Nevşehir'den çalışmak için Kazakistan'a giden Yaşasın Yapar, 9 ay sonra burada bir cinayete kurban gitti. Eşinin öldüğünü iş yerindeki arkadaşlarından öğrenen Nezire Yapar, cinayetin aydınlanması için Dışişleri Bakanlığı'ndan yardım bekliyor.

Nevşehir'in Gülşehir ilçesinde yaşayan 3 çocuk annesi Nezire Yapar (47), işçi emeklisi eşi Yaşasın Yapar'ın (49) 2008 yılının Ağustos ayında bir arkadaşı aracılığıyla Kazakistan'a gittiğini söyledi. Eşinin kısa sürede Kuzey Kazakistan eyaleti Timiryazelskig bölgesi Elevantornaga köyünde bir un fabrikasında çalışmaya başladığını belirten Nezire Yapar, "Eşim aylık 2 bin dolar maaşla bu fabrikada çalışmaya başladı. 9 ay çalıştıktan sonra yaklaşık 12 bin dolar para biriktirmişti ve 2009 yılının Temmuz ayında

izne gelmeyi düşünüyordu. Bir sabah eşimin cep telefonuna ulaşamadık. Bir gün sonra aynı fabrikada çalışan bir arkadaşına ulaştık ve kendisi bize telefonda sadece, 'Başınız sağ olsun. Yaşasın öldü" dedi. Arkadaşı eşimin bir cinayete kurban gittiğini ve başına taşa vurularak öldürüldüğünü söyledi" dedi. Eşinin ölümünün ardından Dışişleri Bakanlığı'ndan hiçbir bilginin verilmediğini ve eşinin cenazesini de kendi imkanları ile Türkiye'ye getirdiklerini ifade eden Nezire Yapar, şimdi Dışişleri Bakanlığı'ndan olayın aydınlatılması için yardım bekliyor.

Yaşasın Yapar'ın 23 yaşındaki oğlu Mesut Yapar ise babasının ölümü ile ilgili Kazakistan makamları ve Türk Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden kendilerine bilgi verilmemesine bir anlam veremediğini söyledi. Kazakistan'dan cenaze ile birlikte kendilerine gönderilen otopsi raporunda, ölüm sebebinin beyin travması ve kafatası kemiklerinin kırılması olarak açıklandığını belirten Mesut Yapar, "Babamın 12 bin dolar parası vardı ve bu parayı sürekli üzerinde taşıyordu. Muhtemelen babam parası için öldürüldü.

Bize ise ölümden sonra sadece babamın kol saati ve sağlık karnesi gönderildi. Babamın çalıştığı fabrika yetkililerinin bizleri aramaması, onlara ulaşamamamız ve babamın eşyalarını bize göndermemeleri bizde şüphe uyandırıyor. Konunun aydınlatılması için Dışişleri Bakanlığı'na dilekçe yazdım ama 4 aydır cevap alamadım. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Eğer bizim ülkemizde bir yabancı ölseydi o kişinin ülkesi bu olayın peşini bırakmazdı. Ama ne yazık ki babam Kazakistan'da yaşamını yitirdi ve bizler soru işaretleriyle baş başa bırakıldık" diye konuştu.