Özel BSK Konya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Semahat Altuhul, yağların beslenmemizde çok önemli olduğunu belirterek, "Vücut ağırlığının yüzde 20'sinin yağ olması gerekmektedir. Özgür otlayan hayvanların yağı, trans yağ asitlerine oranla düşüktür. Hayvansal katı yağların vücutta yakılması yapay katı yağlara göre çok daha kolaydır. Bu yüzden margarin yerine kuyruk yağı veya tereyağı kullanılmalıdır. Kuyruk yağı çok daha zararsızdır. Yağların diyetimizden çıkartılması ya da kısıtlanması

vücut sisteminin işlevlerini olumsuz etkiler. Metabolizma hızınız yüksek ve hareketli bir yaşamınız var ise, spor yapıyorsanız vücut hayvansal katı yağları enerjiye çevirir, depolamaz. Ancak hareketsiz, sporsuz bir yaşam tarzınız varsa bu yağlar birikerek iç organlarınızın yağlanmasına neden olur. Çalışmalarınızı olumsuz etkiler. Yağda eriyen A, D, E, K vitaminleri yağ olmadan bağırsaktan emilemiyor. Metabolizma için gerekli yağ asitlerini yağlardan sağlayabilirsiniz. Aynı zamanda merkezi sinir sistemi

ve hücre duvarı için yağ çok gereklidir. Yağ; ısı dengemizin sağlanmasında da etkili bir besindir. Yağlar sadece yüksek bir enerji kaynağı değil aynı zamanda hormon benzeri yapılar ve hücre zarının yapısında bulunurlar. Kadınlık hormonu östrojen, erkeklik hormonu testesteron, D vitamini, safra asitleri, kolesterol olmadan sentezleniyorlar. Vücudumuzda günde 2000-2500 mg kolesterol yapılıyor. Dışarıda yiyeceklerle alınan kolesterol ne kadar az ise, içeride karaciğer tarafından üretilen kolesterol o kadar fazladır. Diyet ile alınan kolesterolün kan kolesterol düzeyine hemen hemen hiç etkisi yoktur" dedi.

DOYMUŞ YAĞLARIN KRİTİK GÖREVLERİ

Yrd. Doç. Dr. Semahat Altuhul, doymuş yağlarla ilgili şu bilgileri verdi:

"Doymuş yağlar, hücre zarının en az yüzde 50'sini oluştururlar ve hücrelerin fonksiyonlarına önemli ölçüde katkıda bulunurlar. Doymuş yağ asitleri iyi kolesterol olarak bilinen HDL miktarını arttırırlar. Kalsiyum minerallerinin etkili bir şekilde kemiklere yerleşmesini sağlarlar. Karaciğerin, alkol ve benzeri türevlerdeki toksinlerden korunmasını sağlar. Bağışıklık sistemini güçlendirirler. Esansiyel yağlardan olan omega-3 yağlarının vücutta daha ekonomik olarak kullanılmasını sağlarlar. Doymuş yağların

yokluğunda esansiyel yağların kullanım yüzdesi düşecektir. Kısa ve orta zincir uzunluğundaki doymuş yağlar mikrop kırıcı özelliğe sahiptir. Sindirim sistemi organlarını zararlı bakterilere karşı savunur. Doymuş yağlar uzun süre yapısal sabitlerini bozmadıkları için ısıtma ve pişirme işlemlerinde doymamış yağlara göre daha geç bozulurlar."

İHA

Yayın Tarihi : 26 Kasım 2010 Cuma 12:13:03

Güncelleme :26 Kasım 2010 Cuma 12:57:31