TŞOF bölge toplantısı yapıldı

Türkiye'de gerek otomobil gerekse ağır vasıta sayısının oldukça fazla olduğunu belirten TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın, Türkiye'de her bin kişiye 100 otomobil düşerken, AB ülkelerinde bu oranın 500'ün üzerinde olduğunu söyledi.

Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Bölge İstişare Toplantısı Nevşehir'de yapıldı. Kapadokya Dedeman Otel'de gerçekleştirilen toplantıya Nevşehir Vali Yardımcısı Ruhi Paker, TESK Başkan Vekili Uğur Bektaş, TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın, Başkan Vekilleri Bekir Duvarcı ve Ali Ateş, Genel Sekreter Hidayet Manavoğlu'nun yanı sıra Nevşehir, Niğde, Aksaray, Kırşehir, Yozgat, Sivas ve Kayseri Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanları katıldı.

Burada konuşan TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın, Şoförler ve Otomobilciler Odaları arasındaki birliktelik ve kaynaşmayı sağlamak, şoför ve nakliyeci esnafın sorunlarını yerinde tespit etmek amacıyla, bu yıl içerisinde tüm oda başkanlarının katılacağı bölge toplantıları yapmaya karar verdiklerini söyledi. Bölge toplantılarını düzenlemekteki amaçlarının; şoförlük mesleği ve eğitimi, yük ve yolcu taşımacılığı konularıyla ilgili düzenlemeler, uygulamalar, şoför ve nakliyeci esnafının içinde bulunduğu sorunları tartışmaya açmak, değerlendirmek, buradan çıkan sonuçları da ilgili kişi, kurum ve kuruluşlara yansıtmak olduğunu belirten Apaydın, daha sonra karayolu taşımacılığı ve şoför esnaflarının sorunlarını dile getirdi.

Yıllardır yapılmakta olan plansız ve programsız yolcu ve yük taşımacılığının bugün esnafı zor durumda bıraktığını ifade eden TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın, her biri ayrı bir milli servet olan araçların takoza çekilmiş veya yakıt parasına servise gönderilir hale gelindiğini vurguladı. Türkiye'de karayollarında yapılan yolcu ve yük taşımacılığının yaklaşık yüzde 90’lar seviyesinde olduğunu AB ülkelerinde ise bu oranın yüzde 45 ila yüzde 60 seviyesinde olduğunu ifade eden Apaydın,

"Ülkemizdeki toplam ağır vasıta sayısı tüm AB ülkelerinin 10 katına eş değerdedir. Her ne kadar Devlet Karayolları ağı yeniden inşa edilmekte ve ilave yollar yapılmakta ise de maalesef fiziki yapısı, geometrik yapısı Avrupa standartlarında değildir. Daha çok bölünmüş yol yapılmalı ve otoyollara yenileri eklenmelidir. Biliyoruz ki; ülkemizde her bin kişiye düşen otomobil sayısı 100 civarında iken AB ülkelerinde bu rakam 500'ün üzerindedir. ülkemiz insanı henüz gelişmiş ülke insanları kadar trafik, yaşam ortaklığı kurallarına yeterince riayet etmemekte, bildiği sandığı şeyleri çok iyi bilmediği ve gereklerini de yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Doğal olarak karayollarında yük ve yolcu taşıyan araçların sevk ve idaresinden sorumlu olan insan faktörü, diğer bir deyişle şoför, trafik güvenliğinde çok önemli bir yere sahiptir. Şoförün trafik konusunda eğitimli olması bedensel ve ruhsal olarak sağlıklı olabilmesi trafik güvenliğini de doğrudan etkileyecek bir durumdur. Herkesin çok iyi bildiği gibi; şoför esnafı, ülkemiz ekonomisinde çok önemli bir yere sahiptir.

