5
Mayıs
2024
Pazar
GÜNCEL

Aslına uygun mu değil mi?

Kurtuluş Savaşı’nın manifestosu, Cumhuriyet’in doğum belgesi olarak tanımlanan Amasya Genelgesi’nin hazırlanıp, imzalandığı, Mustafa Kemal Atatürk’ün on gün kaldığı Saraydüzü Kışla Komutanlık Binası, AKP Amasya Belediyesi ve Amasya Valiliğinin Girişimleriyle Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından aslına uygun bir şekilde Yavuz Selim Meydanı, Çukurbahçe mevkiine yeniden yapılmak isteniyor.

Binanın aslına uygun bulunduğu yere değil de kent merkezine yapılması tepkilere neden olurken, yapılmak istenen binanın Amasya Genelgesi’nin imzalandığı bina olmadığı belirtiliyor.

1935’te kısmen, 1944 ise tamamen yıkılan binanın yerine AKP’li Amasya Belediye Başkanlığı ve Amasya Valiliği’nin girişimleriyle Kültür ve Turizm Bakanlığı aslına uygun bir şekilde binanın yenisini yapmak için harekete geçti.

Ancak, Amasya Genelgesi’nin hazırlandığı Komutanlık Karargahı yerine askerlerin kaldığı erat koğuşunun yapılmak istendiği iddiaları üzerine Amasya Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz konunun araştırılması için yazılı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvurdu.

Vali Lekesiz, yaptığı basın toplantısında “Saraydüzü Kışlası hassas bir konu. Ortada iki bina var. 100 kişi ile görüştüm, yapmak istediğimiz binayı gösterdiler. Yine de bir yanlışlığa meydan vermek istemiyoruz.” dedi.

Genel Kurmay Başkanlığı, Türk Tarih Kurumu, Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Gazi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Anıtkabir Komutanlığı, Tarih Vakfı uzmanlarından oluşan bir ekip 4 Ekim 2005’te Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda bir araya geldi. Yapılan toplantıda bilgi ve belgelerin toplanması ve bir ay sonra yeniden toplanıp, toplanan belgelerin değerlendirilmesine karar verildi.

Saraydüzü Kışlası’nın 1929 ve 1944’te çekilmiş iki fotoğrafı bulunuyor. 1929’da çekilen fotoğrafta iki bina bulunurken, 1944’te çekilen fotoğrafta tek bin yer alıyor. Tarih Ressamı Yakup Çavuşoğlu 1929’da çekilen ve cam negatifi bulunan fotoğrafta komutanlık binasıyla erat koğuşunun çok açık belli olduğunu, bile bile Amasya Genelgesi’nin imzalandığı komutanlık binasının değil, erat koğuşunun yapıldığını iddia ediyor.

Çavuşoğlu 1929’da çekilen fotoğrafta komutanlık binasının küçük ve önünde askerlerin nöbet tuttuğunu, erat binasının önünde ise karavana çanı olduğunu ve askerlerin erzak indirdiğini kanıt gösteriyor.

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Amasya Şube Başkanı Celal Bünyat, Saraydüzü Kışlası’nın aslına uygun yerinde yapılmamasının tarihe ve Atatürk’e saygısızlık olarak değerlendirdi. “Binanın yapımı ticari bir amaca dönüşüyor, tarihi içeriğinden soyutlanıyor. Bina bulunduğu yere orjinaline göre yapılmalı.” Dedi.

DSP Amasya İl Başkanı Kazım Yıldırım, üzerinde camiye benzer kubbesi olduğu için özellikle o binanın seçilmiş olabileceğini belirtirken, AKP’lilerin tarihi çarpıttığını, Atatürk ve eserlerine sahip çıkmak adına, kendi yandaşlarına rant sağlamak için çaba harcadığını belirti. “İki caminin arasına Saraydüzü Kışlası yapılıyor. Yapılmak istenen bina camiye benzetiliyor.” Diye tepki gösterdi.

