4
Mayıs
2024
Cumartesi
KONYA

Beyşehir Gölü'nde kirlilik artıyor

Türkiye'nin en büyük tatlı su kaynağı, içilebilir su havzası olan Beyşehir Gölü'nü birçok etkenin kirlettiği ortaya çıktı.

Konya İl Genel Meclisi Beyşehir Gölü Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı rapora göre, gölü başta evsel olmak üzere, sanayi kuruluşlarının atıkları ve tarımda kullanılan kimyasal gübre ve zirai ilaçlar ile balıkçılık faaliyetlerinin de tehdit ettiği bildirildi.

Beyşehir Gölü Araştırma Komisyonu Başkanı İzzet Taşçı, Beyşehir Gölü Havzası'nda 4 ilçe, 25 kasaba ve 22 köyün yeraldığını, Beyşehir ilçe merkezi hariç diğer yerleşimlerin arıtma sistemine sahip olmadığını vurgulayarak, "Bu yerleşim birimlerinin evsel ve kanalizasyon atıkları dere ve yüzey suları vasıtasıyla Beyşehir Gölü'ne ulaşıyor. Bu gölde çok büyük bir kirlenmeye sebep oluyor. Gölde ikinci bir kirlilik nedeni, artan otlanma ile birlikte, bu otların suyun tabanında çürüme yapması. Çürümeden kaynaklı çıkan gazlar, gölün tabanında meydana getirdiği oksijensiz bırakma hadisesine neden oluyor. Beyşehir Gölü için en büyük tehlike de şu an için bu" dedi.

Beyşehir Gölü'nü kirlilik yönünden tehdit eden bir başka tehlikenin ise, göl çevresinde yapılan tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kimyasal gübre ve zirai ilaç kullanımı olduğunu vurgulayan Taşçı, "Beyşehir Gölü çevresinde yaklaşık 9 bin ton kimyasal gübre kullanıldığı tespit edildi. Bunların bir kısmı yüzey sularıyla göle ulaşarak, gölün kimyasal yapısının bozulmasına sebep oluyor. Bu durum, ayrıca otlanmanın daha da hızlanmasına yol açıyor. Son 3 yıl içerisinde gölden alınan yaklaşık 5 bin numunede yapılan analizlerde gölün kirlenmesinin arttığı belirlendi" şeklinde konuştu.

TEMİZLİK İSTASYONU VE ARITMA SİSTEMİ KURULMASI

Taşçı, Beyşehir Gölü'nde 3-5 yıl öncesine kadar faaliyet gösteren yaklaşık bin 500-2 bin civarında balıkçı ailesi olduğunu da hatırlatarak şöyle devam etti:
"Bugün ise bu sayı hızla azalarak 100'lere indi. Balıkçıların yılda en az 2 defa ağlarını yıkamasından kaynaklanan deterjanın göle bırakıldığını düşünürsek, yaptığımız hesaplamalara göre yılda 180 ton deterjan göle aktı. Bu çok ciddi bir rakam ve gölü kirleten etkilerden bir tanesi. Bunun önüne geçmek için gölün belli yerlerinde temizlik istasyonları kurulup, pis suyun arıtma sistemine intikal ettirilmesi gerekiyor. Ayrıca, teknelerin bakımı için kullanılan yağlar ile ağ mezarlığı haline gelen göl içerisindeki ağlarda bulunan kurşun maddenin de gölü kirlettiği ortaya çıktı. Beyşehir Gölü Havzası'nda faaliyet gösteren bazı sanayi kuruluşlarının büyük bölümünde arıtma sistemi olmaması nedeniyle sanayi atıklarının Beyşehir Gölü'ne intikal ettiği tespit edildi. Faaliyette olan mevcut sanayi kuruluşlarının önüne mutlaka arıtma sistemlerinin yapılması ve kullanılması gerekiyor. Bu yapılmazsa, ağır metaller gölü kirletmeye devam edecek."

HAVZADAKİ BELEDİYELERE MALİ DESTEK SAĞLANMALI

Beyşehir'in halen içilebilir, doğal gölünün istenmeden insan eliyle kirletildiğini savunan Taşçı, belediyelerin evsel atıklarının arıtılmasını sağlayacak projelerin hayata geçmesi için Türkiye'nin 2013 yılına kadar süresi olduğunu vurgulayarak, "Türkiye bunu taahhüt etti, yerel yönetimlerimizin artık kanalizasyon arıtma sistemlerini bu süreç içerisinde kurarak hayata geçirmesi gerekiyor. Ancak, belediyelerimiz şu anki imkanlarıyla bunu yapacak mali güce sahip olmadıklarını belirtiyor. Çevre ve Orman Bakanlığı'nın öncelikli olarak, Beyşehir Gölü Havzası'nda yer alan 4 ilçe, 25 kasaba ve 22 köyün kanalizasyon atıklarının arıtılması konusunda, pilot uygulama başlatmasının çok uygun olacağını düşünüyoruz. Beyşehir Gölü'nü kurtaracak ilk adım olarak gördüğümüz bu konunun, maddi destek de verilerek bir an önce sağlanmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.

Beyşehir Gölü'ndeki kirlilik sorununun çözümünün sadece vatandaşa ve belediyelere bırakılmaması gerektiğini de açıklamasında vurgulayan Taşçı, şunları kaydetti:

"Beyşehir Gölü çevresinde acil olarak organik tarıma geçilmeli. Havzada yine pilot uygulama olarak talebimiz organik tarıma geçilmesi. Bundan çiftçimiz de kazançlı çıkacak. Çünkü, organik tarım yapan deneyimli çiftçilerimiz var, önümüzde örnek olarak bunlar duruyor. Hem bölge çiftçimizin kalkınmasının artırılması, hem de zirai ilaç ve kimyasal gübre kullanılarak gölün kirletilmemesi için İl Özel İdare, AB ya da Tarım ve Köyişleri Bakanlığı destekli projelerin hayata geçirilmesi gerekiyor."

iha
Yayın Tarihi : 21 Eylül 2007 Cuma 16:53:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?