hayatını başka bir şehirde geçirsin.