Mimarlar Odası Amasya Temsilcisi Mimar Hüsamettin Seçilmiş, binanın yapılmak istenen yerin kentin en dar bölgesi olduğunu, kongre merkezi, kültür merkezi gibi yerlerin şehir dışına, ferah alanlara yapılmasının şart olduğunu, yapılmak istenen yerin kesinlikle yanlış olduğunu ve bu konuda gerekli girişimlerde bulunacağını belirtti.

Mükerrem Uzun - Kenthaber / Amasya
Yayın Tarihi : 19 Ekim 2005 Çarşamba 23:58:35
Güncelleme :20 Ekim 2005 Perşembe 02:59:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ayşe aslan IP: 85.98.85.xxx Tarih : 27.10.2005 03:12:01
yorumları okudum hiç bir sonuç çıkaramadım birileri böyle bişey var yapacaz diyor . baska bitarafta hayır bu işte şöyle bişey seziyorum olmaz diyo ya arkadaşlar bu mesele zor ve tarihte karanlıkta kalmış bir mesele değilki yapmak isteyen çıksın buna kım ön ayak oluyosa bizim bu konuda esas aldığımız belgeler şu bunları şurdan aldık diye ciddi bir şekilde açıklasın .o öyle değil bunun yapılmasındaki amaç şu bu yapılmak istenen o değil diğen arkadaşlarda laf kalabalığı yapmasın burada tarihimize ışık tutacak belgeleri ortaya çıkarsın siyasi çatışma haline dönüştürmesin .biz amasyalıyız çalışacaksanız amasya için çalışın çıkarlar peşinde koşmayın

Mehmet MENEKŞE IP: 217.131.50.xxx Tarih : 26.10.2005 16:56:32
Saraydüzü Kışlası KOMUTANLIK BİNASI konusunda Sayın Menç, hangi belgeleri sunuyor da böyle kesin konuşuyor. "Biz böyle uygun görmüşsek doğrudur." mantığı ile hareket edip, çevreye kulak tıkamak, ileri sürülen fikirleri yok saymak bu "Ben bilirimci" hareketin kanıtı değil de ne?... Siz de bir fotoğrafın peşine takılmışsınız. Yazdığınız kitabınızda da bununla ilgili bir belge yok. Kışla bir binalar topluluğudur. Binanın şeklinden ne için kullanıldığını anlamak olanaklıdır. Erat koğuşunun önünde alarm ve karavana çanı asılıdır. Komutanlık binası daha küçük ve dikdörtgen şeklinde tasarlanmıştır. Siz kendiniz belge koyamıyorsunuz ki... Recep Tayyip Erdoğan'a yapmak istediğiniz binanın fotoğrafını verdiğiniz için, bu binayı yapmak için ısrar ettiğinizi düşünüyorum. Yapıacaksa her iki bina da yerine ve aslına uygun yapılmalı. Çünkü Amasya Kuva-i Milliye kenti. Yapılmak istenen bu bina bu bilinci pekiştirmeli. Bir de kubbeli ve kiliseye benziyor dedikodusu ortalıkta dolaşıyor. İnsanları tarih bilmezlikle, belge sunamamazlıkla suçlamadan önce kendi tarih bilgi ve bilincinizi sorgulayın. Bunca insan bu konuda fikir ileri sürüyorsa, insanların duyarlılığına saygılı olun. İnsanları ikna edin. Sen tarihçi olduğunu iddia ederek hiç kimseyi ikna edemiyorsan, başka sözüm yortur. SONUÇ:Yapılmak istenen bina Saraydüzü Kışlası komutanlık binası değildir. Yanlızca Saraydüzü Kışlası binalarından biridir...

