5
Mayıs
2024
Pazar
KONYA

Piyasa Kurulları ve Yerel Yönetimler

AKP hükümeti de, IMF, Dünya Bankası ve uluslararası tekellerin yöneticileriyle 15 Mart'ta İstanbul'da toplanacak "Yatırım Danışma Konseyi"nde buluşuyor. Dünya kapitalizminin finans, enerji, haberleşme, maden, otomotiv, tarım ve gıda tekelleriyle yapılacak bu toplantıda, halk aleyhine konuların görüşüleceği açık. Yatırım ortamının iyileştirilmesi için oniki yasa çıkarıldığını, beş tasarı üzerinde de çalışmaların tamamlandığını açıklayan Devlet Bakanı Ali Babacan, Türkiye'nin, IMF'nin yüz akı olduğunu söyleyerek, buluşmanın mesajını veriyor.

Greve çıkan sağlık emekçileri de, eylemlerle mesaj veriyorlar. Eşit, ücretsiz, nitelikli sağlık hizmeti için nüfus cüzdanının yeterli olduğunu söyleyerek, nitelikli sağlık hizmeti için sağlığa yeterli kaynak ayrılmasını, çalışma koşullarının düzeltilmesini dile getiriyor, insanca yaşayacak ücret istiyorlar.

Hükümetin "Sağlıkta Dönüşüm Programı"na karşı çıkıyorlar. Bu program; SSK'nın tasfiyesi, sağlık hizmetlerinin paralı hale getirilmesi, Aile Hekimliği adı altında Sağlık Ocakları'nın yok edilmesi, sözleşmeli personel uygulamasıyla çalışanların iş güvencesi haklarının ellerinden alınması, sağlık alanının piyasaya açılması anlamına geliyor.

Piyasaya açılmanın ne demek olduğunu, enerji ve doğalgaz alanında yaşanan örnekler üzerinden açıklığa kavuşturalım.

Türkiye, uluslar arası tekellerin enerji, doğal gaz, maden, ulaşım altyapısı ve haberleşme yatırımlarının alanı olarak seçilmiş bir ülkedir. Karlılık açısından önemli potansiyele sahip bu alanların özelleştirilmesi için onlarca yasa çıkarılmıştır. IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü'nce talep edilen Şeker, Tütün, Doğalgaz Piyasası, Elektrik Piyasası, Endüstri Bölgeleri, Teknoloji Bölgeleri, Yabancı Sermaye, Bankacılık yasalarının çok hızlı bir biçimde TBMM'den geçirildiğini hatırlayalım. İşte bu düzenlemelerin pratikleri başlamış durumda.

4628 sayılı Elektrik Piyasası ve 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunları ile oluşturulan "Enerji Piyasası Düzenleme Kurum ve Kurulları" göreve başlamıştır. Kuruma, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ile petrol piyasasını düzenleme ve denetleme görevi de verilmiştir.

Bu düzenlemelerle; elektriğin, doğal gazın ve petrolün üretimi, iletimi, ithalatı, dağıtımı, toptan satışı, ticareti ve depolanması piyasa koşullarında özel hukuk hükümlerine göre yapılmaktadır.

AKP hükümetinin harekete geçirdiği "Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu", Haziran 2003-Mart 2004 tarihleri arasında yirmiye yakın yerleşim alanının "şehir içi doğal gaz dağıtım lisansı"nı yerli ve yabancı sermaye gruplarınca oluşturulan şirketlere vermiştir.

Kayseri, Konya, Erzurum, Çorlu, Gebze, İnegöl, Çatalca, Bandırma, Balıkesir, Sivas, Kütahya, Karaman, Konya-Ereğli, Gemlik, Çorum, Samsun, Aksaray bulunduğu kentlerin doğal gaz dağıtım lisansı "Birim Hizmet ve Amortisman Bedeli" üzerinden 30 yıllığına sermayeye verilmiş bulunmaktadır. Türkiye'nin diğer kentleri de sıradadır.

Doğal Gaz Piyasası Kanununa göre,

"Dağıtım : Doğal gazın müşterilere teslim edilmek üzere mahalli gaz boru hattı şebekesi ile naklini ve perakende satışını,

Lisans : Tüzel kişilere piyasa faaliyetinde bulunabilmeleri için bu Kanun uyarınca Kurul tarafından her bir piyasa faaliyeti için verilen izin belgesini,

Serbest tüketici: Yurt içinde herhangi bir üretim şirketi, ithalat şirketi, dağıtım şirketi veya toptan satış şirketi ile doğal gaz alım-satım sözleşmesi yapma serbestisine sahip gerçek veya tüzel kişiyi,

Serbest olmayan tüketici (abone): Doğal gazı kendi kullanımı için dağıtım şirketlerinden almak zorunda olan gerçek veya tüzel kişiyi "ifade etmektedir.

Böylece, "serbest olmayan tüketici" olarak tanımlanan müşteriler olarak, "serbest tüketici" olarak tanımlanan şirketlere teslim edilmiş oluyoruz.

Bu uygulamadan kalkarak üç genel sonuca ulaşmak mümkündür: Birincisi, enerji ve doğalgaz sektörü kamu hizmeti olmaktan çıkarılarak piyasaya terk edilmiştir. İkincisi, kamusal planlamanın terk edildiği bu işleyişte, halkın seçme hakkı ortadan kaldırılmıştır. Üçüncüsü, yerel yönetimler devre dışı bırakılmıştır. Bu sonuçlar, kamu yönetimi kanun tasarılarının gerçek amacı konusunda netleşmemize ışık tutacak, yaşanan sürecin niteliğini kavramamıza yardımcı olacaktır.

Piyasanın egemenliği mi, halkın demokratik iktidarı mı? Yerel seçimler sürecinde önümüzdeki seçenekler bunlardır

                                                                            haberkent@hotmail.com

ALİ DEMİRER
Yayın Tarihi : 25 Mart 2004 Perşembe 17:08:34
Güncelleme :26 Mart 2004 Cuma 22:04:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?