Kapadokya Dedeman Otel'de, Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden çok sayıda bilim adamının katılımı ile gerçekleştirilen ve 10 Ekim 2009 tarihine kadar sürecek olan 9. Ekoloji ve Çevre Kongresi başladı. Açılış töreninde konuşan Nevşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç, dünyada insanların çevreye yaptığı tahribatın herkesçe bilindiğini ve bu tahribatlara dikkat çekebilmek, bilim adamları tarafından insanlara mesaj verebilmek amacıyla bu kongreyi düzenlediklerini söyledi.

Prof. Dr. Filiz Kılıç, "Aslında 7'den 70'e hepimiz çevreye verdiğimiz tahribatın farkındayız, ama ne yazık ki farkında olsak ta çevreyi kirletmeye, tahrip etmeye inatla devam ediyoruz. Son yıllarda hepimiz farkındayız ve görüyoruz, özellikle ülkemizde de aynı olaylarla karşılaşıyoruz. Sel felaketleriyle doğa da bize cevabını veriyor. Üniversite olarak hepimiz, idari personelimiz, akademik personelimiz ilmi faaliyetlere son derece önem veriyoruz. Bir yandan sosyal faaliyetlerimizi sürdürürken bir yandan da ilmi faaliyetlerimizi aksatmamaya önem gösteriyoruz. Bu nedenle bu tür kongreleri çok önemsiyoruz" dedi.

Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver ise, Türkiye'de bilimsel çalışmaların hep doğal felaketler sonrasında gündeme geldiğini belirterek, bunun yanlışlığından bahsetti. İnsanların doğal felaketler meydana gelmeden önce bunun tedbirlerini almadığını ve bilim adamlarının uyarını dinlemediklerini kaydeden Ünver, "Bizde bilimsel çalışmalar halkın gündemine hep moda olaylarla gelir. Bir deprem olur, binlerce insanımız ölür, o gün herkes deprem ile ilgili bilim adamını bulur ve televizyonlara, gazetelere çıkarır, gündemde deprem konuşulur. Deprem bunla beraber müthiş bir düşman ilan edilerek bu çalışma birkaç gün sonra bitirilir. Atalarımız çok kibar ve veciz bir şekilde 'Su aka aka yolunu bulur' demiş. Yani 'siz ne yaparsanız yapın, hangi teknolojiyi geliştirseniz geliştirin suyu teslim alamazsınız' diyorlar. Su doğal bir felakettir, büyüdüğünde, kontrolden çıktığında. O zaman çalışmalarımızı buna göre yapmamız lazım. Şimdi buna kimse kulak asmaz, normal zamanda bunlarla ilgili yapılan çalışmalar, düzenlenen konferanslar kimsenin ilgisini çekmez. Ama bir sel felaketi gelir, tonlarca ağırlıktaki tankerleri bir kibrit kutusu gibi götürdüğünde herkes selin ne büyük bir felaket olduğunu anlar ve hemen bilim adamlarını televizyonlara çıkartır ve sele karşı bir düşmanlık geliştirilir. Tıpkı depremde olduğu gibi. Aslında tabiatta bize düşman olan hiçbir şey yok. Bize düşman olan tabiatta kendi yanlışlarımızdan başka bir şey yok. Önlem almak ancak insanların özelliğidir. Fikri, aklı olan yaratıklar kendileri ile ilgili gelecekteki tehlikelere karşı önlem alabilirler" diye konuştu