metin şimşek IP: 81.215.8.xxx Tarih : 25.10.2005 20:38:24
hiç kimsenın tarihi çarptırmaya hakkı yoktur amsya buna izin vermez . ancak tarihi çarptırılıyor diyerek bunu bir malzeme olarak kullanmakyada kımsenın hakkı yoktur yapılan güzel şeylerin altında yardımcı olmak yapılan hatalara ışık tutmak yarina rant sevdacıları tarihi çerpıtmak adına yanlış politikalar kullanıyolar sadece gülüyorum

aslı yunus IP: 85.98.191.xxx Tarih : 21.10.2005 14:19:03
ben tarihimizin bu önemli ayrıntısını bilmiyorum onun içinde eleştirmek ve bunun üzerine komplo teorileri yaratmaktansa araştırıyorum bu eleştirileri yapanlarda eleştirilerin yerine araştırsalarda tarihimize ışık tutsalar kendilerini daha iyi ifade etmezlermi yoksa bu eleştiri sahipleri başka hesaplarınmı peşindeler...

Salih Kapusuz IP: 195.175.37.xxx Tarih : 22.10.2005 09:48:26
Tarihi çarpıtmaktan çıkar sağlasa sağlasa bir yüzü osmanlıcı, öbür yüzü cumhuriyetçi olan anlayış sağlar. atatürk'ün Amasyya Genelgesi'ni imzaladığı SaraydüzüKışlasını tarihi içeriğinden koparıp, otel, kongremerkezi vb. yapmak isteyenler hem siyasi rant hem de yandaşlarına imkan sağlama peşindeler. Kamuoyu gelişmeleri yakından izliyor. Sel önünden kütük kapar gibi kimlerin çıkar peşinde koştuğu ortadadır. Gerçeğin bulunmasının çıkarı olsa olsa bu fırsatçıların, yandaşa rant sağlamak isteyenlerin oyununu bozmak olur. Gerçeğin bilinmesinin isteyenlerin tek çıkarı olsa olsa, Atatürk'e ve O'nun manevi huzuruna sonsuz saygıdır.

Sebati KARAKÖSE IP: 82.45.255.xxx Tarih : 20.10.2005 12:09:52
Ben, tarihci değilim; aslına uygun mu? değilmi? sorusuna cevap veremem.Ancak;bir başka noktaya dikkat çekmek istiyorum.Bu projedeki yanlışlık,''Cumhuriyet tarihimizi'' saptırmak olacağı için, bu vebali, hiçbir kurum veya kişilerin taşıyacağını sanmıyorum.Milli meselerimiz gündemde olunca da hiç kimsenin rant peşinde olmasını tasvip edemem.Konunun uzmanlarının, ''aslına uygun;oy çokluğuyla değil,oy birliğiyle'' mutabakatı gerektiğine inanıyorum.Mümkünse; gerçek yerine yapılmasını, bir Amasya'lı olarak istiyorum. Yalan söyleyen tarih utansın..!utanmazsa onu yazan el utansız,utanmazsa kalem utansın...o da utanmazsa, mürekkep utansın. Projede emeği olanlara da şükranlarımı ifade ediyor, başarılar diliyorum. saygılarımla...

Serpil Özyıldız IP: 217.131.50.xxx Tarih : 25.10.2005 13:30:28
Öncelikle Mükerrem Uzun'u bu haberinden dolayı kutluyorum. Kim n derse desin, ortadabazı gerçekler var. Birileri çıkıp da böyle bir haber yapıyorsa, niye böyle haber yaptın diye eleştirmek yerine sebeplerini araştırmak lazım. Medya ne yazık ki yağlama yıkama sürecine girmiştir. Doğruları yazan pek kalmamıştır. Tarihi de çarpıtmaya kimsenin hakkı yoktur.

