Kurtuluş Savaşı’nın manifestosu, Cumhuriyet’in doğum belgesi olarak tanımlanan Amasya Genelgesi’nin hazırlanıp, imzalandığı, Mustafa Kemal Atatürk’ün on gün kaldığı Saraydüzü Kışla Komutanlık Binası, AKP Amasya Belediyesi ve Amasya Valiliğinin Girişimleriyle Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından aslına uygun bir şekilde Yavuz Selim Meydanı, Çukurbahçe mevkiine yeniden yapılmak isteniyor.
Binanın aslına uygun bulunduğu yere değil de kent merkezine yapılması tepkilere neden olurken, yapılmak istenen binanın Amasya Genelgesi’nin imzalandığı bina olmadığı belirtiliyor.
1935’te kısmen, 1944 ise tamamen yıkılan binanın yerine AKP’li Amasya Belediye Başkanlığı ve Amasya Valiliği’nin girişimleriyle Kültür ve Turizm Bakanlığı aslına uygun bir şekilde binanın yenisini yapmak için harekete geçti.
Ancak, Amasya Genelgesi’nin hazırlandığı Komutanlık Karargahı yerine askerlerin kaldığı erat koğuşunun yapılmak istendiği iddiaları üzerine Amasya Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz konunun araştırılması için yazılı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvurdu.
Vali Lekesiz, yaptığı basın toplantısında “Saraydüzü Kışlası hassas bir konu. Ortada iki bina var. 100 kişi ile görüştüm, yapmak istediğimiz binayı gösterdiler. Yine de bir yanlışlığa meydan vermek istemiyoruz.” dedi.
Genel Kurmay Başkanlığı, Türk Tarih Kurumu, Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Gazi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Anıtkabir Komutanlığı, Tarih Vakfı uzmanlarından oluşan bir ekip 4 Ekim 2005’te Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda bir araya geldi. Yapılan toplantıda bilgi ve belgelerin toplanması ve bir ay sonra yeniden toplanıp, toplanan belgelerin değerlendirilmesine karar verildi.
Saraydüzü Kışlası’nın 1929 ve 1944’te çekilmiş iki fotoğrafı bulunuyor. 1929’da çekilen fotoğrafta iki bina bulunurken, 1944’te çekilen fotoğrafta tek bin yer alıyor. Tarih Ressamı Yakup Çavuşoğlu 1929’da çekilen ve cam negatifi bulunan fotoğrafta komutanlık binasıyla erat koğuşunun çok açık belli olduğunu, bile bile Amasya Genelgesi’nin imzalandığı komutanlık binasının değil, erat koğuşunun yapıldığını iddia ediyor.
Çavuşoğlu 1929’da çekilen fotoğrafta komutanlık binasının küçük ve önünde askerlerin nöbet tuttuğunu, erat binasının önünde ise karavana çanı olduğunu ve askerlerin erzak indirdiğini kanıt gösteriyor.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Amasya Şube Başkanı Celal Bünyat, Saraydüzü Kışlası’nın aslına uygun yerinde yapılmamasının tarihe ve Atatürk’e saygısızlık olarak değerlendirdi. “Binanın yapımı ticari bir amaca dönüşüyor, tarihi içeriğinden soyutlanıyor. Bina bulunduğu yere orjinaline göre yapılmalı.” Dedi.
DSP Amasya İl Başkanı Kazım Yıldırım, üzerinde camiye benzer kubbesi olduğu için özellikle o binanın seçilmiş olabileceğini belirtirken, AKP’lilerin tarihi çarpıttığını, Atatürk ve eserlerine sahip çıkmak adına, kendi yandaşlarına rant sağlamak için çaba harcadığını belirti. “İki caminin arasına Saraydüzü Kışlası yapılıyor. Yapılmak istenen bina camiye benzetiliyor.” Diye tepki gösterdi.
Mimarlar Odası Amasya Temsilcisi Mimar Hüsamettin Seçilmiş, binanın yapılmak istenen yerin kentin en dar bölgesi olduğunu, kongre merkezi, kültür merkezi gibi yerlerin şehir dışına, ferah alanlara yapılmasının şart olduğunu, yapılmak istenen yerin kesinlikle yanlış olduğunu ve bu konuda gerekli girişimlerde bulunacağını belirtti.
