Kırıkkale Yatılı Bölge Okulu'nda (YİBO) özel şirkete bağlı hizmetli olan Erdal Geyikçi, okulda bulunan 300 öğrencinin hizmetlisi, ağabeyi, babası ve eğlencelerinin de erkek köçeği. Kendisinin bir benzerinin Türkiye'de bulunmadığını söyleyen YİBO hizmetlisi Erdal Geyikçi, çocukların neşe kaynağı olmaktan son derece mutlu olduğunu söyledi.
Geyikçi, "Okulda bana ne görev verilirse yaparım. Etrafı süpürür, masa ve sıraları yakarım. Yemekhanenin sorumlusu olarak çocuklara yemek servisi yaparım. Boş zamanlarımda da zillerimi takar çocukları eğelendiririm. Herkesin bir fobisi var, benim de fobim çocukları eğlendirmektir. Var mı benim gibi Türkiye de birisi daha?" dedi.
YİBO Müdürü Sami Yanık, özel şirketin hizmetlisi olarak görev yapan Erdal Geyik için, "O okulumuzun ne şeşe kaynağı. Çocukların her şeyi. Biz onunla moral ve motivasyon konusunda gurur duyuyoruz" diye konuştu.
Erkek köçek, ilköğretim haftasında yine çocukları eğlendirmek için davul zurna eşliğinde zilleriyle sahne çıktı.
antalyada ramazan eğlencelerinde tanıştık.kzım aleynanın gözbebeği oldunuz.kızıma gösterdiğiniz yakın ilgi onu çok mutlu etti.etkinliklerinizi ilgiyle okudum.sizi tebrikederim.hayatınız boyunca mutlu olun sizn gibi yüreği güzel insanların nesli tükenmek üzere yolunuz açık olsun
köçek erdal beyle antalyada(ansanda)tanışmıştım..geçen haftada milliyet pazar ekinde sn:can dündarın yazısında gördüm...burdan kimse yokmu diye çağrıda bulunuyorum..sn:can dündar köşesine taşıdıysa köçek arkadaşı...köçek arkadaşı seyretme şansına eremedim...televizyonda görmek isterdim....mesala ayrı bir yüze sahip akıllı vede mantıklı birisi..belki bir dizide rol alabilir diyorum..keman hocası oguz karaca..başarılar erdal kardeşim...
erdal abi oglumun sünnetine gelerek ayrı bir renk kattığı için teşekür ediyorum.allah işini rast getirsin.saygılar.bilgin gedik-titiz kuru temizleme-KIRIKKALE...
erdal geyikçiyle birlikte işlek tekstil dans etiler erdal geyikçi mustafa yı yanına mı aldı ramazan senliğinde
slm sevgili kardeşim erdal öncelikle yaptıgın işle ğurur duymanı dilerim hamsi temizle rekorumda sabaha kadar bana destek oldugun için tesekkür ederim sen bana göre çok iyi bir insansın yolun ve bahtın her zaman açık olsun
ikiside köçek erdal ve mustafa kepezde ramazan genliğinde mustafa ile erdal geyikçi ikili peçeli köçekler işlek tekstil de aşılışta ikişi beraber dasn etiler herkesi eğlendirdiler
YORUMUMA BAŞLAMADAN ÖNCE,ÖZÜRDİLİYORUM ERDAL KARDEŞİM.İNSANLARI TANIMNADAN YARGILAMANIN YANLIŞ OLDUĞUNU,ARTIK İYİCE ANLAMAYA BAŞLADIM.BAZI İNSANLAR VARDIR.SIR GİBİDİR.BİLMEDEN,TANIMADAN,İNSANLARI AYNI SANMAMALIYIZ.SY:ERDAL GEYİKÇİ KARDEŞİMİ ANTALYADA RAMAZAN EGLENCELERİNİ YAPILDIĞI PROĞRAMDA TANIDIM.KENDİSİ İŞLER TEKSTİL FİRMASINI STANDINDA,SATIŞ ELAMANLIĞINI VEDE ANIMASYONLUĞUNU YAPIYORDU.RAMAZAN EYLENCELERİNİN YAPILDIĞI ALANDADA AYRI YERLEREDE RENK KATIYORDU.KARŞILIK BEKLEMEDEN YAPIYORDU.KENDİSİNİ ÖNCELERİ TANIYAMADIK.SORDUĞUMDA"KÖÇEKLİĞİN"ANTALYADA TANINMADIĞINI,"KÖÇEKLİGİ"TANITMAK İÇİN KARŞILIK BEKLEMEDEN YAPIYORUM DEMİŞTİ.TEKRAR SENDEN ÖZÜRDİLİYORUM ERDAL KARDEŞİM.DEMEKKİ BU DÜNYADA İYİ İNSANLARI TANIMAK İÇİN ÖNCE KÖTÜ OLMAK GEREKİYORMUŞ.YOLUN AÇIK OLSUN ERDAL KARDEŞİM.......
KÖÇEK ERDALDAN ANLAMLI DESTEK Kırıkkale’de renkli siması ve dans şovlarıyla büyük beğeni toplayan Köçek Erdal lakaplı Erdal Geyikçi Vali Mustafa Bahrettin Demirer’in himayelerinde, Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz’ın destekleriyle başlatılan yardım kampanyasına tam destek verdi. Geyikçi ücretsiz gittiği düğünlerden kampanyaya bağış için destek isteyecek. ‘HAYDİ KIRIKKALEM SIRA SENDE' Kırıkkale Valisi Mustafa Bahrettin Demirer ve Belediye Başkanı Veli Korkmaz’ın da himaye ve destekleriyle Bingöl’ün Genç İlçesinde şehit düşen Jandarma Üsteğmen Serkan Gencer’in ailesine rahat bir yaşam sürmelerini sağlamak için ‘Haydi Kırıkkale Şimdi Sıra Sende’ kampanyasına büyük destek Köçek Erdal’dan geldi. Gittiği düğünlerde ücretsiz şovlar yapan ve kısa sürede Kırıkkalelilerin beğenisini toplayan Köçek Erdal lakaplı Erdal Geyikçi düğün sahiplerinden yine para almayacağını ancak kampanyaya destek isteyeceğini söyledi. HEKESİ KAMPANYAYA DAVET ETTİ. Babasının Kıbrıs Gazisi ve ikiz kardeşlerinden birisinin astsubay ve diğerinin de şuan vatani görevini yaptığını belirten Geyikçi, kardeşlerinden birinin güneydoğu da askeri aracın mayına basması sonucu yaralı kurtulduğunu ve acı haberin evlerine ateş gibi düştüğünü söyledi. Vatanı ve milleti için gözlerini kırpmadan canını feda eden şehidimiz Jandarma Üsteğmen Serkan Gencer’in geride kalan ailesine destek olmak için Kırıkkale’ye çağrıda bulundu. Daha öncede bir çok kampanyaya destek veren Köçek Erdal, şehitlik mertebesinin kutsal bir makam olduğunu vurgulayarak, “Bu herkesin başına gelebilir. Allah geride kalanlara yardım etsin. Kırıkkale’de özellikle yaz aylarında düğünlerden ve önemli günlerden büyük paralar kazanan sanat camiasını kampanyaya davet ediyorum” dedi. Geyikçi, kampanyaya destek vermeyen isteyen vatandaşların Ziraat Bankası 368 11 899 – 5002 nolu hesap numarasına bağışta bulunmalarını istedi.
