8
Ekim
2024
Salı
NEVŞEHİR
Nufus
280.058
Yüz Ölçümü
5.467
İlçe Sayısı
8
Vali

Nevşehir Sivil Mimari Örnekleri

 
Nevşehir ve yöresi volkanik tüf ve lavlarla kaplı olmasından ötürü, doğal yapı çevre koşulları sivil mimariyi de etkilemiş ve bu bölgede farklı bir yapılanmaya neden olmuştur. Yörede taşın fazla ağacın az oluşu, tüflerin kolaylıkla oyulabilmesi yapılanmayı tüflerin içerisine veya taş evlere yöneltmiştir.

Tarih boyunca Pers ve Arap baskınları, Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde korunmak ve savunmak için yörede yeraltı şehirleri de önem kazanmıştır. Bunun sonucu olarak da yeraltında çok katlı pek çok kişinin yaşayabileceği kentler yapılmıştır. Ayrıca Peribacaları denilen oluşumlar ve dağlar oyularak ev biçimine sokulmuştur. Nitekim Fransız gezgin A.Grandider yörede çoğu zaman tüflerin insan eliyle yalnızca pencere açmak için kullanıldığını yazmıştır.

Nevşehir yöresinde kendine özgün konut mimarisine Ürgüp, Ortahisar, Uçhisar, Avcılar, Çavuşin ve Avanos’ta görülmektedir. Buralarda yapılan tüm yerleşimler doğal çevre ile bütünlük sağlamıştır.

XIX.yüzyılda yörede yapılan evlerde kullanılan taş malzeme volkanik yapıdan kaynaklandığından, bunlar ocaklardan çıktıklarında yumuşak ve çok rahat işlenmiş olmaları, hava ile temas sağladıklarında da sertleşmelerinden ötürü taş yapılanmalarda sıkça kullanılmıştır. Bu taşların kolayca işlenmesinden dolayı da yöreye özgü bir mimari gelişmiştir. Bununla berber, ahşap yalnızca kapı ve dolap kapaklarında kullanılmıştır.

Nevşehir evlerinin çoğunda kapılar kemerlidir. Bunların üst kısmına da stilize edilmiş sarmaşık ve rozet motifleri işlenmiştir. Çoğu kez de evlerin kanatlı ve giyotin pencereleri ikişer veya üçerli olup, etrafları da bitkisel motiflerle doldurulmuştur. İkinci katları destekleyen konsolların üzerleri de yine kabartma motifleri ile bezenmiştir.

Nevşehir evleri çoğunlukla iki katlıdır. İklim nedeniyle de yaz aylarında üst kat odaları, eyvanları, konuk odaları ve mutfakları başlıca kullanım alanlarıdır. Alt katlar yaz ve kış aylarında işlevlerini sürdürürler. Dıştan yüksek duvarlarla ayrılmış avluda genellikle ev işleri yapılmaktadır. Ambar, ahır, samanlık, tandır evi alt katta yer almaktadır. Alt katların zemini ve avlu taş veya sertleştirilmiş toprakla döşenmiştir. Avluya açılan odalardan birisinde ev halkının yaşamı sürdürülür, yemek yenir ve aynı zamanda burada yatılırdı. Avluya açılan tandır evi çoğunlukla tonozlu olup, derinlemesine dikdörtgen planlıdır. Bunların ortasında kayalara oyulmuş tandıra yer verilmiştir. Tandır evinin yanlarında yer katı odaları veya üzeri tonozlu eyvanlar sıralanmıştır. Revaklı giriş eyvanından merdivenle üst kat eyvanına çıkılmaktadır. Üst kattaki eyvan bazen odaların arasında, bazen de yan taraftadır. Bazı örneklerde de bu eyvanın odalara çıkan merdivenin bitiminde olduğu da görülmüştür. Üst kat odalarının bir bölümü taş konsolların yardımıyla dışarıya çıkıntılıdır. Buradaki odalarda ocaklar, yüklükler, dolaplar, sekiler, musandıralar, raflar ve lambalıklar bulunmaktadır.

