Yoksulluğun ülkeler için temel mesele olduğunu belirten Çay, "Çağdaş ülkeler vatandaşlarını yoksulluktan korumak için öncelikli olarak sosyal güvenlik, istihdam ve ücret politikalarını geliştirirler. Türkiye'de ise uygulanan yanlış politikaların, yolsuzlukların ve hırsızlıkların bedeli çalışan kesime ödetilmekte ve sürekli düşük ücret politikası uygulanarak çalışmalarımız yoksulluğun pençesine atılmaktadır. Bugün askerin, emniyet mensuplarının talebi suya atılan taş misali dalga dalga kamu çalışanlarının tüm kesimlerine yansıyacaktır. Asker, emniyet mensubu, öğretmen ve imamlardan sonra akademisyenler, İçişleri Bakanlığı, DSİ çalışanları sıradadır ve tepkiler daha da büyüyecektir. Özellikle maaş zammı söz konusu olduğunda işsizleri tehdit unsuru olarak kullanan siyasi erk, bugün nihayet en sabırlı kesim olan askerin bile sabrını taşırmıştır. Bugün tarihi kahramanlıklarla dolu şanlı ordumuzu bile yoksulluğa mahkum edenler bir kez daha düşünmelidir. İşin şaşırtıcı tarafı 6 milyarın üzerinde maaş alan Başbakan bile ikinci bir iş yaparak ancak geçinebildiğini ifade etmektedir. Askerin maaşı 1 milyar, polisin maaşı ortalama 800 milyon iken memurun ortalama maaşı 683 milyon olmuştur. Hükümetin iki yıldır çalışanına reva gördüğü maaş askerini ve polisini yoksul, memurunu aç bırakmıştır" dedi.

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Çay, 2 milyon memurdan 1 milyon beş yüz bininin sözleşmeli olacağı konusunu medyadan duydukları kadar bildiklerini ve şuanda bununla ilgili şartların henüz eline geçmediğini ifade ederek, "En basit örnek; şuanda TEDAŞ'ta bir memur iki memur gibi çalışıyor, TEDAŞ'a 4 bin değil, 14 bin memur alınması gerekir" diyerek sözlerini tamamladı