TARİHİN ZENNELERİ: Köçeklik Anadolu'da sadece yaygın bir adet değil, erkek çocukların özel olarak yönlendirildiği bir meslekti Zenneler kendilerine çok uzun süredir iktidar sofralarında bile yer bulmuştu. Tarih araştırmacısı Ergun Hiçyılmaz, Osmanlı'dan benzer sahneler aktarır: "Sultan Mehmet'in himayesindeki sünnet düğününde at meydanına kurulan kerevette 'Şopar', Hint dansına kuru tahta üzerinde başlamış ve atbaşının cümle esnafı ile halk yavaş yavaş çevreye toplanmıştı. Kılıç oyununda gövdesi çıplaktı ve öylesine hızlı dönüyordu ki, rüzgar öpmek istese başaramazdı. Al bürümcük, şeffaf şalvar döndükçe şişiyordu. Ardından körpeliğine ters düşen sesiyle şarkılara geçiyor ve bunu Rumeli Köçeği ile tamamlıyordu. Oynadığı tahta altın ve gümüş tarlası haline gelmiş, seyredenler büyülenmişti. Düğünün dört gününde de bıkmadan usanmadan oynamıştı. Saraya davet edildiğinde artık 'Şopar' ya da 'Çingene İbo' değil, 'İbo Şah'tı. Ocak ağalarının ısrarı ile o ünlü 'gemici oyunu'na çıktılar. Ayasofya hamamı önüne çakılan iki direkli sembolik gemide ibo, 'Ayşe reis' olmuş ve tüm zenneliğini ortaya koymuştu." (Ergun Hiçyılmaz, "Çengiler, Köçekler, Dönmeler, Lez'olar..." Cep Kitapları, 1990) ----------------------------------Anadolu'nun köçekleri Sadece Saray'da mı? Anadolu'da da oldum bittim zenneler düğünlerin, sünnetlerin vazgeçilmezleri arasındaydı. Bu toprağın yetiştirdiği en büyük saz ve söz ustalarından Neşet Ertaş, kendi hayatını anlattığı destanında çocukluk yıllarını şöyle yazar: "Zalım kader devranını dönderdi / tuttu bizi İbikli'ye gönderdi / Babam saz çalarken bana zil verdi / oynadım meydanda köçek dediler." Köçek oynatmak sadece yaygın bir adet değil, yetenekli erkek çocukların pek erken yaşlarda yönlendirildikleri bir meslekti. Babadan oğla geçen, kuşaktan kuşağa aktarılan bir meslek... Öyle ki Neşet Ertaş'ın doğduğu topraklarda verdiği en son konserde izlerken, genç bir köçekle tanışmıştım. Bir süre izledi, sonra sahneye fırladı Erdal Geyikçi bir süre ustasını köşeden izlemiş, onda belki kendi geleceğini düşlemiş, sonra da Ertaş'a danışmadan kendini sahneye atıp göbek atmaya başlamıştı. Anadolu, tıpkı 60 yıl önce Neşet Ertaş'ı izlediği gibi, tıpkı 600 yıl önce "Çingene İbo"yu izlediği gibi ilgiyle izlemiş ve olgunlukla alkışlamıştı "zennelerin sonuncusu"nu da... Sahne sanatına bir ömür vermiş Seyfi Dursunoğlu gibi bir sanatçıya yasak koyarken, "Toplum istemiyor, çocuklar zarar görüyor" diyenlerin biraz tarih, biraz toplum, biraz da sanat bilmeleri gerekmiyor mu? YAZAN:CAN DÜNDAR
merhaba erdal bey..adınızı soyadınızı girdiğimde karşıma çıkan haberi görünce teşekür etmek için yorum yazıyorum..yılbaşında çalıştığımız "antalya ikinci bahar huzur evine"gelerek huzur evindekilerini vede bizleri eylendirdiginiz için teşekür ederiz...arkadaşlarla paraylamı geldi diye konuşurken,para almadan geldiğinizi söylediler..para karşılığıda yaptığınız için ayrıca teşekür etmek istiyoruz..huzur evindekilerin çok hoşuna gittiniz..pazartesi günü tekrar bir eylencemiz var..sizi yine aramızda görnek istiyoruz..yaren hemşire...
---------------------------HİÇ------------------------------- sizin HİÇ arkadaşınız oldumu. aynı mahallede büyüdüğünüz. aynı okulda okuduğunuz. aynı sirada oturduğunuz. derste kopyaları paylaştığınız. sizin HİÇ arkadaşınız oldumu. sokaklarda beraber top oynadığınız. duvarları kale yapıp penaltılar attığınız. birgün küsüp birgün barıştığınız. beraber gülüp beraber ağladığınız. sizin HİÇ arkadaşınız oldumu. kale yaptığınız duvarlara isimleri yazılan. parklara,sokaklara isimleri konulan. öldüklerinde çocukları yetim kalan. vatanı için askerde ŞEHİT olan. sizin HİÇ arkadaşınız oldumu.
BAŞARILAR ERDAL BEY.WWW.SETFM.BİZ
eeee baska konu yokmu yani demek istedimki ben bunu yani bu siteyi cok sevdim ama her baktim zaman deyismiyor konu sizden sadece konunun değismesini istiyorum bana gore değistirin.....
beni arayan arkadaşlar.benim görüntümün neden youtube,de olmadığını soruyorlardı..YOTUBE,ye görüntümü attım.peçeli köçek veya erdal geyikçi yazarak youtube,deki görüntülerime ulaşa bilirler....ayrıca tekrar kent haber çalışanlarına teşekür etmek istiyorum.saygılarımla.erdal geyikçi(köçek)
11 mayıs anneler gününde ikinci bahar huzur evine gelerek renk kattığınız ve yaşlı annelerimizi eylendirdiginiz için teşekür ediyoruz.bugünde hemşireler gününe geleceginiz içinde teşekür ediyoruz.ikinci bahar huzur evi-antalya-yaren hemşire..
26.08.2008 12:47 Köçeklik ve çengilik tarih oluyor Osmanlı eğlence hayatının iki asil siması olan çengilik ve köçeklik mesleği son demlerini yaşıyor. 1857'de çıkarılan bir yasayla ilga edilen köçeklik son demlerini Kırıkkaleli Erdal Geyikçi yaşıyor. Geyikçi köçekliğin bir Osmanlı geleneği olduğunu ve unutulmaması gerektiğini dile getirdi. Oryantal ve dansöz dediğimiz çengilerin asırlarca Türk eğlence hayatının odağı olduğunu dile getiren Kırıkkaleli Köçek Erdal Geyikçi Osmanlı'da çengilerin sadece erkek meraklıları değil, kendi cinslerinden hastaları olduğunu ifade etti. Özellikle İç Anadolu'daki düğün ve şenliklerde rengarenk kıyafetleriyle farklı danslarıyla dikkat çeken köçeklerin artık tarih olduğunu belirten Geyikçi “Bir zamanlar tüm düğünlerde boy gösteren köçeklere, pek rağbet yok. Bu çok özel bir gelenek. Unutulması çok acı" dedi. Çengi faaliyetinin 1857'de çıkarılan 'Köçekliğin ilgasına dair kanun kapsamına alınmadığını ifade eden Geyikçi “Ancak Batı tarzı eğlencenin moda olmaya başladığı, varyete kızlarının revaç bulduğu yeni dönemde çengi kolları varlıklarını koruyamayıp dağıldı. Ancak yine de çengi adı günümüze kadar Çengane Çingane deyimiyle Sulukule'de varlığını sürdürdü. Divan Edebiyatı'nda çenginame diye bir türün doğmasına kaynak olmuş sanat yasaklanmış olmasına rağmen abdallarla ayakta kalan köçekler üzerine sürdü” ifadelerini kullandı. Köçek dünyasının Yorgi adında bir Rum delikanlısının Büyük Afet', Kaspar adında bir Hırvat gencinin 'Küçük Afet' diye anıldığı, uğurlarına cinayetlerin işlendiği bir başka âlem olduğuna dikkat çeken Geyikçi “Günümüzde başını Asena'nın çektiği dansözler, içlerinden bir kaçına yönelik medyatik ilgi dışında sıradan alaturka eğlencenin tali unsurları. Oysa bir asır öncesine kadar aynı sanatı yapan erkek köçeklerle birlikte çengiler baş tacıydı. Ne zaman ve nasıl doğdu, Anadolu'ya ne zaman geldi bilen yok” şeklinde konuştu. İZİNLİ TEŞKİLATI VARDI Arap Fars kültürüne mahsus rakkaselerin Selçuklu ve Osmanlı'da önce saray çevrelerine sonra da konak sahiplerine ilham verdiğine dikket çeken Geyikçi “Osmanlı'da çengi ve köçeklerin belediyeden izinli teşkilatı vardı. Kol denilen her gruba bir kolbaşı reislik yapar, yardımcısıyla birlikte 12 dansçıyı idare ederdi. Bunların dışında her kolda 'sıracı' denilen dört kişilik saz heyeti bulunurdu. Kolbaşı doğal olarak grubun patronu, devlet karşısında muhatabı, menajeriydi. Evi meşkhane diye anılır, burada grubun dansçıları çalıştıkları gibi çengi olmak isteyenler de kurs görürlerdi” dedi. NELER YAŞANDI NELER “Sadece düğün, kına gecesi vesilesiyle değil, özel bir eğlence düzenlemek isteyen herkes kolbaşının evine gider, pazarlık yapar anlaşma olduğu takdirde kararlaştırılan gün grup eve gelirdi” diyen Kırıkkaleli köçek Geyikçi “Kolbaşı ve yardımcısının önderliğinde göz alıcı renkte kıyafetlerle evden çıkan kızların sokaklardan geçişlerinin 'hadise' olduğunu dönemin bütün kalem erbabı yazıyor. Hademeler ve hizmetçilerle 20 kişiyi bulan grubun allı morlu feraceler içinde ellerinde yelpazelerle mahalleye kırıtarak girmesiyle neler yaşanacağını düşünülebilir” ifadelerini kullandı. BU GELENEĞİN ELÇİSİ Köçekçiliğin okulu olmadığını bu yüzdende yeni neslin köçekliğe merak etmediğini dile getiren Geyikçi “Sokaklara sıra halinde dizilmiş delikanlıların hayranlık dolu bakışları altında kâh onlarla işaretleşerek, kâh göz kırparak yürüyen kızların davet edildikleri eve ulaşana kadar ortalığı birbirine kattıklarını tahmin etmek zor olmasa gerek. TV’lerde çıkan dans yarışmaları rağbet görmekte. Dans yarışmaları ise kültürümüzden bizleri uzaklaştırıyor. Fırsat verildiği taktirde hayalimdeki olan Anadolu Modern Köçek Dans Topluluğunu kurmak istiyorum. Bu geleneğin elçisi olarak tüm Dünyaya tanıtmak istiyorum” dedi. İbrahim Akpınar/Kırıkkale
facebook ka üye olanlar müminin resmini göre bilirler erdal geyikçiye girsin oradan görürsünüz...