Nevşehir evlerindeki ocakların ayrı bir özellikleri vardır. Bunlar dikdörtgen biçimli olup, altları taştır. Yanlarına dolaplar veya nişler yerleştirilmiştir. Yörede ağaç çok az olduğundan çoğu kez odalardaki yüklükler ahşap kapak yerine perde ile kapatılır. Evlerin konuklara ayrılan odaları daha zengin ve özenle döşenmiştir. Döşemeye ve sedirlere yöreye özgün kilim ve halılar serilmiştir. Bu odalar dikdörtgen biçimli olup, ikişer, üçer pencere ile avluya veya sokağa açılırlar. XIX.yüzyılda yapılmış olan daha eski evlerde pencereler demir parmaklıklı, kepenkli veya kafesli idiler. Alt kattaki pencereler üst kattakilere göre çok daha küçük olarak yapılmıştır. Bunlarda yalnızca havalandırma ön plana çıkmıştır.

Günümüze gelen ve orijinalliğini koruyan evler daha çok Nevşehir Kalesi’nden aşağıya doğru uzanan alanda ve Kahveci Dağı’nın yamaçlarında görülmektedir. Kale çevresindeki sokaklar hem dar, hem de dolambaçlıdır. Bu sokaklar kaleye doğru arazi konumundan ötürü hem dik, hem de basamaklıdır. Bu sokaklar boyunca da birbirlerine benzeyen, beyaz badanalı, iki veya üç katlı, cephelerinde revakları olan üzerleri de düz damla örtülmüş evler sıralanmıştır.

Evlerde kullanılan yöresel taşlar beyaz, gri ve açık kahverengi tonlarında değişmektedir. Bunlar arasında Kavak Kepezi denilen sert taşlar özel çekiçlerle işlenmektedir. Bunun dışında Yapraklı Seki denilen taş, sarı renkte olup, diğerine göre çok daha serttir. Ayrıca beyaz renkteki Sulusaray taşı da hem yumuşak, hem de ısıyı koruduğundan evlerin iç bölümlerinde kullanılmıştır.

Nevşehir yöresinde, özellikle Ürgüp bölgesinde kayalara oyulmuş evlerle karşılaşılmaktadır. Ancak bunlar mağara evleri ile karıştırılmamalıdır. Bu evlerin içerisi yazın serin, kışın ılıktır. Rutubetsiz bir ortam sağladıklarından sağlık açısından da kullanıma uygun evlerdir. Bu evlerde daire şeklinde bir giriş ve Tarkaz denilen değirmen taşı biçiminde kapı bulunmaktadır. Bu kapıların eşiklerinde, tavanında ve iki yan duvarlarında kavis şeklinde oluklar yapılmıştır. Köksü denilen bir manivela ile de değirmen taşı kolayca kapı olukları içerisinde döndürülerek açılıp kapanmaktadır.

Mağara evlerinde ise kayalar oyulmak sureti ile bir orta mekânın çevresine odalar yapılmıştır. Çoğu kez de orta mekân kubbe ile yanlardakiler de kemerlerin yardımıyla yarım kubbelerle üzerleri örtülmüştür.

Ürgüp’teki Kayakapı Mahallesi eski bir yerleşim yeri olup, günümüzde Dünya Kültürel Mirası içerisindedir. Zamanla terk edilen bu evler bugün koruma altına alınmıştır.

Kayakapı Mahallesi’nde günümüze gelen evlerden en tanınmışı Esat Ağa Sokağı’ndaki Esat Bey Konağı’dır. Bunun yanında Yusuf Ağa Konağı bulunmakta olup, her iki konak ta XIX.yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilmektedir. Bu evlerin Taka olarak isimlendirilen kemerli bir düz nişi, aynalığı, yüklüğü bulunmaktadır. Geometrik motiflerle, çeşitli rozetlerle ve renkli taşlarla dikkati çeken yapılardır.

Kenthaber Kültür Kurulu

Yayın Tarihi : 21 Şubat 2008 Perşembe 19:22:35
Güncelleme :10 Temmuz 2009 Cuma 15:05:39

Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?