Selçuklu Belediyesi Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi'nde düzenlenen okulun açılışında konuşan Türk Diabet Cemiyeti Konya Şube Başkanı Doç. Dr. Sait Gönen, obezitenin dünyada giderek büyüyen bir tehlike haline geldiğini belirterek, "Bu sorun artık ileri yaşlarda değil çocukluk çağına kadar inen bir sorun haline geldi. Bu hastalığın yüzde 50'si genetiksel ise yüzde 50'si çevresel faktörlerden kaynaklanıyor ve doğru bir eğitimle bu riskin önüne geçilebilir. Bu okulumuzda 2 ay boyunca uzman doktorlar tarafından obezite ve diabetle ilgili önemli bilgiler verilecektir. Biz dernek olarak yaptığımız çalışmalarla bu iki önemli hastalığa olan farkındalığı artırmak ve insanları daha dikkatli olmaları konusunda uyarmak için bu tür çalışmalara giriyoruz. Bu iki ayın sonunda ise okula katılanlara sertifika vereceğiz" dedi.

OBEZİTE TÜM DÜNYAYI TEHDİT EDİYOR

Diabet ve Obezite Okulu'nda açılış konuşmalarının ardından ilk derse geçildi. Uzman Doktor Mine Öztürk, obezitenin bilimsel olarak vücuttaki yağ oranının artması olarak tanımlandığını belirterek, "Dünya Sağlık Örgütü 1997 yılında obezitenin küresel bir salgın haline geldiğini ve tedavi edilmesi gereken kronik bir hastalık olduğunu açıkladı. Öyle ki gelişmiş Avrupa ülkeleri olan Yunanistan, Almanya, İspanya'da obezite oranı yüzde 11'lere çıkmış durumda. Yani bu hastalık giderek ve büyük bir hızla yayılıyor ve önlem alınmazsa yayılmaya da devam edecek. Biz de ise şişman ve toplu insanların daha sağlıklı ve varlıklı olduklarına dair inanışlar vardır. Şişman çocuğun daha sağlıklı olduğu söylenir ama bu bilgi kesinlikle yanlıştır. Şişman çocuk aksine birçok hastalığın potansiyel bir üyesidir" şeklinde konuştu.

Obezitenin kadınlarda görülme sıklığının erkeklere nazaran daha fazla olduğunu da dile getiren Mine Öztürk, "Türkiye'de 30 yaş üzeri erkeklerde obezite görülme sıklığı yüzde 21 iken kadınlarda bu oran yüzde 43'lere çıkıyor. Bölgeler çapında yapılan araştırmada ise obezite oranı en fazla olan bölge yüzde 25'le İç Anadolu iken en az olan bölge yüzde 17.2 ile Doğu Anadolu oldu. Obezite mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır ve eğer gereken önlemler alınmazsa bütün toplumu tehdit eder bir hale gelecek" şeklinde devam etti.

MUTFAKTA DEVRİM YAPILMALI

Obezite görülme riskinin eski zamanlarda 50-60 yaş ve sonrası olduğunun altını çizen Öztürk, "Eskiden anne babalarımız tarlaya gider, akşama kadar tarlada çalışır ve bu tarladan elde ettikleri buğdayla katkısız ekmekleri kendileri yapıp yerlermiş. Zamanla ekonomik seviye de gelişti ve artık köylerde bile kadınlarımız ekmeğini fırınlardan alır hale geldi. Ayrıca ellerinde kumanda televizyonun karşısında günlerini geçirmeye ve fiziksel aktiviteleri giderek azaltmaya başladı. Ve bu alışkanlık çocuklara da sirayet etti. Bu nedenle obezite yaşı giderek aşağıya düşmeye başladı. Eskiden 50-60'lı yaşlarda şeker görülürken, şimdi bu 30-40 yaş seviyelerine indi ve giderek de düşüyor. Artık obezitenin önüne geçmek için mutfakta devrim yapmamız lazım. Bu konuda en büyük görev annelere düşüyor. Artık eski yemek alışkanlıklarımızı bir kenara koymamız gerek" diye konuştu.

ESKİ ADETLER OBEZİTEYE TEŞVİK EDİYOR

Eski adet ve alışkanlıkların obeziteyi tetiklediniği vurgulayan Öztürk, şunları ekledi:

"Örneğin bir anne oğlunu evlendiriyor ve gelin eve geliyor. Anne, bütün ev işlerini gelinin üzerine yıkıyor ve kendisi bir köşeye oturup sadece izliyor. Evdeki her işi gelin yapınca anne giderek şişmanlıyor. Fiziksel aktivite azlığı, yağ ağırlıklı beslenme alışkanlığı, aşırı yemek, gebelik sonrası verilemeyen kilolar, evlilik sonrası alınan kilolar ve alkol alımı, obeziteyi tetikleyen unsurların başında geliyor. Ayrıca gazlı içeceklerin fazla tüketimi de özellikle çocuk yaşlarda obezite riskini çok artırıyor. Bu nedenle eve mümkün olduğu sürece gazlı içecek almayın ve eve rafineri ürünler getirmemeye çalışın."

İHA

Yayın Tarihi : 16 Kasım 2008 Pazar 15:09:40