1
Haziran
2024
Cumartesi
SİYASET

Bahçeli, hükümeti topa tuttu

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Konya'nın Beyşehir İlçesi'nde bu yıl 11'ncisi gerçekleştirilen Anadolu Kurultayı'na katıldı. Yaka Manastır Milli Parkı'nda düzenlenen kurultayda konuşan Bahçeli, hükümete yüklendi.

Konuşmasının başında Türkiye'nin milli dava ve yaklaşımlarının birer birer terk edildiği görüşlerine yer veren Bahçeli, Kıbrıs konusunda hükümeti teslimiyetçi ve tavizkar politika üretmekle suçlayarak, "Bu anlayış, Türk tarihinde hep üzüntü ve utançla hatırlanarak kara bir leke olacaktır" dedi.

Hükümetin hukuken hiçbir bağlayıcılığı olmayan, siyaseten göz boyamak ve düşünmek üzere hazırladığı deklarasyonun Kıbrıs'ın Rum'laşmasına engel olmayacağını savunan Bahçeli, "Bazı gayri milli çevrelerin AB içindeki 24 ülkeyi tanıyıp Kıbrıs'ı tanımamak olur mu söylemleri de bir başka cehalet örneğidir. Türkiye'nin taraf olduğu anlaşmalar, ülkemizin içinde bulunmadığı hiçbir uluslararası ortama tek başına alınmamasını öngörmemektedir. Gerçek bu iken uluslararası ilişkilerin en temel kurallarına riayet etmeyenlerin sorgulanması yoluna gidilmemekte, milletimiz kandırılmak istenmektedir. Annan Planı'na Kıbrıs Türk'ü evet dedi de, ne oldu. Hani Annan Planı bizim tarafımızdan kabul edildiği takdirde Rum kesimi köşeye sıkışacak ve bütün dünya haklı olduğumuzu anlayacaktı. Yoksa Rum'un yanında Yunan'ın yanında mı yer aldılar. Bu milleti her zaman uçuracaklarını düşünenler iyi bilmelidirler ki, aziz Türk milleti her şeyi bütün açıklığı ile görmektedir. Büyük Türk milleti bu zillete asla müsaade etmeyecektir. Bu büyük yanlışlarını hiçbir şekilde hoş görmeyecek ve affetmeyecektir" diye konuştu.

MHP Lideri Bahçeli, konuşmasında bölücü terör örgütü konusuna da değindi. Son dönemlerde ülke gündemini bölücü terör örgütünün belirler hale geldiğini öne süren Bahçeli, şöyle konuştu: "Maalesef her alanda olduğu gibi, artık başarısızlığı iyice ortaya çıkan bu hükümetin üst üste atmış olduğu yanlış adımlar da bölücü örgütün şovlarına en büyük zeminlerin oluşmasına yardımcı olmaktadır. Başbakan bazı çevrelerin etkisiyle bölücü örgüt ile muhatap hale gelmiştir. Farkında değil veya farkında değilmiş gibi davranmaktadır. Bir yanda, eli binlerce insanın kanına bulamış hain başının serbest bırakılmasını dahi telaffuz edecek kadar gözü dönmüş vicdan ve akıldan, izandan nasibini almamışlar, diğer yanda başbakana Barzani'yi Talabani'yi muhatap almasını, Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinden Türkiye'nin rahatsız olmamasını salık veren gafiller var. Şu anda Türkiye böyle yönetiliyor. Başbakan da kendisine yapılan milli uyarıları hiçe sayıyor, Türkiye'nin milli hassasiyetlerini dikkate getirenleri işlerine baksınlar, sözü ile güya uyarıyor. Bu da başbakana yakışan bir tavırdır. Terör örgütünü dikkate alıp, sözde aydınların milli çıkarlarımızı durup düşünmelerini ve doğru politikalar uygulamalarını bekleyemeyiz. Diğer yandan, yıllardan beri küresel terör tehdidinden en fazla yakınan ABD ve AB ülkeleri söz konusu bölücü terör örgütü ve onun her biri onlarca insanın katili olan yandaşları olunca ağız değiştiriyorlar. Taraf olmaya gelince yıllardan beri müttefik oldukları Türkiye'yi değil, terör örgütünün yandaşlarının yanında oluyorlar. Türk milleti bunları da görmektedir ve zamanı geldiğinde bu çifte standartlar, bu haksızlıklar ve ortaklığa, dostluğa yakışmayan tutum ve davranışlar sahiplerinin birer birer yüzüne vurulacaktır."

Bahçeli, hükümetin özelleştirme politikalarını da eleştirerek, "Teslimiyetçi hükümetin her alanındaki tavizci tutumundan sonra, özelleştirme sorunu da yaşamaktayız. Ülkeye yabancı getirilmesi adı altında peşkeş ve talan ekonomisine hız kazandırılmıştır. Milletin alın teri, uzun yılların birikimi olan dev tesisler, çok kısa sürede çarçur edilecek rakamlara, yandaşlara veya yabancılara adeta hibe edilmektedir. Bu taksimatın adına da özelleştirme denmektedir. Bu yapılanın adı özelleştirme değil, olsa olsa başbakanın ifadesiyle abbabı diyarına güzelleştirmedir. Aldatma ve kandırmada baş uzman olan bu hükümet şimdi de 3 Ekim tarihi itibariyle her bedeli ödemek, her tarihi vermek pahasına AB ile müzakerelere başlayabilirlerse, bilin ki bunu da davullu zurnalı kutlayacak ve adeta bir zafer havasında takdim edecektir. Ancak iyi bilinmelidir ki, hükümetin tarihlerinin sadece politikalarımızdan ödün vermekle kalmayacağı, zaten bu hükümetle birlikte perişan olan köylü ve çiftçimizin perişan edileceği anlamı taşımaktadır. Bakın burada söylüyorum, ettiğinin biçtiğinin karşılığını alamayan çiftçimizin ocağına incir ağacı dikilecek ama daha da önemlisi Türkiye tarımsal üretimde batıya muhtaç hale gelecektir. Mazot, gübreye, işçiliğe gelen zamları kimsenin gözü görmemektedir. Başbakan çiftçiyi bedavacılar diye azarlayabilmektedir, bu hükümetin artık suyu ısınmıştır" şeklinde konuştu.

Beyşehir'deki kurultaya MHP Genel Başkan yardımcıları Metin Çobanoğlu ve Faruk Bal, TBMM eski Başkanı Ömer İzgi, eski milletvekilleri, Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ile partililer ve çok sayıda ülkücü katıldı.

İHA
Yayın Tarihi : 28 Ağustos 2005 Pazar 15:01:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?