6
Mayıs
2024
Pazertesi
KONYA

KONYA TEDİRGİN VE GÜVENSİZ

Daha çok öz kaynak kullandığı ve az borçlanma eğilimi taşıdığı için Konya krize dayanır, ama krizin uzun sürmesinin maliyeti yüksek olur. Kayseri gibi Konya da seçimlerin bitmesini ve hükümetin ekonomiye eğilmesini bekliyor

Kayseri gibi Konya da, özellikle 1980 sonrası dönemde serbest pazar ekonomisi temelinde, küreselleşemeye açılarak, AB sürecini iyi kullanarak ve bireysel girişimciliği ön plana çıkartarak sanayi alanında önemli atılımlar yapmış bir kent. Bulunduğu coğrafi alanın geçmişten gelen bir transit ticaret merkezi olması özelliği de, Konya’nın yaşadığı ekonomik dinamizme ve kültürel dönüşüme katkıda bulunuyor.
Konya, çok yönlü ve esnek sanayisi ile büyük üretim kapasitesine sahip yatırımlar için geniş sektörel yatırım altyapısına sahip. Konya, 32 bin KOBİ’ye sahip olması nedeniyle (Konya sanayisinin yüzde 99’luk bölümü KOBİ’lerden oluşuyor) Türkiye’nin KOBİ başkenti olarak görülüyor. DİE’nin 2002 Genel Sanayi ve İşyeri Sayımı sonuçlarına göre kentte 56 bin 185 adet işyeri bulun uyor ve bu işyerlerinde 135 bin 443 kişi çalış ıyor. İhracat rakamlarına bakıldığında, Konya’ da 2007’de 576 civarlarında olan ihracatçı firma sayısı 2008 ocak-nisan döneminde 654’e yükselmiş. Konya, 148 ülkeye ihracat yapıyor ve ekonomik anlamda küreselleşmeye başarılı biçimde eklemleniyor. Mart 2009’da Konya Sanayi Odası’nın yaptığı çalışmaya göre, kentte öne çıkan 12 sektör var. Bunlardan bazıları gıda, tekstil, otomotiv yan sanayi, makine ve teçhizat, deri ve deri ürünleri (özellikle ayakkabı), ambalaj ve kâğıt sanayi, tarım makineleri sektörleridir.

Hem muhafazakâr, hem küresel
Kentin 2000’lerde hızlanan dönüşümü, küreselleşme dinamikleriyle bütünleşmiş olmasından kaynaklanıyor. KSO Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil’e göre, Konya muhafazakâr kimliğiyle bilinen bir kent olmasına rağmen, 1980 sonrasında uygulanan serbest pazar ekonomi politikaları ile muhafazakâr-İslami değerleri benimseyerek İslam ve modernitenin bir arada var olabileceğini göstermesi bakımından öncü kentlerden biri. Konya’nın AB hibelerinden en fazla pay alan illerin de başında geldiğini görüyoruz; muhafazakâr yapısı ve kente hâkim olan korumacı gelenek kültürüne karşın AB konusunda oldukça açık ve proaktif bir girişimcilik var. Küreselleşme ve AB süreçleri, Konya’nın bugün ulaştığı dinamizme katkı veriyor .
Konya’nın başarılı olmasında üç tarihsel olgunun rol oynadığını söyleyebiliriz; Çatalhöyük’ten bugüne tarihsel olarak sahip olduğu güçlü şehircilik geleneği (ki, gecekondu sorunu neredeyse yok); tasavvuf, Sufi geleneği ve İslam ile dokunmuş kültürel yapı ve üretim geleneği. Öz kaynakları ile üreten ve kalkınan bir şehir olan Konya’nın, üretimden elde ettiği değerleri tekrar üretime kazandıran bir anlayışı var. Aynı zamanda, Konya’da güçlenen bir sivil toplum geleneği de var. Konya bugün Türkiye’de nüfusa oranlandığında en fazla sivil toplum kuruluşuna sahip kentlerden birisi. Yasin Aktay ve Abdullah Topçuoğlu’nun 2007’de kaleme aldığı bir makaleye göre, Konya’da 2000’e yaklaşan sivil toplum kuruluşu var. Bunlardan en aktifleri, Türkiye’nin en büyük insan hakları kuruluşu olan MAZLUMDER ve bir işadamı derneği olan MÜSİAD. Bu iki derneğe ek olarak, kentin sanayi ve ticaret odaları da Konya’da her alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarıyla güçlü bir dayanışma ve ilişki içerisinder. Tüm bu örgütler ve kentteki kültürel ve örgütsel dinamikler kentin gelişimine büyük katkı sağlıyor. Bununla birlikte, Konya ekonomik dinamizmini ve sivil toplum gelişimini, kültürel ekonomiye, kültürel çeşitliğin ortaya çıkmasına, kültürel yaşamın dinamizmine yansıtmada zorluklar çekiyor. Kayseri gibi Konya’da da, hava kararınca sokaklar boşalıyor; kültürel faaliyetler azalıyor. Bu nedenle de, CNBC-E Business dergisinin kentlerin yaşanabilirliği endeksinde Konya 46. sırada; EDAM ve Deloitte tarafından hazırlanan rekabet endeksi’nde, tüm ekonomik dinamizmine rağmen, 35. sırada. Ekonomik dinamizm, Konya’da kentsel yaşanabilirlik ve rekabet gücüne hâlâ yansımış değil.
Kültürel ekonomi ve çeşitliliğe dayalı kentsel yaşamı ve rekabet gücünü artırmaya odaklanması gerekirken Konya bugün küresel ekonomik krizden olumsuz olarak etkilenmenin tedirginliğini yaşıyor. Üstelik son yıllarda Konya, özellikle tarım-odaklı ekonomi sektöründe ciddi kuraklık sorunu yaşadı ve hala bu sorunu çözmeye çalışan bir kent niteliğinde. Bu nedenlerle de küresel ekonomik krizden, işsizlikten, durgunluktan Konya tedirgin ve AKP hükümetine gerekli tedbirleri alması için çağrıda bulunuyor. KTO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Başkan Yardımcısı Hüseyin Üzülmez, Konya Postası’na 18 Kasım 2008’de verdiği mülakatta, hükümeti KOBİ’lere destek vermeye çağırıyor; kredilerle ayakta duran birçok firmanın kredileri geri çağrıl dığında sorun yaşayacaklarını, üretimin duracağını ve Organize Sanayi Bölgelerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını dile getiriyor. Konya’nın sanayileşmesi daha çok öz kaynak kullanma ve az borçlanma eğilimi taşıdığı için, Konya krize dayanacaktır, ama krizin uzun süreli olmasının kent ekonomisi üzerindeki maliyeti de çok yüksek olacaktır. Kriz Konya’da geleceğe karşı güvensizlik ve tedirginlik duygusunu arttırıyor. Kayseri gibi, Konya’da yerel seçimlerin bitmesini ve hükümetin ekonomiye ağırlık vermesini bekliyor.

Kaynaklar: 1) CNBC-E Business Dergisi, İllerin Yaşanabilirliği Araştırması, sayı: 24, Ekim 2008
2) Aktay, Y. ve Topçuoğlu A., Civil Society and its Cultural Origins in a Turkish City: Konya, Critique: Critical Middle Eastern Studies, 16:3, 273 287 (2007)

E. Fuat Keyman: Koç Üniversitesi / Berrin Koyuncu Lorasdağı: Hacettepe Üniversitesi

E. Fuat Keyman / Berrin Koyuncu Lorasdağı
Yayın Tarihi : 26 Mart 2009 Perşembe 20:27:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?