2
Mayıs
2024
Perşembe
BAYBURT

Köylüleri ikna çabası sürüyor

BAYBURT'TA KÖYLÜLERİ BARAJA İKNA ETME ÇALIŞMALARI

Bayburt'ta yapılması planlanan Laleli Barajı'nı yapacak olan AKFEN Holding, köylerini su altında bırakacak barajla ilgili kaygıları olan vatandaşları köy odalarında düzenlenen toplantılarla ikna etmeye çalışıyor.

1974'de kadastro tespitiyle sondajlama çalışmalarına başlandıktan sonra yapımından vazgeçilen Laleli Barajı, yeniden gündemde. 2007'de ihalesi tamamlanan barajın yapılması halinde 6'sı tamamen, 4'ü kısmen su altında kalacak köylerdeki 825 hanede yaşayan 2 bin 481 kişi belirsizlikten rahatsız olurken, Teknik Forum Derneği'nin girişimleri sonucu inşaatı yapacak AKFEN Holding, vatandaşları bilgilendirmeye başladı.

AKFEN Holding Genel Müdürü Saffet Atıcı, Kamulaştırma Müdürü Hakan Bozkurt, Enerji Müdürü Nuray Kaya 10 köyde bulunan oturma odalarında yapılan toplantılarla, yapılması planlanan barajla ilgili vatandaşlara bilgi verdi.

Nehirler üzerindeki baraj yapımının devlet politikası olduğunu belirten AKFEN Holding Genel Müdürü Saffet Atıcı, Çoruh Nehri üzerindeki barajın yapımının kesinleştiğini söyledi. Atıcı, "Barajı biz yapmasak başka bir firma yapacak. Bu aşamada ÇET raporunu hazırladık. Ekim'de onayı, 2011'in ilk aylarında ise işe başlayabilmek için lisansı alacağımızı düşünüyoruz. 2012'nin Haziran'ından itibaren de inşaata başlayacağız. Lisansı almadığımız için kamulaştırma bedelleri hakkında konuşmamız söz konusu değil.

200 milyon euroluk projenin 50 milyon eurosunun kamulaştırma bedeli için ödeneceğini tahmin ediyorum. Ama net rakamları mahkeme tarafından belirlenen bilirkişiler tespit edecek. Fiyata itiraz veya diğer konularda yargı yolu açık. Mahkemeye başvurabilirsiniz. Ben kamulaştırma parası istemiyorum köyümü aynı şekilde kur diyenleriniz olacaktır. Bu konuda her türlü desteği yapmaya hazırız. Burada insanlar nehir kenarında bir hayata alışmışlar. Bu baraj yapıldığında bir göl kenarında yaşam olacak. Göl kenarında

nasıl bir hayat idame ettirilir. Bunları da araştırıp sizlere alternatifler olarak sunacağız. Çoruh üzerinde yapılan diğer 7 barajı da besleyecek olan en büyük baraj Laleli Barajı olduğu için Elektrik Etüd İdaresi tüm çalışmayı yürütüyor" diye konuştu.

İstimlak bedellerinin ödenmesi yoluyla insanların mağdur edilmeyeceğinin söylendiğini ancak yüzyıllardır bir arada yaşamış aileleri birbirinden koparılmasının söz konusu olduğunu kaydeden Ballıkaya köyünden Durdu Karadeniz, "Yeri geldi mi çevreye zarar vermekten bahsediyorsunuz ama vatandaşın tamamına vereceğiniz zararı düşünmüyorsunuz. Terk etmeye niyetimiz yok ve mücadelemizi yargı yoluyla sürdüreceğiz. Memleketi, toprağı terk etmek kolay değil. Yaşanacak göç Türkiye'nin nüfus olarak en küçük ili olan Bayburt'u da küçültecek" görüşünü dile getirdi.

"KÖYÜMÜZÜN DEĞERLİ ARAZİLERİ GİDİYOR"

Çayırözü Köyü Muhtarı Mustafa Akbaş, köyün yaklaşık yüzde 20'lik bir bölümünün baraj altında kaldığını belirterek, "Gönül ister ki hiç kalmasın, hiçbir arkadaşımız buna razı değil ama devletin menfaatleri her şeyden önemli. Arazilerimizden köyün ortak kullandığı otlak alanı gidiyor. Bir kısımda ev gidiyor. Onlar da köyün üst kısmında yeniden inşa edecekler evlerini. Kamulaştırma bedellerini merak edenler var aramızda. Bunların kesinleştiği tarihlerden sonra yeniden toplantılar yapmanızı bekleriz" diye konuştu.