Şehiriçi yolcu ve yük taşınmasında, şehirlerarası yük ve yolcu taşımasında, uluslararası yük ve yolcu taşımasında öğrenci ve personel servis araçlarının kullanımında çalışan şoförlerin oranı yüzde 80'dir. Yüzde 20'si ise araç mal sahipleridir. hizmetleri sınırsız olup, insanoğlunun doğumundan ölünceye kadar olan sürede hep şoför vardır. Bu nedenle meslek eğitimi çok önemlidir. 1964 yılında kabul edilen ve 2005 yılına kadar yürürlükte kalan 507 sayılı esnaf ve sanatkârlar kanununda "geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimseler" meslek odalarına üye olabiliyorlardı. 21.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5362 sayılı esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşları kanunu ile geçimini şoförlük yaparak sağlayan federasyonumuza bağlı meslek odalarında 2.010.528 olan üye sayımızdan vergi mükellefi olmadıkları gerekçesiyle 1.616.029 kişisi kayıtlardan silinerek, üye sayımız 394 bin 499 kişiye düşmüştür. Diğer bir anlatımla, 1 milyon 616 bin 029 kişinin üyeliği odadan silinmek zorunda bırakılmıştır. Bu düzenleme ile şoförlerimiz esnaflıktan çıkarılarak, sosyal güvencesiz ve eğitimsiz bırakılmıştır" dedi.

İstatistiki olarak 2005 yılından sonra trafik kazalarında meydana gelen artışların bu uygulamadan kaynaklandığını ileri sürmenin çok yanlış olmayacağını kaydeden Başkan Apaydın, zira odalarının mensuplarına trafikle işbirliği içerisinde devamlı eğitimler vermekte olduğunu ancak bu eğitimler şimdi olmadığını savundu.

Apaydın sözlerini şöyle sürdürdü; "5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 9. maddesi gereğince oluşturulan ulaşım koordinasyon merkez kurulunda federasyonumuzun yani odalarımızın temsilcisi bulunmamaktadır. Ulaşım meslek dalının en üst kuruluşu olan federasyonumuzun bu kurulda temsil edilmemesi uygulamada büyük sorunlar doğurmaktadır. Bu nedenle bu kurulda federasyonumuzun temsilcisi mutlaka bulunmalı ve oy hakkı da verilmelidir. 5216 sayılı Büyükşehir, 5393 Belediye Kanunu ile taksi, minibüs ve servis araçlarının sayılarının belirlenmesinde belediyeler yetkili kılınmıştır. bu yetki kullanılırken ulaşım sektörünün temsilcisi olan federasyonumuz ve odalarımız devre dışı bırakılmıştır. Bu yetki önceden olduğu gibi belediyelerin ve federasyonumuza bağlı ilgili odaların katılacağı il ve ilçe trafik komisyonlarına geri verilmelidir. 4925 sayılı karayolu taşıma kanunu ve karayolu taşıma yönetmeliğinin şoför ve nakliyeci esnafımıza getirmiş olduğu sorunlarla ilgili olarak, Ulaştırma Bakanlığı nezdinde yapmış olduğumuz yoğun girişimler sonucu esnafımızın lehine bir takım düzenlemeler getirilmiş olup buna ilişkin olarak çalışmalarımız halen devam etmektedir. Şoför ve nakliyeci esnafımızın meslek odalarımızdan ayrılıp ticaret odalarına üye olma zorunluluğu getirilmiştir. Bu uygulama ticari şirketler bünyesinde kurumsallaşmayı ön plana çıkartarak federasyonumuza bağlı meslek odalarımız mağdur edilmiştir. Bu konularda federasyonumuzun görüş ve önerileri dikkate alınmalıdır. 1979 model ve daha yaşlı çekici, kamyon ve otobüslerin esnaftan bir ücret karşılığı toplanması çok önemli bir gelişmedir. Karayolu taşıma yönetmeliğinde 18 Ocak 2006 tarihinde yapılan değişiklik ile C türü yetki belgesiyle hem uluslar arası hem de yurtiçi eşya taşımacılığına imkan verilmesi kamyoncu esnafımızı zor duruma düşürmüştür".