Mahsuscuktan ağladığımız, zarasız kıskançlık yaptığımız, günahsız, yalansız dönemimiz, "çocukluğumuz''.. Ele avuca sığmadığımız geçen günlerde; evet hepimiz çocuktuk. Evet, hepimizin kolunda, dirseğinde, yüzünde sıyrıklar, çizikler oldu. Kimimizin bedeninde, bazılarımızın da sadece anılarında kaldı. Dünü yaşayarak büyüdük, büyüdüğümüzü sandık. Ya içimizde yeşerttik, yada sulayıp, büyütemedik, gecen yıllara taşıyamadan öldürdük, çocukluğumuzdaki; oyunlarımızı, mızmızlığımızı, Haylazlığımızı, menfaatsiz sevgimizi. Her ne ise nedeni, bilemiyorum; içimdeki çocukluğum, hep yanımda, hala capcanlı, öldüremedim. İçimdeki haylaz çocuk, ruhumda kaldı; O mu vefalı ben mi vefalıyım bilemiyorum.:) Hala saf ve masum.Hala onurlu, çıkar gütmeden bilincimin, yüreğimin saklı yerinde, gayet memnun halinden, birlikte yaşıyoruz işte.J Bazen gülüyoruz, bazen suskunlaşıyoruz.. Sevinçlerde mutlu oluyoruz. Hüzün yaklaştığında ise, hiç yokmuş gibi içimde, gizli yerinden fırlıyor ve masumiyetiyle hayata göz kırpıyor.. Bir anda değiştiriyor psikolojimi.. Umursuzca dans ettiriyor, eğlendirip,bencillikten, kin, nefret, öfkeden beni ayıklayabiliyor! Hatta göz yaşlarımı sildiği vakitte oluyor.. Hangimiz yaşamın zorluklarına uğramıyoruz ki? Hangimiz aldığımız soluğun diyetini ödemiyoruz ki? Hepimiz bir yerde, bir dönemde acılı yoğunluğu yaşıyoruz.Yaşam, öyle sanıldığı kadar da kolay değil! Ekonomi değerleriniz size miras kalsa da, koşullarınızda; şanslı konumu yakalasanız da, emek ve zaman vermeden kimse rahat yaşamıyor. Her kesin kendine göre bir yaşam şekli var! Ve ne ilginç tir ki; hiç birimiz de bulunduğumuz konumdan memnun değiliz: Hep fazla fazlası olsun diye organizmamızı, o canım psikolojimizi yerden yere vuruyor. Elimizdeki ile yetinmiyoruz! Bir doyumsuzluktur almış başını gidiyor. Tshırt değiştirir gibi otomobil, yazlık, kışlık evleri değiştiriyoruz. Oysa hepimizde biliyoruz ki, bu güzelim hayattan ayrılırken cebimizde ne kredi kartlarımız ne de anahtarlarımız olacak..J Canımız bedenimizden uçup gittiğinde; hepimiz aynı kriterlerde, aynı meleklerin konukları olacağız. Bunu zengin olanda, yoksul olanda biliyor ama kimseler düşünmüyor veya düşünmüyoruz! İşte içinizdeki "çocukluk", ilk evrelerdeki gibi canlı ise, onu öldürmemiş, yaşatıyorsanız, inanın bu tür oyunlarla zaman kaybı yaşamıyor, ömür aşımına uğramıyorsunuz. Çünkü içinizdeki "çocukluk" buna izin vermiyor. Hep sizi sade, masum ve çıkara doğru yarışlarınızda "Dur" komutunu veriyor! "Sen, yaşamaya geldin, bu dünyada, çalış ama eğlenmesini bil, öğren ama paylaşmasını bil, çabala kazan ama kazancını bölmeyi bil, darlığı çeken dostlarınla bolluğu yaşayıp, paylaş diyor!!'' İnkar edemeyeceğiz dönem olan, hepimizin yaşarken geçtiğini anlamadığımız o çocukluğumuzdan elde kalanları, anılardan çıkarıp, içimizde tekrar yaşatalım diyorum! Ne dersiniz? Emin olun ki; siz ona "merhaba" dediğinizde o, size bir ömür yoldaşlık ediyor. Kötülükleri yaklaştırmıyor, sizin kapıldığınız saçma sapan eylemlerinize engel olabiliyor. Çünkü o dönemin kahramanı çocukluğumuz; annemizin çıkarsız sevgisi gibi, babamızın özverisi gibi, hala içten ve olabildiğince hala düzgün. ... Büyüdüğümü gördüğüm bu günlerde, çocukluğumu büyütemedim diye arada bir kederlensem de; beni enerji dolu,insan sevgisiyle aşık eden, çılgın, bir o kadar da çalışma azmi verip, emekçi yapan, başarıya koşturan içimdeki çocukluğuma teşekkür etmeliyim. Oluşumumu sağlayan, güce minnettarlığımı, anneme, babama gerçek sevdayı duyduğum gibi.. İçimizdeki çocukluğu yaşatıp, Çocukluğumuzun; hepimizi hayat sanıcılarından koruması dileğiyle.
köçek olmak iyi erdal köçek gibi hayatta 3 şey vardır... 1-peçeli köçek 2-peçeli köçek 3-peçeli köçek
-------------------GÖNLÜM----------------------------------- SEVDA TOHUMU DÜŞTÜĞÜ ANDA.. PARÇA PARÇA OLUR YARILIR GÖNLÜM... SEVDA ATEŞİYLE PİŞTİĞİ ANDA... YANMAYAN GÖNÜLE DARILIR GÖNLÜM DERİNDEN YÜKSELİR SESİZ BİR NARA.. O ANDA BAKILMAZ ZARARA KARA HESABI KİTABI ATIP BİR KENARA MAGLÜM BİR MECHULE SARILIR GÖNLÜM.. BİR SİTEMKİ KİM İŞİTE KİM DUYA BİR SİTEMKİ AŞİKARA KİM KIYA BAKIŞLARI KESKİN OLAN AVCIYA KENDİ RIZASIYLA VURULUR GÖNLÜM..
