Referanduma 'hayır' kampanyası kapsamında Nevşehir'de halka seslenen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. Aydınlık Türkiye'yi kurmak için, coğrafyada bir tek çocuğun bile yatağa aç girmemesi için, kul hakkı yiyenlerden hesap sorulması için bir araya geldiklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Buraya sizden yetki istemeye geldim. Eğer yetki verirseniz, güç verirseniz, destek verirseniz hiç endişeniz olmasın, alın terini sömürenlere, kul hakkı yiyenlere hesap sormak benim boynumun borcudur. 8 yıldır ülkeyi yönetiyorlar, burada 8 yılın özeti çok güzel bir pankart var 'durmak yok, satışa devam.' Aranızda 4-C'liler var. 4-C'liler merak etmesin haklarını sonuna kadar alacaklar" dedi.

21 Ekim 2002 tarihinde Nevşehir'e gelen Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı konuşmasında 'dokunulmazlıkların kaldırılacağı' sözü verdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Şimdi anayasa değişikliği geldi, 12 Eylül tarihinde referandum yapılacak, burada dokunulmazlıkları kaldıran bir hüküm var mı? Burada böyle bir hüküm yok. Peki o zaman soruyorum, bir adam, bir başbakan verdiği sözü tutmazsa, televizyon ekranlarında yaptığı konuşmanın arkasında durmazsa o başbakanı ne yapmak lazım? Önümüze 12 Eylül geliyor ve verdiği sözü tutmayan bir başbakan var. Recep beye dersini vermek her yurtseverin görevidir. Ya söz verirsin adam gibi, yiğit gibi sözünün arkasında durursun veya söz vermezsin, mesele yok deriz. Hem söz vereceksin, hem bağırıp çağıracaksın hem de sözünü yerine getirmeyeceksin. O zaman millete düşen onu sandığa gömmektir" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti: "Bizim bir liderimiz vardı, efsane liderimiz Bülent Ecevit derdi ki her alanda, her yerde düzgün, namuslu, halkı düşünen, halkın çıkarlarını düşünen, ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzen derdi o. Bu ülkede ne ezen ne ezilen olsun, insanlar kardeş olsun, bir tek çocuk dahi yatağa aç girmesin bütün derdimiz bu. O sebeple size geldim, yetki istiyorum sizden. Biz yoksulluğu sömürü aracı haline getirmeyeceğiz. Her yoksul ailede kadının banka hesabına asgari ücret yatıracağız. Kadıncağız sosyal devlet koruması altında gidecek, istediğini satın alacak ve yiyecek. Onun onurunu koruyacağız ve baş tacı yapacağız. Recep bey dedi ki ben işçi emeklisiyim. Ben de emekli sandığı emeklisisin dedim ve çıkardım numarasını verdim. Özür dile dedim, dilemedi.

Size söz veriyorum onun maskesini indirmek benim boynumun borcudur. Bizim bir rüyamız, bir hedefimiz, bir inancımız var. Aydınlık Türkiye gelecek kaygısı taşımayan esnafın, emeklinin, işçinin, memurun yüzü gülsün, işsize iş bulalım, kimse yatağa aç girmesin. Sizden yetki istiyorum. Bize yetki verin, bunları yerine getirmeye çalışayım. Temiz, ahlaklı, dürüst siyaset nedir bunarı gösterelim."