Yüce Atatürk diyor ki;"Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir.Şayet yazan yapana sadık kalmazsa,değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır." Yapılan yorumlar incelendiğinde,genel ifade anlayışı olarak,böyle bir tartışma konusunun akademik düzeyde olmasının gerekliliğini anlamak hiçte zor değildir.Kaldı ki, hiçbir kariyeri olmayan birisinin çıkıp "biz böyle tespit ettik" diye bilgisiz-yetersiz ve yakışıksız beyanlarda bulunması abesle iştigalden başka bir şey olmasa gerek.İnsanlar gerek Siyasi ve gerekse İdari Erk'in yakın yere düşmesinden nasiplenerek doğru,dürüst,frontal bir duruş sergilemeden,üzerine düşen görevlerini edepli,saldırgan tutum ve davranışlardan sarfınazar ederek ifa etmelidirler. Yükseklerde havalar güzeldir,ferahtır ama,orada devamlı kalmak hiç kimseye baki değildir. Şimdi gelelim esas konumuza;"Bizim tesbit ettiğimiz Kışla"sözüne:Doğrudur.Konuyla alakadar olması gereken Akademik Kariyer sahibi Amasya'lı veya değil,bilim adamlarına ulaşılması veya onların bilgilerine danışılması dahi düşünülmemiş bir ortamda,konuyu kısa zamanda bağlama noktasından hareketle Menç'sormuşlardır. Acaba Heyet doğru mu yaptı? yı bu gün kimse sorgulamıyor.Yukarıda Doğrudur dediğim Kışla binası gerçekten doğrudur.Ama bu bina da gerçekten Erat yemekhanesi ve Koğuşudur, bu yüzden Kışla binaları içinde zikredilen mimari olguya kimsenin bir sözü de yoktur.Yıllar önce yeniden yapılması noktasında girişimler yapılmıştır,onlara geçmeden evvel şunu da izah etmek zorundayım:"Kışla binası"sözü bir tek yapı için kullanıldığından dolayı yanlıştır.Asker olan ya da askerliğini yapmış her kes, bir Kışlanın askeri tüm yapılardan müteşekkil bir olgu olduğunu gayet te iyi bilirler ."Bu isim bize göre doğrudur" diyerek herhangi bir binaya yakıştırma yapamazsınız.Hele hele bu bina Amasya tarihinde 1898'den 1945/46'ya kadar ayakta kalan ve sonra terk edilen askeri amaçlı bir Kışla binası ise.Bu tür davranışlar; Tahmin ve varsayımların ötesine gidemez.İşte asıl utanılacak durum budur.Ben burada sadece Menç'i de kastedmiyorum.Ama O "Kültür değerimizin başka mecralara çekilmesinden utanıyorum"demiş.Bunlardan utanmasın,utanılacak o kadar şey varki,mecbur kalınırsa ortaya konulur ve belgelerle de açıklanır.Kendi yazdıkları hariç, yazılan yorumlarda hiçte siyaset yoktur.Ne yazık ki;siyasi malzeme yaptılar,yapanlara ve bunun üzerinden rant elde etmeye çalışmış olanlarda malumdur,yazıklar olsun.Esas hicap duyulacak husus budur... Şimdi gelelim Saraydüzü Kışlasına:Kışlanın konuşlandığı yer bilinmektedir.Burada altı ve hatta daha sonra aynı aks üzerinde birkaç tane daha baraka eklenmiş, ama bize (EBU)esas bilgi unsuru olarak yansıyan altı binadan bahsedelim;Batıdan-Doğu'ya Asker Hastanesi=Garben=Memleket Hastanesi,Erat binası,Komutanlık Karargahı,Depo,Atların tavlası,Hamam (sonradan eklendi),Hek deposu. Hizmet binalarının,işlevlerine göre,değişik çap ve büyüklükte olması da yadsınamaz.Bu Yoldan hareketle;"Her şey yakın Tarihimizi bilmemekten kaynaklanmaktadır" sözünün sahibine soruyorum;"Yakın tarihi birtek sen mi biliyorsun? Tarihin Evrensel olduğunu ve hiç bir kimse,zümre,kurum,kuruluşun tekelinde olamayacağını bilmiyormusun?" Değerli okurların dikkatine sunacağım bilgiler, zannediyorum kendisini "yakın Tarih" diye addettiği zamanı iyi bildiğini zanneden zat-ı da ilgilendirir.Şöyle ki;Haziran 1919 tarihler 18.günü gösterdiğinde Çeltek'teki konak noktası subayının yanına gelen Ali Fuat(Cebesoy)Paşa,Rauf(Orbay)