mustafa işlek erdal konyaaltı da yarısmaya katıldı. ve birinci cıktılar
AYŞENUR HANIM.BU HABERDE KÖÇEK ERDAL BEYİN YAPTIKLARI YAZIYOR.İNTERNETTE SİTE ÇOK.KENHABERİ VE BU HABERİ OKUMANIZ GEREKMİYOR.AYRICA BURDA YAZANLAR KÖÇEK ERDAL BEYİN YAPTIKLARININ YÜZDE ELLİSİ.KENDİSİ MEŞUR OLMAK İSTESE YADA PARANIN PEŞİNDE KOŞSAYDI,İNANIN ÇOK PARALAR KAZANIRDI VEDE DÜNYACA ÜNLÜ BİR SANATCI OLURDU.BELLİ OLMAZ BELKİ BİRGÜN BİR DİZİDE YADA FİLİMDE GÖREBİLİRSİNİZ.HERKES SİZ OLAMAZ,HERKEZDE ERDAL BEY GİBİ BİRİSİ OLAMAZ...
DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ Dünya çocuk gününde, Neşeliyiz hepimiz. Bizi mutlu yapana, Çok teşekkür ederiz. Evet bugün küçüğüz, Yarın büyüyeceğiz. Sizin işlerinizi, Bizler yürüteceğiz. "Çocuk umuttur" diye, Büyük Ata'ma minnet! Bekliyoruz sizlerden, Himaye, sevgi, şefkât.
Erdal Geyikçi, düğünlerde, şenliklerde ve şölenlerde artık silah yerine gül atılmasını istediğini kaydetti. SAĞ DUYULU DAVRANILMALI Çullu'da 3. Hıdrellez Şenliği'nde yaşanan silahla yaralanmalı olaydan sonra herkesin hüzne boğulduğunu belirten Geyikçi, katıldığı düğünlerde ve eğlencelerde insanların silah atmasının kendisini derinden üzdüğünü belirtti. SİLAHA HAYIR Çulla'daki olayın kendisini derinden üzdüğünü vurgulayan Geyikçi "Artık her hafta köçek olarak katılacağım düğünlerde "Silaha Hayır" kampanyası başlatmaya ve bundan sonra da hiçbir şenlikte ya da düğünlerde silah atılmasını protesto etmek ve insanlarımızı bilgilendirmek için Kırıkkale halkımızdan da destek bekliyorum" diye konuştu. Geyikçi düğün ve şenliklerde gösteriye başlamadan önce "Silah değil gül atın, düğünlere kana bulamayın, gelin beraber oynayalım. Silaha Hayır!" yazılı kağıtlarla dolaşacağını belirtti.
--------------MAZİ------------- SANKİ MAZİDE KALMIŞ,YIKILMIŞ HERYER... BİZİM SOKAĞIN KÖŞESİNDEKİ EVLER,YOK YERİNDE NERDELER.. BİZİM SOKAĞIN ADINI BİLE DEGİŞTİRMİŞLER.. AKLIMA TAKILDI KİMDİ BU İSİMLER.... ÇOCUKKEN OYUN OYNADIĞIMI KARDEŞLER... PARKLARA,SOKAKLARA ADLARI VERİLENLER... BİZİM SOKAGIN KÖŞESİNDEKİ EVLER,YOK YERİNDE NERDELER.. YERLERİNE DİKİLMİŞ KOCA KOCA GÖKDELENLER.. BİZİM EVDE KESİLMİŞ ELEKTİRİKLER.. KULAĞIMA GELİYOR,ÇAN,ÇAN SESLER.. YIKILMADAN DİMDİK DURUYOR CAMİİLER.. SANKİ KAN AĞLIYOR KIPKIRMIZI GÖKLER... GÖZLERİM AY YILDIZLI BAYRAĞI ÖZLER.. BİZİM SOKAĞI KÖŞESİNDEKİ EVLER.. SOKAĞIN ADINI BİLE DEGİŞTİRMİŞLER.. AKLIMA TAKILDI KİMDİ BU İSİMLER. ÇOCUKKEN OYUN OYNADIĞIMIZ KARDEŞLER.. HEPSİ GÖÇMÜŞLER BİRER BİRER,ÖLENLER-ŞEHİTLER...
Aşkın beni elden ele gezdirdi Çok dolandım bulamadım eşini Beni candan usandırdı bezdirdi Tuzlu imiş yiyemedim aşını Benim ile gezdin beni arattın Beraber oturup beraber yattın Türlü türlü güllerinden koklattın Aşık ettin güle bülbül kuşunu Altmış iki yıldır seni ararım Tükendi sabrım yoktur kararım Dağa taşa kurda kuşa sorarım Kimse bilmez hikmetini işini SANA YAKIŞIR BU SÖZLER...... Her millete birer yüzden göründün Kendini sakladın sardın sarındın Bu dünyayı sen yarattın girindin Her nesnede gösterirsin nakşını Görenlere açık körlere gizli Kimine göründün oruç namazlı Veysel'e göründün cilveli nazlı Tutan bırakır mı senin peşini
KÖÇEKLİK VE CENGİLİK TARİH OLUYOR. Osmanlı eğlence hayatının iki asil siması olan çengilik ve köçeklik mesleği son demlerini yaşıyor. 1857'de çıkarılan bir yasayla ilga edilen köçeklik son demlerini Kırıkkaleli Erdal Geyikçi yaşıyor. Geyikçi köçekliğin bir Osmanlı geleneği olduğunu ve unutulmaması gerektiğini dile getirdi. Oryantal ve dansöz dediğimiz çengilerin asırlarca Türk eğlence hayatının odağı olduğunu dile getiren Kırıkkaleli Köçek Erdal Geyikçi Osmanlı'da çengilerin sadece erkek meraklıları değil, kendi cinslerinden hastaları olduğunu ifade etti. Özellikle İç Anadolu'daki düğün ve şenliklerde rengarenk kıyafetleriyle farklı danslarıyla dikkat çeken köçeklerin artık tarih olduğunu belirten Geyikçi “Bir zamanlar tüm düğünlerde boy gösteren köçeklere, pek rağbet yok. Bu çok özel bir gelenek. Unutulması çok acı" dedi. Çengi faaliyetinin 1857'de çıkarılan 'Köçekliğin ilgasına dair kanun kapsamına alınmadığını ifade eden Geyikçi “Ancak Batı tarzı eğlencenin moda olmaya başladığı, varyete kızlarının revaç bulduğu yeni dönemde çengi kolları varlıklarını koruyamayıp dağıldı. Ancak yine de çengi adı günümüze kadar Çengane Çingane deyimiyle Sulukule'de varlığını sürdürdü. Divan Edebiyatı'nda çenginame diye bir türün doğmasına kaynak olmuş sanat yasaklanmış olmasına rağmen abdallarla ayakta kalan köçekler üzerine sürdü” ifadelerini kullandı. Köçek dünyasının Yorgi adında bir Rum delikanlısının Büyük Afet', Kaspar adında bir Hırvat gencinin 'Küçük Afet' diye anıldığı, uğurlarına cinayetlerin işlendiği bir başka âlem olduğuna dikkat çeken Geyikçi “Günümüzde başını Asena'nın çektiği dansözler, içlerinden bir kaçına yönelik medyatik ilgi dışında sıradan alaturka eğlencenin tali unsurları. Oysa bir asır öncesine kadar aynı sanatı yapan erkek köçeklerle birlikte çengiler baş tacıydı. Ne zaman ve nasıl doğdu, Anadolu'ya ne zaman geldi bilen yok” şeklinde konuştu. İZİNLİ TEŞKİLATI VARDI Arap Fars kültürüne mahsus rakkaselerin Selçuklu ve Osmanlı'da önce saray çevrelerine sonra da konak sahiplerine ilham verdiğine dikket çeken Geyikçi “Osmanlı'da çengi ve köçeklerin belediyeden izinli teşkilatı vardı. Kol denilen her gruba bir kolbaşı reislik yapar, yardımcısıyla birlikte 12 dansçıyı idare ederdi. Bunların dışında her kolda 'sıracı' denilen dört