Türkiye'nin birçok gölü iklim değişikliği, tarım alanı açma ve bilinçsiz sulama gibi sebeplerle kuruyup ova oldu. Ancak ilk ve ortaöğretim kurumlarında öğrenciler hâlâ 30 yıl önce çizilen haritalar üzerinden eğitim görüyor.

Türkiye'de birçok göl ve sulak alan, başta küresel ısınma olmak üzere bilinçsiz sulama ve tarım alanı açma gibi sebeplerle yok oldu. Bugün ova olarak üzerinde tarım yapılan birçok alan eskiden göldü. Doğal hayatta dengeler değişirken öğrencilere coğrafya derslerinde okutulan göllerin boyutları kitap ve haritalarda hep aynı kaldı. Güncellenmeyen harita, atlas ve kitaplardaki bilgilerin 30 yıl öncesine ait olduğunu söyleyen eğitimciler, öğrencilerin bu materyallerle doğru bilgiye ulaşamayacaklarını belirtti.

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Coğrafya Öğretmenliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Recep Bozyiğit, ders kitaplarını hazırlayanlar ile akademisyenler arasında iletişim kopukluğu yaşandığını savunuyor. Öğrencilere güncel coğrafi bilgiler verilmesinin önemine işaret eden Bozyiğit, "Çocukluğumdan beri Söğüt Gölü olarak gösterilen yer aslında ova. Ancak ders kitaplarında hâlâ göl olarak okutuluyor." diyor.

Konya Harita Kadastro Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr Ferruh Yıldız da okullarda gösterilen bazı haritaların basımının üzerinden 30 yıl geçtiğini vurguluyor. Eğitim materyali olarak kullanılan haritaların genelde 1/1 milyon ile 1/1.500 bin ölçekli olduğunu hatırlatan Yıldız, küçülen ya da yok olan göllerin gerçek boyutlarıyla haritalardaki yerini alması gerektiğini kaydediyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın öncülüğünde haritaların değiştirilmesinin mümkün olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yıldız, şöyle konuşuyor: "Uydu görüntülerinde Tuz Gölü'nün yüzde 63 oranında küçüldüğü tespit edildi. Öğrencilerimize doğru bilgileri vermemiz için haritaların güncellenmesi şart."

Doğa Derneği Ankara Alan Sorumlusu Can Yeniyurt ise haritaları hazırlayanların kolaycılığa kaçarak eski haritaları kullanmayı tercih ettiğini söylüyor. Dernek olarak yaptıkları araştırmada Türkiye'nin en önemli göllerinin kuraklık ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu hatırlatan Yeniyurt, "Türkiye'deki göller ile ilgili uydu ve hava fotoğraflarının mevsimlere göre yeniden çekilmesi lazım." diye konuşuyor.

Eğitim Bir-Sen Konya Şube Başkanı Latif Selvi, eski haritalar üzerinden anlatılan derslere bazı öğrencilerin itiraz ettiğini dile getiriyor. Teknolojik imkânlarla doğru bilgiye ulaşmanın çok kolay olduğunu ancak öğretmenlerin 30 yıllık atlas ve haritaları kullanmak zorunda kaldığını bildiren Selvi, başından geçen bir anıyı şöyle anlatıyor: "Derste Hotamış Gölü'nü anlatıyordum. Bir öğrencim o gölün bulunduğu alana geziye gitmiş. Bana, 'Hocam haritada var olan gölün bulunduğu yere gezmeye gittim. Ancak o gölü bulamadım. Göl nerede?' diye sordu. Ben öğrenciye durumu izah etmekte zorlandım. Değişen dünyada imkânlar gelişiyor. Eğitim sistemimiz bu değişime ayak uydurmalı."

Beyşehir artık en büyük tatlı su gölü değil

Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü Beyşehir, su miktarı açısından Eğirdir'in gerisine düştü. Artık su miktarı açısından en büyük tatlı su gölü Eğirdir.

Konya kapalı havzasındaki alanı 260 bin hektar olan Tuz Gölü'nün sulak alanı, 40 yılda yüzde 50 küçülerek 130 bin hektara çekildi.

Yaklaşık 15 yıl önce 350 kilometrekarenin üzerinde alana sahip Akşehir Gölü tamamen kurudu.

Konya'da yıllar önce büyük bir alana sahip Suğla Gölü, sulak alan özelliğini kaybederek su deposuna dönüştürüldü.

Hatay'daki 75 bin metrekarelik Amik Gölü, 1968'de açılan dört drenaj kanalı ile Asi Nehri'ne boşaltıldı. 6 yıllık ıslah çalışmaları sonucu göl, tarım arazisi oldu.

Burdur'un Bucak ilçesinde yer alan Kestel Gölü de 1965'te tarım arazisi kazanmak amacıyla kurutuldu.

Kahramanmaraş'taki Gavur Gölü, 1950'li yıllarda sıtma ile mücadele ve tarım alanı elde etmek amacıyla kurutulmaya başlandı ve kurutma çalışmaları 1966'da tamamlandı.

Konya'daki Hotamış Sazlığı ise tahliye ve sulama kanallarıyla alanın su rejimine yapılan müdahaleler sonucu kurumaya yüz tuttu