Hüseyin Menç IP: 81.215.3.xxx Tarih : 26.10.2005 09:36:52
Amasya Tamimi'nin imzalandığı bina olarak tespit ettiğimiz Kışlanın fotoğrafı doğrudur ve kesindir. Bunun üzerine hiç kimsenin spekilasyon yapması uygun değildir. Bilen konuşmalı ve belge koymalıdır. Tahmin ve varsıyımlarla tarih belirlenemez ancak ve amcak senaryo yazılır. Siyasete alet edilemeyecek ve rant halinde değerlendirme yapılamayacak bir kültür değerimizin başka mecralara çekilmesinden utanıyorum. Kısaca bugün projelendirilen yapı doğrudur ve kesindir. Bundan başka ileri sürülen herşey yakın tarihimizi bilmemekten kaynaklanmaktadır.

fatih tosun IP: 195.175.37.xxx Tarih : 27.10.2005 14:57:13
Sayın ayşe aslan, ne çıkarı, ne siyasallaşması. Amasya'nın tarihini kendisinden başka birinin bilemeyeceğini, kendi bildiklerinin en doğru olduğunu iddia eden bir kültür müdürü var ortada. Amasya Tamimi cumhuriyete giden yolda önemli elbette. O zaman Amasya Genelgesinin imzalandığı bina yapılsın. Bunda kimin ne çıkarı olabilir ki? Tarih çarpıtılmasın. Gerçek tarihçiler çıksın ortaya. Bu binayı yapacaklar da bunu siyasi ranta dönüştürmesin.

ali demir IP: 85.98.200.xxx Tarih : 22.10.2005 22:52:02
evet arkadaşlar doğru söylüyor olabilir sel önünden kütük kapar gibi yerleri parselleye bililer ama benim gördüğüm bundan öncekiler bol bol sel bırakmışlar tutunacak bir kütük bile yok içiniz rahat olsun biz tarihe ışık tutalım