kişilik saz heyeti bulunurdu. Kolbaşı doğal olarak grubun patronu, devlet karşısında muhatabı, menajeriydi. Evi meşkhane diye anılır, burada grubun dansçıları çalıştıkları gibi çengi olmak isteyenler de kurs görürlerdi” dedi. NELER YAŞANDI NELER “Sadece düğün, kına gecesi vesilesiyle değil, özel bir eğlence düzenlemek isteyen herkes kolbaşının evine gider, pazarlık yapar anlaşma olduğu takdirde kararlaştırılan gün grup eve gelirdi” diyen Kırıkkaleli köçek Geyikçi “Kolbaşı ve yardımcısının önderliğinde göz alıcı renkte kıyafetlerle evden çıkan kızların sokaklardan geçişlerinin 'hadise' olduğunu dönemin bütün kalem erbabı yazıyor. Hademeler ve hizmetçilerle 20 kişiyi bulan grubun allı morlu feraceler içinde ellerinde yelpazelerle mahalleye kırıtarak girmesiyle neler yaşanacağını düşünülebilir” ifadelerini kullandı. BU GELENEĞİN ELÇİSİ Köçekçiliğin okulu olmadığını bu yüzdende yeni neslin köçekliğe merak etmediğini dile getiren Geyikçi “Sokaklara sıra halinde dizilmiş delikanlıların hayranlık dolu bakışları altında kâh onlarla işaretleşerek, kâh göz kırparak yürüyen kızların davet edildikleri eve ulaşana kadar ortalığı birbirine kattıklarını tahmin etmek zor olmasa gerek. TV’lerde çıkan dans yarışmaları rağbet görmekte. Dans yarışmaları ise kültürümüzden bizleri uzaklaştırıyor. Fırsat verildiği taktirde hayalimdeki olan Anadolu Modern Köçek Dans Topluluğunu kurmak istiyorum. Bu geleneğin elçisi olarak tüm Dünyaya tanıtmak istiyorum” dedi. İbrahim Akpınar/Kırıkkale/memlekethaber
SİLAH DEGİL GÜL ATI. Erdal Geyikçi, düğünlerde, şenliklerde ve şölenlerde artık silah yerine gül atılmasını istediğini kaydetti SAĞ DUYULU DAVRANILMALI Çullu'da 3. Hıdrellez Şenliği'nde yaşanan silahla yaralanmalı olaydan sonra herkesin hüzne boğulduğunu belirten Geyikçi, katıldığı düğünlerde ve eğlencelerde insanların silah atmasının kendisini derinden üzdüğünü belirtti. SİLAHA HAYIR Çulla'daki olayın kendisini derinden üzdüğünü vurgulayan Geyikçi "Artık her hafta köçek olarak katılacağım düğünlerde "Silaha Hayır" kampanyası başlatmaya ve bundan sonra da hiçbir şenlikte ya da düğünlerde silah atılmasını protesto etmek ve insanlarımızı bilgilendirmek için Kırıkkale halkımızdan da destek bekliyorum" diye konuştu. Geyikçi düğün ve şenliklerde gösteriye başlamadan önce "Silah değil gül atın, düğünlere kana bulamayın, gelin beraber oynayalım. Silaha Hayır!" yazılı kağıtlarla dolaşacağını belirtti. KÖÇEKE POLANYA TEKLİFİ. Kırıkkale'de köçek kültürünü canlı tutan Erdal Geyikçi'ye Polonya teklifi. ------------------------------------ Şenliklerde, düğünlerde ve açılışlarda renkli görüntüler oluşturan ve Kırıkkale'de köçek kültürünü canlı tutan Erdal Geyikçi'ye Türkiye -Polonya Parlamentolar Arası Dostluk Gurubu Başkanı ve AK Parti Kırıkkale Milletvekili Murat Yılmazer, Polonya'ya götürme teklifinde bulundu. Önümüzdeki aylarda Anadolu Ateşi ve bazı sanatçılarla Polonya'ya gideceğini dile getiren Yılmazer'in kendisini de köçeklik kültürünü tanıtmak için Polonya'ya götürmek istediğini ifade eden Geyikçi, Türkiye'nin adını duyurmak için her zaman üzerine düşeni yapacağını ve bunu para karşılığı yapmadığını belirttiAmacımız köçeklik kültürünü yaşatmak AMACIM KÖÇEKLİK KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMAK.. Kırıkkaleli Peçeli Köçek Erdal Geyikçi, köçeklik geleneğini yaşatıyor. ---------------------------------------- Ünü Kırıkkale'yi aşan Peçeli Köçek Erdal Geyikçi, saz ve söz ustalarından Neşet Ertaş'ın kendi hayatını anlattığı destanında çocukluk yıllarını da oynamıştı. Amacını dile getiren Geyikçi "Ben yıllardır Kırıkkale'de ve Türkiye genelinde düğün ve eğlence ortamlarında vatandaşlarımızı eğlendirdim. Yıllardır çıkmadığım sahne, konuk olmadığım televizyon ve neredeyse çıkmadığım düğün kalmadı. Ama hiç birinden bir kuruş para almadım. Amacım bu kültürü yaşatmak. Para kazanmadan mutlu olmak. HABER MERKEZ:HABER.KIRIKKALE İLGAZETESİ....
Kırıkkale Yatılı Bölge Okulu'nda (YİBO) özel şirkete bağlı hizmetli olan Erdal Geyikçi, okulda bulunan 300 öğrencinin hizmetlisi, ağabeyi, babası ve eğlencelerinin de erkek köçeği. Kendisinin bir benzerinin Türkiye'de bulunmadığını söyleyen YİBO hizmetlisi Erdal Geyikçi, çocukların neşe kaynağı olmaktan son derece mutlu olduğunu söyledi. Geyikçi, "Okulda bana ne görev verilirse yaparım. Etrafı süpürür, masa ve sıraları yakarım. Yemekhanenin sorumlusu olarak çocuklara yemek servisi yaparım. Boş zamanlarımda da zillerimi takar çocukları eğelendiririm. Herkesin bir fobisi var, benim de fobim çocukları eğlendirmektir. Var mı benim gibi Türkiye de birisi daha?" dedi. YİBO Müdürü Sami Yanık, özel şirketin hizmetlisi olarak görev yapan Erdal Geyik için, "O okulumuzun neşe kaynağı. Çocukların her şeyi. Biz onunla moral ve motivasyon konusunda gurur duyuyoruz" diye konuştu. Erkek köçek, ilköğretim haftasında yine çocukları eğlendirmek için davul zurna eşliğinde zilleriyle sahne çıktı.
MERHABA ERDAL BEY..YILBAŞIDAN GELMİŞTİN,PAZARTESİ GÜNÜ HUZUR EVİNDEKİ"PAMUK NİNENİN"DOGUM GÜNÜNEDE GELDİGİNİZ İÇİN TEŞEKÜR EDİYORUZ..PAMUK NİNE GELDİGİNİZE ÇOK SEVİNDİ..SİZİN METNİNİZİ İKİNCİ BAHAR HUZUR EVİNİN İKİNCİ ŞUBESİNDEN DUYMUŞLAR.. İKİNCİ ŞUBEMİZEDE BEKLİYORLAR..ÜÇRETSİZ GELDİGİNİZ İÇİN ARTIK ÜÇRETTE VERMEYİ DÜŞÜNÜYORLAR..GALİBA BU GİDİŞLE HUZUR EVİNİN MOREL KAYNAĞI VEDE GÖZ BEBEGİ OLACAKSINIZ..GELİRSENİZ ÇOK SEVİNİRİZ..ANTALYA,İKİNCİ BAHAR HUZUR EVİ ÇALIŞANLARI...
