5
Mayıs
2024
Pazar
ESKİŞEHİR

Profesör Yazan'dan kozmetik uyarısı

PROFESÖR YAZAN'DAN KOZMETİK UYARISI

Eskişehir Anadolu Üniversitesi (AÜ) Eczacılık Fakültesi Eczacılık Teknolojisi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yasemin Yazan, piyasada yüzde 100 doğal olduğu ifade edilen hiçbir kozmetik ürünün tamamen doğal olamayacağını söyledi.

Yazan, yaptığı açıklamada, cilt sağlığına da önem verilmesi gerektiğini belirterek, "Siz isterseniz cildinize dünyanın en pahalı ürününü uygulayın, ama cildiniz kirli olduğu sürece o ürünün hiçbir faydası yoktur. Kozmetik üründe bir diğer basamak ise, cilt bakımıdır. Cilt bakımı ürünleri bugün, kozmetik ürünler arasında en büyük bölümü oluşturuyor” dedi.

Kozmetik ürünlerin hammaddesinin doğal olabilmesi için bazı özellikleri taşıması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Yasemin Yazan, "Birincisi bitki örtüsünden, hayvanlardan alınmalı ve mineral kaynaklı olmalı. İkincisi, yenilenebilen yani tekrar elde edilebilir olmalı ve son olarak da büyük oranda elde edilip belli bir amacı olmalı. Bu üç şartı mutlaka karşılaması gerekiyor. Doğadan topladığınız iki tane bitki eğer yenilenebilen özellikte değilse, buna zaten doğal ürün demiyoruz. Bir başka yaklaşım da doğal ürünlerin, kimyasal tepkimelerden uzak olan hammaddeler olduğunu söylüyor. Çünkü, kimyasal tepkimenin hiç olmadığı bir hammadde söz konusu değil. Yani siz doğadan ya da bir hayvandan aldığınız hammaddeyi, zaten olduğu gibi kullanamazsınız. Onun bir takım işlemlerden geçmesi gerekiyor ve bu işlemlerin hepsi zaten birer kimyasal tepkime. Örneğin, su doğal mıdır? Evet, doğadan kaynaklıdır, ancak bizim kozmetik ürüne soktuğumuz bu suyun bir takım kalite belirteçleri var. Dolayısıyla su belli kimyasal arıtmalardan geçirilerek kullanılıyor. Yani hiçbir kimyasal tepkimeye girmemiş hiçbir hammadde söz konusu değil. Bazı etiketlerde ‘hiçbir sentetik madde içermez’ ibaresi vardır. Böyle bir şey dünyada bir saçmalık olarak kabul edilir. ‘Tümüyle doğaldır’ diye bir şey yok. Elbette doğal ham maddelerin kullanıldığı kozmetik ürünler vardır. Bu doğal hammaddeler yalnız bu amaca yönelik yenilenebilen hammaddeler bile olsa, bunların cilt üzerinde beklenmedik bir takım etkileri çıkabilir. Hatta sıkı yönetmeliklere bağlı olan sentetik hammaddelere göre daha fazla olabilir diye söyleniyor. Çünkü, doğal hammaddelerin bağlı olduğu çok sıkı yönetmelikler henüz yok. Onun için kozmetik bilimciler birtakım yollar arıyorlar. Doğal hammaddelerin yararları tabii ki çok yüksek, ama bunların hem alerji yapmayan, hem toksik (zehir etkisi) olmayan ve ciltte tahrişe sebep olmayan özelliklerini belirlemek için bir takım yönetmelikler gerçekleştirmeye çalışıyorlar” diye konuştu.

 

"İÇİNDE YÜZDE BİR YA DA İKİ DOĞAL HAMMADDE OLAN ÜRÜNLER, TAMAMEN DOĞAL DİYE SATILIYOR"

Yazan, bitkinin nasıl toplandığının da son derece önemli olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Örneğin, bir bitkiyi günün ya da mevsimin farklı bir zamanında topluyorsanız, içerik değişecek. Bizi ilgilendiren de içeriğindeki etkin maddeler olduğu için toplayıcının hammaddeyi, günün aynı zamanında ve yılın aynı mevsiminde ve hatta aynı topraktan toplaması gerekir. Öte yandan, kozmetik ürünlerin tamamının olmasa bile doğal olduğunu kanıtlayan bazı logolar geliştirildi. 'EcoCert' logosu bunların en önemlilerinden biri. Bu logo, ürünün büyük oranda doğal olduğunu gösterir. Bunun dışında geliştirilen bir diğer logo da 'Cosmebio' logosudur. Yani biyolojik olarak kabul edilen kozmetik anlamına gelir. Tüketiciler, bu logolara dikkat edebilir. Bu logoları taşıyan kozmetik ürünler bütün testlerden geçirilip tüketiciye sunulmuştur. Bunun dışında bugün piyasada ‘doğal’ diye nitelendirilen birçok ürün var. İçerisinde yüzde bir ya da iki oranında doğal hammadde bulunduran ürünlerin bile tamamen doğal oldukları söyleniyor. Tüketici, burada dikkatli olmalı. Tamamen doğal ürün söz konusu değil. Bunu açıklamak firmaların görevi.”

Tüketicileri, kozmetik ürünleri aldıkları yer konusunda da uyaran Prof. Dr. Yasemin Yazan, sözlerini şölyle sürdürdü:

"Bugün cilt bakımı ürünlerinin arasında ‘yüzde yetmiş doğal hammadde içeriyor’ denilen ürünler var. Ancak, tüm kozmetik ürünlere baktığınızda doğal hammaddeler yüzde iki oranında. Çünkü, ürünlerinin doğal hammadde içerdiğini ispatlayan logoları alamamışlar. Bu durumda tüketicinin yapacağı şey de, bu logolara bakmaktır. Kozmetik ürünlerin ve hatta biyolojik olarak etkili olan kozmetiklerin eczanede satılması gerekiyor. Çünkü, eczacının deri hakkında ve ürün bilgisi var. Yani altyapısı ve tahsili, buna müsait. Oysa günümüzde kozmetik ürünler bir takım dükkanlarda satılır. O dükkanlarda çalışanlar, belki birkaç haftalık ya da bir aylık bir eğitim alırlar, ancak onlar bu konuda yetkin olmamalıdır. Çünkü, yetkin olanlar eczacılardır. Ürünün etiketini okuyabilecek, içinde ne olduğunu söyleyebilecek ve logosunu bilebilecek olan kişi, eczacıdır. Bu sebeple tüketicinin eczane dışından etkin bir kozmetik almaması kesinlikle öneriliyor."

İHA
Yayın Tarihi : 19 Şubat 2010 Cuma 11:18:02
Güncelleme :19 Şubat 2010 Cuma 13:57:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?