3
Mayıs
2024
Cuma
ESKİŞEHİR

Sansürsüz basının 101. yılı

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, basının içinde bulunduğu durumun insanı kederlendirdiğini söyledi.

Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yılmaz Karaca, yönetim kurulu üyeleri, basında sansürün kaldırılmasının 101. yıldönümü ve Basın Bayramı münasebetiyle Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i ziyaret etti.

Ziyarette konuşan Karaca, 24 Temmuz Basın Bayramı'nı kutlamama kararı aldıklarını belirterek, "Aldığımız bir karar gereği 24 Temmuz'u kutlamamak, bir meslek büyüğü olarak üzüntülerimizi sizinle paylaşarak bugünü geçirmek istedik. Eskişehir basınının, ülke geneline bakıldığında çok kaliteli olduğunu kimse inkar edemez. Ancak, basının meslekten olmayan tüccar zihniyetli kişilerin, patronların eline geçmesi acı. Eskişehir basının geleceğini iyi görmüyoruz" dedi.

Prof. Dr. Büyükerşen ise, gazetecilerin ziyaretinin kendisi için çok önemli olduğunu ifade ederek, "İçinizden birisi olarak basının içinde bulunduğu durumu yakından takip ediyorum. Gerçekten insan kederleniyor. Basın özgürlüğünün var olduğunu iddia edenler var. Basın özgür gibi gözüküyor, ama özgür mü? Bu tartışılır. 212 sayılı kanun uygulanmıyor. Biz, kanun hazırlanırken çok şey bekliyorduk. Yürürlüğe girdikten sonra gazete sahipleri tarafından karşı çıkmalar başladı. Bugün iktidar-basın ilişkilerinde basına suçlamalar yapıldığı görülüyor. Bunu hak eden basın var, hak etmeyen basın var. Hak eden basın mensubu var, hak etmeyen basın mensubu var. Parasız dağıtılan gazeteler olduğunu gördükçe, basının sermayenin emrinde olan bir bölümünün bulunduğunu kabul etmemek mümkün değil. Değirmenin suyu nereden geliyor ve bu gazeteler nasıl dağıtılıyor? Bir kısım basın, saldırgan. Saldırganlığı komploya ortak olma şeklinde kendini gösteriyor. Bazı bilgilerin belirli bir kesim basına servis edildiğini görüyoruz. Bazen öyle bilgiler görüyorum ki, diyorum ki bu yazılanlar bir polis hareketiyle ya tehditle, ya da cezaevine almakla sonuçlanacak. Her sızdırılan bilgiyi gazetelerinde kullanarak, kamuoyunu bazı operasyonlara hazırlıyorlar. Bazen hakaret edici ve çirkin diller kullanıyorlar. Hedef gösteriyorlar. Ben bunu seçim öncesi de yaşadım" diye konuştu.

Başkan Yılmaz Büyükerşen, söyleşi dizisi şeklinde kaleme alınan "Zamanı durduran saat" adlı kitabıyla ilgili olarak ise, şunları söyledi:

"Bu gibi kitaplara 'nehir söyleşisi' diyorlar. Yıllardan beri herkes bana 'anılarını yaz' diyordu. Bende bir vakit bulup yazamadım. Bugüne nasipmiş. Kitap seçimden önce çıkacaktı. Bu, benim de, kitabı yayınlayanların da çok işine yarayacaktı. Murat Canözer'le, bilmem nelerle boğuşmalardan vakit bulamadım. Kitabı okuduğumda fark ettim. Propaganda zamanında kızgın ve öfkeli olduğum günlerde üslubumda değişmiş. Kitabın en yumuşak ve güzel, hoşuma giden yeri, çocukluk anılarım. Çünkü, onlar mutluluk anılarım. Bazı şeyleri, genç kuşaklar öğrensin diye özellikle anlattım. Kitap çıktı da, sezon uygun değil. Herkes tatilde. Buna rağmen ilk baskısı İstanbul ve Eskişehir'de tükendi. 3 bin adet basılan kitap, 510 sayfa. Anlatmayı unuttuğum anılarımdan da bir kitap daha çıkar."

Gazetecilere geçen yıl verdiği basın merkezi sözü de hatırlatılan Büyükerşen, "Geç olsun, güç olmasın" karşılığını verdi.Yılmaz Büyükerşen, ziyaret sonunda nazar boncuğu hediye ettiği gazetecilerle belediye binası önünde hatıra fotoğrafı çektirdi.
 

İHA
Yayın Tarihi : 24 Temmuz 2009 Cuma 15:29:28
Güncelleme :25 Temmuz 2009 Cumartesi 18:19:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?