KIRIKKALDED KURUSIKI SİLAHLAR:KORKUTUYOR. Resmi büyütmek için tıklayın Kırıkkale düğünlerinde 7'den 70'e herkesin elinde olan kurusıkı silahlar korkutuyor. 25 YTL'den başlayan fiyatlarla her yerde bulunan kurusıkı tabancaları kimi meraktan, kimi korunmak, kimi korkutmak, kimi ise düğünlerde sıkmak için satın alıyor. 7'DEN 70 HERKESİN ELİNDE KUSUSIKI VAR: Kırıkkale düğünlerinde 7'den 70'e herkesin elinde olan kurusıkı silahlar korkutuyor. 25 YTL'den başlayan fiyatlarla her yerde bulunan kurusıkı tabancaları kimi meraktan, kimi korunmak, kimi korkutmak, kimi ise düğünlerde sıkmak için satın alıyor. İHA muhabirinin araştırmasına göre, Türkiye'de her yıl yaklaşık 180 bin kişi kurusıkı silah satın alıyor. Türkiye'deki üretimi ve satışı 10 yıllık bir geçmişe sahip olan kurusıkı tabancalar, yıllık cirosu 10 milyon doları bulan bir sektöre dönüştü. 18 yaşını dolduran herkes tarafından bir ikametgah ve nüfus belgesiyle temin edilebilmesi, ayrıca 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu kapsamında tutulmadığı için ruhsata tabi olmaması, kurusıkı silahlara olan talebi arttıran nedenlerin başında geliyor. TÜRKİYEDE 1300 RUHSATLI AV BAYİİSİ VAR: Türkiye genelinde ruhsatlı bin 300 av bayiinde satılan yerli kurusıkılar 25 ile 75 YTL'den alıcı bulurken, ithal olanların fiyatı 250 YTL'ye kadar çıkıyor. Şu anda Türkiye genelinde 1 milyon 800 bin kişi kurusıkı silah kullanıyor. Türkiye'de 8 firma tarafından üretilen tabancaların yüzde 30'u ihraç ediliyor. Silahların denetimi seri numaraları ile kesilen faturalar üzerinden, emniyet kuvvetleri tarafından yapılıyor. Gerçek tabancadan ayırt edilemeyen kurusıkı tabancaların mermilerinin tanesi yalnızca 10 YKr. 1999 yılında kuru sıkı tabancalarla işlenen soygun ve gasp suçlarındaki artış nedeniyle dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan tarafından satışı yasaklanan kurusıkılar, sektörün krize girmesiyle yeniden sahneye çıktı. Üretici firmalar Avrupa'daki uygulamayı örnek göstererek yeni yasal düzenlemeler talep etti. Bunun sonucunda 2000 yılı sonunda av bayilerinin kuru sıkı silah satışına tekrar izin çıktı. Avrupa Birliği Uyum Yasaları çerçevesinde 2003 yılının Kasım ayında yürürlüğe giren ve Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan Oyuncaklar Hakkında Yönetmelik'in Ek 1-20. maddesi gereğince oyuncak kapsamından çıkarılan kuru sıkı silahlar, halen hiçbir yasa kapsamında olmaması nedeniyle hukukçular ve bireysel silahlanma karşıtları tarafından eleştiri konusu. Av malzemeleri dükkanları ya da internet aracılığıyla rahatlıkla temin edilebilmesi ise oluşturabileceği tehlikeleri gözler önüne seriyor. Konya ve İstanbul'da toplam 8 firma tarafından üretilen kurusıkı tabancalar, Amerika, İtalya, Almanya başta olmak üzere ihraç da ediliyor. BİREYSEL SİLAHNMAYA KÖÇEK ERDAL GEYİKÇİ:ŞAVAŞ AÇTI. Bireysel silahlanmaya savaş açan Kırıkkaleli Köçek Erdal Geyikçi, kurusıkı tabancaların gerçeğinden ayırt edilemediğine dikkat çekerek, "Kurusıkı taşıyanlar bu nedenle gerçek silahlı kişiler tarafından kendini savunma amacıyla karşılık görebiliyor ve ölümler gerçekleşiyor. Ayrıca kurusıkı silahların namlularının değiştirilerek gerçek bir silah gibi kullanımı da söz konusu. Kaldı ki körlük, sağırlık gibi kalıcı zararlar verebileceği gibi kalp krizlerine de sebep olabiliyor. Kuru sıkı silahların en çok satıldığı mekan Kırıkkale. Kırıkkale'de 7'den 70'e herkesin elinde bir kurusıkı silah var. Düğünlerde, milli maçlarda herkes kuru sıkı silah sıkıyor. Ben bir kampanya başlattım ama kimse aldırış etmedi. Düğünlerde silah değil gül atalım" diye konuştu.HABER SÜLEYMAN YILMAZ:KIRIKKALE İHA...
KÖÇEK İLE GARİP Bu toprağın yetiştirdiği en büyük saz ve söz ustalarından Neşet Ertaş, kendi hayatını anlattığı destanında çocukluk yıllarını şöyle yazar: "Zalım kader devranını dönderdi / tuttu bizi İbikli'ye gönderdi/ Babam saz çalarken bana zil verdi / oynadım meydanda köçek dediler/ Anam Döne İbikli'de ölünce / tam beş tane öksüz yetim kalınca / Beşimiz de per perişan olunca / babamgile buradan göçek dediler/ (..) / Zalım kader tedbirimi şaşırttı / heybe verdi dalımıza devşirtti / Yardım etti Yerköy'üne göçürttü / Biraz da burada kalın dediler". Yıllarca kaldığı o Yerköy'de düğünlerde köçeklik edip saz çalarak geçti çocukluğu Neşet Ertaş'ın... Ardından İstanbul'a gidip şöhret oldu. Hasta düşüp Almanya'ya göçtü. Orada unutturdu kendini; 2000'de geri geldi. Nihayet, 55 yıl sonra, önceki gün "bir halk kahramanı" olarak döndü ata toprağı Çiçekdağı'na... Ben de tanıklık ettim bu buluşmaya... * * * Yolda bozkıra hâkim bir tepede durduk. Neşet Usta, oturdu ilhamına kaynak olan, kendisini tohumlayan toprağa... Karşı dağlara baktı, bir sigara yaktı. Efkârlandı. Çekti bağlamasını kucağına, dağlara doğru bir bozlak havalandırdı: "Seni çıkmaya mecalim mi var benim / koymadın takatimi amanın dağlar"... * * * Çocukluğunun mahallelerinde gezdik birlikte... Kerpiç evlerin önünde oturan yaşmaklı kadınlar uzaktan onu görünce "Aaaa, bizim Neşet gelmiş" diye seslendi. Adını duyan koştu. Çocukken güreş tuttuğu, birlikte düğün çaldığı akrabalarıyla buluştu. Sonra konserde alanı dolduran hemşerilerini "Ayaklarınızın turabı, gönüllerinizin hızmatçısıyım" diye selamladı Ertaş: "Çocukluğum buralarda geçti, ekmeğinizi yedim, suyunuzu içtim" dedi. Bağlamasının "döşünü döve döve" çaldığı türkülerle teşekkür etti. "Ellerinizi birbirine her vurduğunuzda günahlarınız kurumuş yaprak dalları gibi dökülür" dediğinde bütün eller kalkıverdi. "Anadolu seninle gurur duyuyor" diye inledi meydan... * * * Eski düğünler yoktu artık, düğün okuyarak geçinen abdallar yoksulluğa yenilmiş, "kalkıp göç eylemiş"lerdi. Bir kültür yok olup gidiyordu. Neşet Ertaş, kendisini Türkiye'ye dönmeye ikna eden güvendiği dostu, Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü Bayram Bilge Tokel'le birlikte Keskin'de abdal geleneğini yaşatmak üzere "Ustalar Müzik ve Oyun Topluluğu" kurulmasına ve abdalların işe alınmasına öncülük etti. 68 yıllık ömrünün 62'sini müziğe vermiş Usta, "yeni Neşet'ler"e el verdi. Konserinin sonuna doğru bir erkek köçek kendini sahneye attı, zil çalıp oynamaya başladı. Türkü bitince Ertaş, "Ben de bu arkadaş gibi düğünlerinizi şenlendirmek için köçeklik ederdim. Asırlarca bu kültürün hizmetçisi olduk. Karşılığını ekmeğinizle verdiniz" dedi. Çocukluğuydu karşısında raks eden... Onda, çektiği acıları gördü. "Bu kardeşime hem üzülüyorum, hem de tebrik ediyorum" dedi. Ona alkış istedi. "Köçek"in adı Erdal Geyikçi idi. "Zamanında Neşet Ertaş'ı köçek diye dışlayanların şimdi onu nasıl bağrına bastığını görmek için Kırıkkale'den kalkıp gelmişti." Herkesin huzurunda bir gelenek elden ele geçti. Büyük Usta, sahnede hepten devleşti. can.dundar@e-kolay.net
----------------BE KADIN------------- SEN KENDİNİ NE SANDIN,BE KADIN...... BİRAZ YÜZ VERDİM,HAVALANDIN,BE KADIN..... DÜNYADA BİRTEK SANMİ KALDIN,BE KADIN..... SENİ SOKAKLARA BENMİ ATTIM,BE KADIN..... SEN DÜŞMÜŞTÜN SENİ KALDIRDIM,BE KADIN.... SENİ SOKAKLARA BENMİ ATTIM,BE KADIN..... HER ERKEGİ AYNIMI SANDIN,BE KADIN...... ETRAFIMDA ÇOK VAR KADIN,BE KADIN..... SANA BİRAZ YAKLAŞTIM,BE KADIN..... SENSE BENİ YANLIŞ ANLADIN,BE KADIN..... SENİ SOKAKLARA BENMİ ATTIM,BE KADIN..... SEN DÜŞMÜŞTÜM,SENİ KALDIRDIM,BE KADIN..... SENSE UZAKLAŞTIN,BE KADIN...... SENİN BU İNADIN,BE KADIN....... HER ZAMAN KAYBEDERRSİN,BE KADIN....... (erdal geyikçi)....