Yakup Çavuşoğlu IP: 88.229.248.xxx Tarih : 22.11.2008 01:18:29

Yüce Atatürk diyor ki;"Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir.Şayet yazan yapana sadık kalmazsa,değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır." Yapılan yorumlar incelendiğinde,genel ifade anlayışı olarak,böyle bir tartışma konusunun akademik düzeyde olmasının gerekliliğini anlamak hiçte zor değildir.Kaldı ki, hiçbir kariyeri olmayan birisinin çıkıp "biz böyle tespit ettik" diye bilgisiz-yetersiz ve yakışıksız beyanlarda bulunması abesle iştigalden başka bir şey olmasa gerek.İnsanlar gerek Siyasi ve gerekse İdari Erk'in yakın yere düşmesinden nasiplenerek doğru,dürüst,frontal bir duruş sergilemeden,üzerine düşen görevlerini edepli,saldırgan tutum ve davranışlardan sarfınazar ederek ifa etmelidirler. Yükseklerde havalar güzeldir,ferahtır ama,orada devamlı kalmak hiç kimseye baki değildir. Şimdi gelelim esas konumuza;"Bizim tesbit ettiğimiz Kışla"sözüne:Doğrudur.Konuyla alakadar olması gereken Akademik Kariyer sahibi Amasya'lı veya değil,bilim adamlarına ulaşılması veya onların bilgilerine danışılması dahi düşünülmemiş bir ortamda,konuyu kısa zamanda bağlama noktasından hareketle Menç'sormuşlardır. Acaba Heyet doğru mu yaptı? yı bu gün kimse sorgulamıyor.Yukarıda Doğrudur dediğim Kışla binası gerçekten doğrudur.Ama bu bina da gerçekten Erat yemekhanesi ve Koğuşudur, bu yüzden Kışla binaları içinde zikredilen mimari olguya kimsenin bir sözü de yoktur.Yıllar önce yeniden yapılması noktasında girişimler yapılmıştır,onlara geçmeden evvel şunu da izah etmek zorundayım:"Kışla binası"sözü bir tek yapı için kullanıldığından dolayı yanlıştır.Asker olan ya da askerliğini yapmış her kes, bir Kışlanın askeri tüm yapılardan müteşekkil bir olgu olduğunu gayet te iyi bilirler ."Bu isim bize göre doğrudur" diyerek herhangi bir binaya yakıştırma yapamazsınız.Hele hele bu bina Amasya tarihinde 1898'den 1945/46'ya kadar ayakta kalan ve sonra terk edilen askeri amaçlı bir Kışla binası ise.Bu tür davranışlar; Tahmin ve varsayımların ötesine gidemez.İşte asıl utanılacak durum budur.Ben burada sadece Menç'i de kastedmiyorum.Ama O "Kültür değerimizin başka mecralara çekilmesinden utanıyorum"demiş.Bunlardan utanmasın,utanılacak o kadar şey varki,mecbur kalınırsa ortaya konulur ve belgelerle de açıklanır.Kendi yazdıkları hariç, yazılan yorumlarda hiçte siyaset yoktur.Ne yazık ki;siyasi malzeme yaptılar,yapanlara ve bunun üzerinden rant elde etmeye çalışmış olanlarda malumdur,yazıklar olsun.Esas hicap duyulacak husus budur... Şimdi gelelim Saraydüzü Kışlasına:Kışlanın konuşlandığı yer bilinmektedir.Burada altı ve hatta daha sonra aynı aks üzerinde birkaç tane daha baraka eklenmiş, ama bize (EBU)esas bilgi unsuru olarak yansıyan altı binadan bahsedelim;Batıdan-Doğu'ya Asker Hastanesi=Garben=Memleket Hastanesi,Erat binası,Komutanlık Karargahı,Depo,Atların tavlası,Hamam (sonradan eklendi),Hek deposu. Hizmet binalarının,işlevlerine göre,değişik çap ve büyüklükte olması da yadsınamaz.Bu Yoldan hareketle;"Her şey yakın Tarihimizi bilmemekten kaynaklanmaktadır" sözünün sahibine soruyorum;"Yakın tarihi birtek sen mi biliyorsun? Tarihin Evrensel olduğunu ve hiç bir kimse,zümre,kurum,kuruluşun tekelinde olamayacağını bilmiyormusun?" Değerli okurların dikkatine sunacağım bilgiler, zannediyorum kendisini "yakın Tarih" diye addettiği zamanı iyi bildiğini zanneden zat-ı da ilgilendirir.