Konya'da partisinin düzenlediği mitingde halka hitap eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra düzenlediği toplantıda partisinin Tarım Raporu'nu açıkladı.

Hilton Garden Inn Otel'de düzenlenen toplantıda konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, ilk olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Sende zerre kadar onur varsa, bakanın ismini açıklarsın" şeklindeki açıklamasına cevap verdi. "O bakan zaten kendisini açıkladı" Diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Sayın Recep Tayyip Erdoğan önemli bir itirafta bulundu, çok önemli bir itiraf. Diyor ki, ben, ne Bahçeli, ne de Kılıçdaroğlu'yum. Bizim partimiz AK Parti'dir. Temiz siyaset sürdürerek geldik. Benim bir bakanım bunu yapamaz. Bugüne kadar bazı bakanlarla, milletvekilleriyle alakalı atılmış adımların nedenleri vardır. Milletvekillerimiz için de aynı şey geçerlidir. Şimdi hiçbir yorum yapmadan Sayın Recep Erdoğan'a, onun sözleriyle hitap ediyorum. Sen de zerre kadar onur varsa, bu kadar ağır konuşuyorum.

Çıkarsın o bakanları, milletvekillerini tek tek açıklarsın. Bu benim değil onun sözü" şeklinde konuştu.

Partisinin Tarım Raporu'nu açıklayan Kılıçdaroğlu, "AK Parti 9 yılda adeta bir çiftçiyi imha planı uygulamıştır. Bu dönemde tarım ve gıda maddelerinin ithalatında ödenen toplam para 70 milyar dolar, yani 100 milyar doları aşmıştır. Yalnızca 2010 yılında tarım ve gıda ithalatı için yurtdışına aktarılan para 20 milyar TL olup, bu rakam aynı yılın tarımsal destekleme bütçesinin 4 katıdır. Yani çiftçimizden esirgenen para yurt dışına ithalat parası olarak oluk oluk akıtılmıştır. Yunanistan'dan pamuk,

Amerika'dan mısır, Arjantin'den soya, Ukrayna'dan buğday, Kanada'dan mercimek, Şili'den sığır, Bulgaristan'dan koyun ithal edilmiştir. Tarımsal ürünlere ciddi paralar ödenmiştir. Sayılan ürünlerin tümü bizim memleketimizde çok verimli bir şekilde üretilen ürünlerdir. Türkiye'de tarım ithalatının patlamasının nedeni, tarımın çökmesidir. Çiftçinin üretim giderleriyle yaptığı üretim karşılığında elde ettiği gelirlerin karşılanmadığından AK Parti'nin çiftçiye zulmü açıkça ortaya çıkmıştır. AK Parti öncesinde

yani 2002 yılında buğday 40 kuruş iken, mazot 1 liraydı. Yani 2,5 kilogram buğday karşılığında bir litre mazot alınabiliyordu. 2010 yılında ise, buğday 40 kuruştan 50 kuruşa, mazot da 1 liradan 3,5 liraya çıkmıştır. Dolayısıyla bugün 1 litre mazot alabilmek için 7 kilogram buğday satmak zorunluluğu çıkmaktadır. 2,5'dan 7 kilograma çıkış, çiftçiye yapılan zulmün göstergesidir" dedi.

Kılıçdaroğlu, Tarım Raporu'ndaki maddeleri şu şekilde açıkladı:

"Maliyetleri düşüreceğiz. Mazottan sadece çiftçi için ÖTV ve KDV'yi kaldıracağız. Bugünkü fiyatlarla mazotu çiftçiye 1,5 liradan vereceğiz. Çünkü mazotun Türkiye'ye kar dahil maliyeti 1,5 liradır. Tarımsal sulamada kullanılan elektriğe yönelik geçmiş borçların tamamını sıfırlayacağız. Çiftçimiz üretimde kullandığı sulama elektriğinden dolayı 900 milyon lira ana para, 1 milyar 600 milyon lira da faiz olmak üzere de 2,5 milyar lira borçlu durumdadır. Çiftçinin alacağına faiz uygulamayan AK Parti, borcuna

insafsızça faiz işletmektedir. Bu maliyet, gelir durumuna göre, çiftçinin bu borçları ödemesi mümkün değildir. Borçları sileceğiz. Devlet ile çiftçi arasında temiz bir sayfa açacağız. Verimliliği yükseltmek için yatırım yapacağız. Fiyatları bir yıl öncesinden açıklayacağız. Desteklemeleri zamanında ödeyeceğiz. Bugün çiftçimizin tarlasını ekerken masraf yapmakta, ancak karşılığında ne kazanacağını ne kaybedeceğini, bilmemektedir. Bu durum üretim planlamasını da imkansız hale getirmektedir. Biz destekleme

fiyatlarını bir yıl evvel açıklayacağız. Yılın içerisinde ve zamanında ödenecek. Böylece çiftçi alacağını ve ödeyeceğini bilerek, yarın önünü görerek tarımsal faaliyetine devam edecektir. Türkiye'yi tarım ve hayvancılıkta ithalatçılıktan kurtaracağız. Türkiye kendi üretebildiği ürünlerde, ithalatçı olmaktan çıkacak. Önce kendine yetecek, ve sonra ihracatçı olacak. Kurumsal düzenlemeleri yapacağız. Bugün kapatılsa dahi kimselerin haberi olmayacak duruma gelmiş olan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nı yeniden

yapılandıracağız."