Ben de bir çocuğum, diğerleri gibi, Şefkatle öpülmek, sevilmek isterim. Ellerimde tutsun büyüklerim, Annesinin yanında bir çocuk görsem, Kederle dolar, yaşlı gözlerim. Ben de bir çocuğum diğerleri gibi, Neşeyle dolup gülmek isterim. Bir sevgi denizinde, Açılmak sonsuza doğru. Ninnilerle, türkülerle büyümek, Bayramların bayram olduğunu bilmek, Her çocuk gibi benim de hakkım. Sıcak bir yuvadır düşlerim, Ne olur, beni de görün, Beni de sevin büyüklerim
çok güzel bende böyle bir okulda okumak isterdim
Kimisi öksüz Kimisi terk edilmiş bazısının içinde özlem bazısının içinde hasret var bazıları ise onları terk eden ailelerine kin tutuyor,nefret kusuyorlar gidiyorlar bir yolda bir amaçları yok aslında tek istekleri karınlarını doyuracak üç kuruş para ve ilerliyorlar sonu belli olmayan uçsuz bucaksız boşlukta...
erdalgeyikci71@hotmail.com ekleye bilirsiniz veya bunu ekleyin erdalgeyikci@gmail.com tsk...
DAYICIM SENİ ÇOK SEVİYORUM.İŞLERİNDE BAŞARILAR DİLİYORUM..ATA AKVARYUM:KUŞ BALIK GALERİSİ.A.PAŞA.NATAYOLU.1 CADDE..SENİ SEVİYORUZ DAYICIM..
---------KADERİM--------- GAMI KEDERİ BİZE VERDİLER. KİMİMİZE BICAĞI,KİMİMİZE SİLAHI VERDİLER. KALEMİ ELİMİZE VERİP YAZ DEMEDİLER. BİZİ KADERİMİZE MAHKUM ETTİLER. ------------------------------------- MEZAR YERİNE DÖRT DUVARA GÖMDÜLER. BİZE SEVGİYİ ÖGRETMEDİLER,ÖLDÜR DEDİLER. ÖLMEYİ ÖLDÜRMEYİ HAK ETMEDİLER. BİZİ BİRGÜN BİLE GELİP GÖRMEDİLER. ------------------------------------- HANİ NERDE O SEVENLER SEVGİLİLER. HEPSİ YOKOLDULAR,GİTTİLER BİRER BİRER. HER GÖRÜŞ GÜNÜNDE BİTEN ÜMÜTLER. KİTABI VERİP OKU DEMEDİLER. ------------------------------------- DUR DESİN ARTIK BUNA BİRİSİ. ALİSİ,VELİSİ. HERGÜN GELECEK BURAYA YENİ BİRİSİ. OKUDUN GELECEK NESİLİ;SEVGİMİZİ. (erdal geyikçi)....
-----------KIZLAR------------------- SANKİ DÜNYADA BİRTEK ONLAR VAR.... AMA YİNEDE BİR ERKEK ARARLAR..... ERKEKLER OLMASA NE YAPARLAR..... ERKEKLER OLMASA NE YAPARLAR..... BİRİSİNİ BULUP ARKADAŞ OLURLAR.... TANIMADAN SORMADAN KONUŞURLAR.... ERKEKLERDEDE VARDIR,HATALAR...... DOĞRU ERKEGİ KIZLAR BULURLAR..... HEP YANLIŞ ERKEGE KALIRLAR..... TATLI SÖZLERE,GÜZELLİGE KANARLAR.... ASLINDA DOGRUYU ,ERKEKLER ARARLAR.... KIZLAR İSTERSE ARKADAŞ OLURLAR..... OLASA YENİ BİRİSİNİ BULURLAR...... SANKİ DÜNYADA BİRTEK KIZLAR VAR.... BİR KONUŞMAYLA TANIŞIRLAR...... EVLENELİM DİYE YANAŞIRLAR.... SONRA OLANLARA ŞAŞIRIRLAR.... EVDE OTURUP GELENE GİDENE BAKARLAR..... EVDE KALMAKTAN KORKARLAR..... İLK BULDUĞU ERKEGE BAKARLAR... BULAMADIĞI MUTLULUĞU MANTIKTA MANTIKTA ARARLAR.... DOĞRUYU BAŞTA YAPSALAR,OLMAZDI BÖYLE YANLIŞLAR.....(erdal geyikçi).......
PEÇELİ KÖÇEK ERDAL GEYİKCİ MEYDAN OKUDU: Kırıkkale'nin tanınmış ismi Peçeli Köçek Erdal Geyikçi, dans gösterileriyle ünlü ABD'li sanatçı Michael Jackson'a meydan okuyup, "Benim figürlerimin dünyada eşi benzeri yok" dedi..... Kırıkkale'de ve Türkiye'de kendisine rakip bulamayan Peçeli Köçek sonunda rakibini bulduğunu belirterek, Ünlü sanatçı Michael Jackson'a dansta yarışma teklifinde bulundu. Türkiye'nin her bir yerini gezen peçeli köçek Erdal Geyikçi, tek rakibinin Jackson olduğunu belirterek, aynı sahneyi paylaşmak istediğini vurguladı.... Peçeli köçek Geyikçi, "Benim Michael Jackson'dan neyim eksik. Ben yıllarca köçek kostümüyle oynadığım figürlerin içinde Michael Jackson dansını çok iyi yapıyorum. Hatta kendime özgü dans figürlerimle ondan daha iyi dans yaptığıma da inanıyorum. Bur da sadece kostümler farklı ama ben onun dansını köçek elbiseme yakıştırıyorum. Eğer oda benim gibi kıvrak dansına güveniyor ise benimle aynı sahneyi paylaşsın. Ben kendime güveniyor ve inanıyorum. Sahnede onu terletmeye hazırım. Ben yıllarca Antalya yöresinde Maykıl olarak tanınıyordum. Türkiye'nin de tek Maykıl dansını yapan peçeli köçek olarak Michael Jackson'a meydan okuyorum. Çıksın sahneye kozlarımızı paylaşalım" dedi..iha Yayın Tarihi : 3 Temmuz 2007 Salı
YAŞLILAR HAFTASINDA"İKİNCİ BAHAR HUZUR EVİNE"GELEREK,HUZUR EVİNE NEŞE KATTINIZ TEŞEKÜR EDİYORUZ.GERÇEKTEN YAPTIĞINIZ İŞTE BAŞARILISINIZ.İNSANLARI NEŞELENDİRMESİNİ BİLİYORSUNUZ..TEŞEKÜRLER,ERDAL BEY.........
merhaba erdal kardeşim.kırıkkalede yine yaptığını yaptın.kırıkkalede gittiğin düğünlerden yine para almayıp.düğün sahiplerinde"ŞEHİT"ailesi için başlatılan kampanyaya destek vermen,anlamlı bir destek.böyle bir kampanyaya ilk senin destek varmende güzel erdal.başarılar.