Şöyle ki;Haziran 1919 tarihler 18.günü gösterdiğinde Çeltek'teki konak noktası subayının yanına gelen Ali Fuat(Cebesoy)Paşa,Rauf(Orbay) Bey ve maiyetlerinde bulunanlar "yazılamadı değil-yazılmadı",19 Haziran günü,yolda karşılandılar ve Amasya'ya vasıl oldular... Ali Fuat Paşa ve Rauf Bey hatıratlarında;"Bizi başta M.Kemal olmak üzere,heyecanlı ve coşkulu Amasyalılar Kuş Köprü başında karşıladılar.Daha sonra misafir edildiğimiz "Saraydüzü denen mevkiideki Kumandanlık Dairesine gittik" diyorlar. Yakın tarihi iyi bildiğini zanneden zat'a diyorum ki;"Kaynak aldığın metnin, tasarladığın hikayeye "karşıt-tezat teşkil edeceğini" hiç aklının ucuna getiremedin mi? Değerli Okurlar dikkatlice okuyunuz: Amasyalı H.Hüsameddin Beyin “Amasya tarihi” adlı eserinde; “…Amasya ve civarında Ermeni ayaklanması ve çete hareketlerinin önlenmesi maksadıyla, merkezi Amasya Sancağı olan, Alay K.lığı kurulmuş ve Alayın 1 Taburunun (en az 400 erbaş ve er) (s) daimi konuşlanacağı yer için, Mutasarrıf Mehmet Kemal Bey ve askeri birliğin zabitleri ile müştereken bir bina yapımı(1898 yılında) kararlaştırıldı. Bu büyük bina iki yılda bitirildi.Bina bittiğinde bu gün resimlerde görülen ve "soğan kubbe"tabir edilen tacı yoktu.Bu Kubbe 1920 yılında Nurettin Paşa(sakallı) Merkez Ordu Komutanı olmasından sonra ilave edilmişti. Bina Saraydüzü Kışlası içindeki diğer binalardan da en büyük olanıydı. Şimdi soruyorum,en az 400 kişi olan 1 Tabur Askeri,Kışla binalarının hangisinde;istirahat ettirecek ve de iaşe edebileceksiniz? Ortamın karışıklığında zaten tabur ve bölüklere bölünerek,Zile'ye,Niksar'a,Merzifon'a gönderilerek parçalanmış bir Komutanlığın elinde kalan l Tabur Askerin aynı kışla içinde bağımsız küçük unsurlar halinde dağıtılmasını var saymak askeri adaba uygun olmayan sivil ağızdan ibarettir... Bu hususla alakadar olarak,aynı konunun sanki doğruymuş gibi,lanse edilerek,"100 kişiye soruldu"sözüne de katılmak mümkün değildir.Bakınız;herkim olursa olsun, hangi resmi gösterirseniz gösterin değil...neyi-kime(?) gösterdiyseniz ona doğrudur denilecektir.Müteyakkız ve Muhakkik nazarlara sorulmaması nedendir? Ayrıca bu binanın -alt yapı çalışmaları sırasında, Genel Kurmay Başkanlığından yetkili Subay/Subayların katıldığı da söylenmişti... Hiç bir Subay, bir kentin özel yaşanmış, tarihsel menkıbelerle süslenmiş ve esas itibariyle ATATÜRK'ün adının geçtiği olaylarda,yerlerde muhalif olmazlar.Çünkü ATATÜRK onların içindedir.Ancak;yapmak istediğiniz ve hayata geçirmek için tek bir resimle onlara durum hakkında bilgi arzederseniz...evet diyeceklerdir.Çünkü sorumluluk arzedenlerdedir,onlar da etik davranmamışlardır. Bir diğer can alıcı nokta şudur değerli okurlar, işte sizlere belge; G.Ü. M.M. F.D.S.İ’nin 16.06.1998 tarih ve B.2.Gün.0.47.00.01.29/68 sayılı, Proje konulu yazı ekindeki raporun “Saraydüzü Kışlasının Tarihi” bölümünün geniş ilmi araştırmalardan yoksun olduğu, Milli Mücadele Tarihine ışık tutan Amasyalı ve diğer Akademisyen tarihçilerin görüşlerinin alınmadığı. Keza raporun 3. sayfasındaki bir diğer yanlış kaynak sunumu olan “Sivas Kongresinde Atatürk ve Arkadaşları”nın fotoğrafı Amasya’ya özgü gibi raptedilmiştir. Bunlar yanlıştır. Milli mücadelede öyküler anlatılır tabi, ama asıl tarihçileri asla unutmamak gerekirdi… Ayrıca yakın yazılı tarihin yadsınamaz değerleri de; yerel idari ve siyasi erkin (1986), hiçbir araştırmaya girişmeden yanlış ve yetkisiz ve de yetersiz yorumlara dayalı olarak ortak “şifahi bir kararla” değiştirilmemesi icap ederdi. Bu durum; 17 Ağustos 1999 Düzce Depremi ile alakalı bir Belediye Meclisinin kararıyla “Fay hattının değiştirilmesine” benzemektedir. Bu paragraflara inanınız dün ulaştım.bu gün yazdım... Yarında yazarım...Ama hiç bir zaman Devletin Zile kahramanlarına verdiği,manevi değeri çok yüksek bir Madalyayı "sahte hümanist duygular yayarak" sahiplenmem...Şöyle veya böyle,gariban,telkinlerle yol buldurulan vatandaşlardan elde edilen fotoğrafları,tiyatrocu masklar misali mizansenlerle, köprü üstünde at arabasından düştü de bende oradaydım...hikayelerine de bu milletin karnı tok...Önümüzde seçim var...bazıları oy sayımı sırasında kim bilir gölgesi büyük kaç ağaç altında sonuç bekleyecek? Gerekirse devam ederim...