Osmanlı Devleti için önemli ve stratejik yerleşim yerlerinden birisi olan Amasya'da 1300 ila 1400'lü yıllarda yaşamış olan ünlü hekim Sabuncuoğlu Şerefeddin için 'Uluslararası Tıp Konferansı' yapılması planlanıyor. 

Fatih Sultan Mehmed devrinin ünlü hekimlerinden olan ve 1386'da Amasya'da doğan Sabuncuoğlu Şerefeddin, henüz 17 yaşındayken başladığı tababeti Amasya Darüşşifası'nda Burhaneddin Ahmed'in yanında öğrendikten sonra Darüşşifa'da 14 yıl hekimlik yaptı. Bütün Anadolu'da ismi duyulmuş cerrah ve hekim olmasının yanında, pratik alanda olduğu kadar ilim ve araştırma alanında da devrin yeganelerinden olan Sabuncuoğlu Şerefeddin'in cerrahi alanda yazdığı 3 tane önemli eseri bulunuyor. Bu eserlerden ilki Zahire-i Harzemşahi, 1465'de Fatih Sultan Mehmed'e ithaf ettiği Kitab-ı Cerahhiye-i al Haniye ve Mücerrabname. 

Günümüzde bile Avrupalı hekimler tarafından kitaplarından faydalanılan, ünü tüm dünyaya yayılan Sabuncuoğlu Şerefeddin için uluslararası tıp konferansı hazırlayıp, dünyaca ünlü doktorları Amasya'da buluşturmayı planladıklarını belirten Belediye Başkanı İsmet Özarslan, böylesine önemli bir hekimin ismini yaşatmak için yeni yapılan Amasya Devlet Hastanesi'ne ismini verdiklerini ifade etti. 

İlhanlı Hükümdarı Sultan Mehmed Olcaytuğ'un hanımı İlduz Hatun adına köleleri tarafından 1308 yılında inşaatına başlanılan, Anadolu'da yapılan ilk darüşşifa yani akıl hastalarının tedavi edildiği tımarhane olması bakımından önemli bir yeri olan tarihi Bimarhane'de, Avrupa'da akıl hastalarının dayakla tedavi edildiği dönemlerde, Amasya'da musikiyle tedavi edilen akıl hastaları şifa bulup ayrılıyorlardı. Günümüzde konservatuar olarak kullanılan Bimarhane'de, Osmanlı Dönemi'nde 14 yıl boyunca hekimlik yapan Sabuncuoğlu Şerefeddin'in cerrahi müdahalelerde kullandığı aletlerin resimleri duvarlarda asılırken, tarihi binaya giren ziyaretçiler, hem o dönemlerin cerrahi aletlerini incelemiş oluyor hem de musiki sesleriyle o dönemlere gidiyor. 

Tarihi binanın, mistik havasıyla günümüzde bile içerisine giren insanların küçük ağrılarını hissetmemelerini sağladığı öne sürülüyor.