AH BABAM SAĞ OLSAYDI................
Keşke Neyse: Gözlerimi açtım.ağzımda berbat bir tat,başımda bela bir ağrı.sensizliğin 5. gününe açtım gözlerimi.aklıma günden önce sen giriyorsun.``bu gece de ölmemişim``diyorum uyandığımda.rutubetli odamdan bir an önce kurtulup sırf hava değişikliği olsun diye ondan daha havasız salonuma gitmeye yeltendiysem de çıkamıyorum yatağımdan.sen varsın aklımda.uyanır uyanmaz damlıyorsun tüm gurursuzluğunla beynime.düşünüyorumda hayran olduğum gururlu adam nasıl olurda beynimden binlerce kez kovmama ramen gitmiyor aklımdan!sen oluyorsun aklımda..ağlıyorum..yastığıma damlıyor gözyaşlarım yastığımı kokluyorum:tuzlu bir hüzün.kimsenin yaşamayı hakketmediği.. Bir yastığım bir yorganım bilir sensizliğn cerdiği yenilmişliğimi.onlarda benimle beraber ağlar,üzülürler halime.yorganım acır bana,daha şegkatle sarılır.yastığım daha bir sabırla taşır başımı beynimde ki senle beraber.. Seni düşünmekten sıkılırım,acısına dayanamam ve artık uykuya dalmak isterim.uykuya dalıp hiç uyanmamak sonsuza kadar uyumak.veya uyanıp senin yanımda olmanı isyerim.keşke öyle birşey olsa uyandığımda sen olsan ve ``birşey yok hayatım hepsi bir rüyaydı hadi anlat rüyanı desen``ben anlatmasam sadece sana sarılsam...varlığına şükürler etsem...
İlgimi çekti.Çok güzel.Süpersiniz sayın Erdal Geyikçi.Başarılarınızın devamını dilerim.Sizi sürekli görüp haberlerinizi izlemek isterim.Buna çok ihtiyacımız var.Zamanınız olsada diğer okullarada katkıda bulunabilseniz ne iyi olur.Sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
merhaba erdal.yaptıklarıyın çogunu bizzat biliyorum.ama burda yazılmayan bir haberide yazmak istiyorum.ilk okulu okuduğun bağlarbaşı ilk okulunu atıl halden kurtulmasını sağlayan kişi sayılşırsın erdal.şuan okuduğun okul kırıkkalenin en moderin okulu olmasında medya aracılığıylada olsa sen öncülük ettin erdal.biliyorsun bende o okulda okumuştum.yolun açık olsun erdal..
Gazi Oğlundan Atilla Olgac’a Tepki:Kırıkkaleli Peçeli Köçek Erdal Geyikçi ‘Babamda Kıbrıs Gazisi ama hiç asker öldürmedi.Tüm Türkiye’yi sarsan rum askerini öldürdüğünü söyleyen Atilla Olgaç’a Kırıkkale’li peçeli köçek Erdal Geyikçi’den tepki geldi.Kıbrıs Harekâtı'nda esir bir Yunan askerini öldürdüğünü söyleyen Atilla Olgaç’a köçek Erdal’dan tepki geldi. Babasınındı Kıbrıs gazisi olduğunu söyleyen Erdal Geyikçi ’babasının çocukluk yıllarında anlattıklarının böyle olmadığını söyledi. Erdal Geyikçi,babam benim çocukluk kahramanım.Kurtlar Vadisinin kötü karakteri olan”Kılıç”Atilla Olgac’ın Kıbrıs şehitlerinin,gazilerinin ailelerinden özür dilemesi gerektiğini söyledi.Babasının resim albümlerinde ve anlattıkların böyle olmadığını söyleyen Erdal geyikçi,Babamın”3 gün denizde kaldık 1 günde havadan ve denizden girerek Kıbrısı aldık,Kıbrıs dışardan bakıldığında yalancı bir cennet gibiydi içerisini girdiğimizde cehennem gibiydi sözlerini unutamadığını,halkında bir kahraman gibi karşıladığını söyledi. Babasının anlattıklarının içinde aldıkları esirlere ve yaşan halka kendi yedikleri istikaklardanda verdiklerini söyledi.Kardeşinin de Türk silahlı kuvvetlerinde astsubay olduğunu söyleyen Erdal geyikçi Türk silahlı kuvvetlerini düşüncesizce söylenen sözden dolayı da zan altında bırakmasını kınadığını da söylediKendisinindi Türkiye nin en ucra bölgesinde ve en önemli yerinde askeligini yaptığını söyleyen Erdal geyikçi.askerde yapılan görev kutsaldır ve yapılanlar askerde kalmalıdır diye konuştu.her şavaşta olduğu gibi zayet vermekte ,almakta vardır diye konuştu.daha sonra eşi ve ailesi tarafından yemekhanede patates soyarak askerligini yaptıgı açıklanan kurtlar vadisinin kötü karekteri ”kılıç”atila olgac’ın tüm türkiyeden özürdilemesi gerektigini söyledi.İ.H.A VELİ YILMAZ.
Merhaba erdal abi.Haberi facebook sayfanda paylaşmıssın yorumları okudum.Birde ben yorum yazıyım dedim.Yaptıklarıyın çogunu yakınan biliyorum.Gazetelerden de takip ediyorum.8 yıl önce kırıkkaleli müzisyenlere gelin birlik olalım,aynı çatı altında toplanıp dernekleşelim,dügünleri yasaklayacaklar demiştin,kimse yanaşmamıştı...Dügünlerde atılan silaha karşı savaş açmıştın. Başta müzisyenler olmak üzere,Herkes sana tepki göstermişti.Senin yüzünden dügünleri yasaklıyorlar.Sanane dügünlerde atılan silahlar diyorlardı.Şimdi dügünleri yasaklıyolardı.Ama yine sen müzisyenleri sahiplendin,dügünlerin yasaklanmaması için neler yaptın.Şimdi müzisyenler aynı çatı altına girmek için dernek kuruyorlarmış.Aslında çok şeyler yaptığını biliyorum.Yorumlardada yazıyor.Burda yazmayan çok insana maddi ve manevi destegin oldugunuda çok iyi biliyorum.Yeter artık diyorum erdal abi.Bu yaşınaca ne kazandın.???Kim görüyor yaptıklarını...Sa,na espiriyle karışık senden iyi millet vekili olur diyordukya..vallaha şaka degildi.seçim atmosferindeyiz,bakıyorumda millet vekili adaylarına,senin tırnağın bile olamıyacak insanlar var.Sen hep söylersin ya,kötüler olmasa iyilerin kıymeti bilinmez.ama herkes kötü olunca erdal abi..senide kimse görmez...allah yolundan ayırmasın erdal abi..
Arkadaşlar erdal bey bir kültürü yaşatmaya çalışıyor erkek köçeklik ne kadar kötü olabilir neden yozlaşıyoruz kırıkkale kırşehir iç anadoluda bilindik bir mirastır geçmişten günümüze gelen kendisi ile ilçemizde düğünde tanıştık resimlerini çekmiştim çok içten bir insan allah yolunu açık etsin tebrikleri eminimki birilerine hizmet için karşılık beklemeden elinden geleni yapar kendisi...