Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye'de yargının demokrasinin önündeki en büyük engel olduğunu iddia ederek, Anayasa Mahkemesi'nin yasama ve yürütmenin önüne set çekmesinin yanlış olduğunu söyledi.

Sendikanın Konya'da düzenlenen toplantısına katılan Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye'de iki tip insan ve kurum olduğunu belirterek, "Bunlardan birisi darbe severlerdir. Diğerleri ise darbe savarlardır. Memur-Sen olarak bize darbe savarlık yakışır. Biz ülkemizde demokrasinin tam manasıyla uygulanmasından ve herkesin özgürlüklerini sonuna kadar yaşamasından yanayız. Artık 12 Eylüller, 28 Şubatlar geride kaldı. Herkes bunu çok iyi bilmeli" dedi.

Konuşmasında laiklik ilkesine de vurgu yapan Ahmet Gündoğdu, "Ülkemizde Cumhuriyetçilik, Laiklik, Devletçilik ve Milliyetçilik ilkeleri vardır. Ama bazıları laikliği bunların içinden cımbızla çekip bu ilkelerin patronuymuş gibi yansıtması demokrasiye vurulan bir darbedir. Laikliğin geldiği Fransa'da bile ateist ateistliğini sonuna kadar yaşarken, Müslümanlar dinlerini her yerde rahatlıkla yaşayabilirken, bizde laiklik dindarların başına vurulan sopa gibi durduğu sürece ülkemizde demokrasi ve özgürlükten söz edemeyiz" şeklinde konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal'a da konuşmasında yüklenen Gündoğdu, "Şu an bazıları ya Ergenekon'un içinde ya da Ergenekon'un avukatlığını yapıyor. Ana muhalefet partisi lideri Baykal bir zamanlar 367 diretmesini Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. Daha sonra Meclis'teki 411 milletvekilinin özgür iradesini hiçe sayarak, kızlarımızın dinlerini yaşayabilme özgürlüğünü sağlayacak başörtüsü düzenlemesini yine sipariş üzerine Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı ve iptal ettirdi. Ama ne olduysa oldu yerel seçimler öncesi CHP bir çarşaf açılımı içine girdi ve çarşaflı ve başörtülü bayanlara rozet taktı. Daha sonra Kur'an kursu açılımı yaptı. İnşallah bunlar CHP'nin yeni istismarları değildir, çünkü eğer öyleyse bunlar onların son istismarları olur. Ama eğer bunlar siyasi bir tövbeyse Allah onların tövbelerini kabul etsin. Ama bize bu yetmez. Eğer CHP, yaptığı bu açılımda samimiyse Meclis'e bir önerge versin ve başörtüsü yasağının bir an önce kaldırılmasını sağlasın, biz de sizi ayakta alkışlayalım"
dedi.

Gündoğdu, Türkiye'de kuvvetler ayrılığının uygulanmadığını ve yargının yasama ve yürütmenin önüne set çektiğini savunarak, "Türkiye'de demokrasinin önündeki en büyük engel yargıdır. Bunda da bu insanları o makamlara atayanların kusuru vardır. Ülkemizde kuvvetler ayrılığı ilkesinin tersine yasamanın alanı yargı tarafından makas değişikliğine uğratılıyorsa, bu Anayasa'nın çiğnenmesidir. Eğer Anayasa bizzat buna izin veriyorsa, biz millet olarak buna müsaade etmemeliyiz" diye konuştu.

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) yerel seçimler öncesi aldığı kararları da ağır bir dille eleştiren Gündoğdu, "Türkiye'de her kurum kendi işini yapmalıdır. Kimse toplum mühendisliğine soyunmamalıdır. YSK'nın son verdiği karar mevzuattaki eksiklikler göz önüne alınırsa her ne kadar insanlık dışı da olsa kabullenilebilir. Ama sandık başlarında siyasi partilerin temsilcilerinin kılık kıyafetlerine karışmak çağ dışı bir uygulamadır. Bundan sonra Yüksek Seçim Kurulu'nun adını Yasakçı Seçim Kurulu olarak değiştiriyoruz" şeklinde konuştu.

Hükümetin 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı tatil ilan etmesinin doğru bir karar olduğunu dile getiren Ahmet Gündoğdu, "Hükümetin aldığı bu kararı sonuna kadar destekliyoruz. Ancak bugünde sadece 1 Mayıs Taksim'de mi başka yerde mi yapılacak tartışmaları yerine istihdamın artırılması ve mevcut çalışanların haklarının iyileştirilmesini konuşmalıyız. Hükümet son zamanlarda ekonomik paketler açıkladı ama hiç birinde memur ve çalışanı ilgilendiren bir iyileştirme yoktu. Biz Memur-Sen olarak 1 Mayıs'ta bütün çalışanlara birer maaş ikramiye verilmesini öneriyoruz. Bu sayede hem memurlar, hem de esnaf biraz nefes alabilecekler" şeklinde ifade etti.

İHA

Yayın Tarihi : 11 Nisan 2009 Cumartesi 22:09:37