"825 HANE, 2 BİN 481 NÜFUS GÖÇ EDECEK"

Durdu Karadeniz ise, "İstimlak bedelleri konusunda mağdur etmem diyorsunuz. Ancak yüzyıllardır bir arada yaşamış aileleri buradan koparmak söz konusu. Aramızdaki akrabalık bağlarını her şeyi bırakıp gideceğiz. Burada amaç AKFEN'in barajlar ve HES'ler bir tane de büyük baraj eklemesi mi, yeri geldi mi çevreye zarar vermekten bahsediyorsunuz ama bırakın çevreyi vatandaşın tamamına zarar veriyorsunuz. Köylerde müthiş bir bilgi kirliliği var. İşte şu zaman başlıyor diye herkes tedirginlik halinde. Ben şunu

söylüyorum. Terk etmeye niyetimiz yok ve bunun yargı yoluyla da uğraşacağız. Kolay değil vatanı, memleketi, toprağı terk etmek. Bayburt'a da büyük zarar. 825 hane, 2 bin 481 nüfus göç edecek. Bayburt Türkiye'nin nüfus olarak en küçük ili. Önerilerimiz de oldu sizlere. Projeleriniz arasında nehir tipi projeleriniz var. Yüksekliği belli bir ölçüde yaptığınız zaman 5 tane köyümüz kurtarıyor. Devletin de, vatandaşın da bunda karı var. Şunu söyleyeyim bu topraktan kimse kolay kolay çıkıp gitmez. İstimlak

ödüyoruz, çıkın gidin. O öyle kolay bişey değil. Enerjinin sağlanacak birçok yolu var. İnsanları mağdur ederek enerji sağlamak doğru değil" diye konuştu.

"3 BİN 500 DÖNÜM ARAZİ VAR, 3 BİN 700 TAPU KAYDI VAR"

Aslandede Köyü Muhtarı Selim Yıldırım, "Biz bu köye kendi imkanlarımızla kanallar, yollar, yatırımlar yaptık. Vatanı ve toprağı terk etmek öyle kolay değil. Eğer bu proje yapılacaksa, mutlaka bu insanlara yeni yaşam yerleri hazırlandıktan sonra buralar su altında koyulması lazım. Mağdur olacak tüm köylerde tapu sıkıntısı var. 3 bin 500 dönüm arazi, 3 bin 700 tapu kaydı var. Senelerdir bu toprakları işleyen insanlar var, bir de tapu sahipleri var" diye konuştu.

"MİLLETVEKİLLERİMİZ, VALİMİZ NEREDE?"

Aslandede köyü vatandaşlarından eski Muhtar Bayram Öksüz de, "Siz işi yapacak firma olarak gelmiş anlatıyorsunuz. Çok güzel itiraz eden de yok. Ben buradan sesleniyorum. Bizim hakkımızı savunacak milletvekillerimiz, valimiz nerede? Gelsin cevap versinler bu köylüye bakın insanlar mağdur, tedirginlik halinde herkes. Sesimizi duyan yok, sıkıntı dinleyen yok. Hiç kimse doğup büyüdüğü toprakları kolay kolay terk etmeye niyetli değil. Bana terk et diyorsun, dünyayı versen terk etmeyi istemem" şeklinde konuştu.

"YÜZYILLIK KOMŞULUĞUMUZ ORTADAN KALKACAK"

Yazyurdu Köyü Muhtarı Abdurrahman Fettahoğlu da, "Benim kendi köyümün az bir arazisi su altında kalıyor. Ama Aslandede köyü bizim içli dışlı olduğumuz köylerden biri. Bir kültür var burada. Bu proje bunu ortadan kaldıracak. Asırlık dostluklar, alışverişler var bu yörede. Aslandede köyünün haritadan silinmesi bizi her yönüyle etkiliyor. İnsanların mağduriyetleri çözülecek gibi değil" dedi.

"ÇAĞIMIZ BUNU AŞMALI"

Çamlıkoz köyünden emekli öğretmen Hüsamettin Akdeniz de, "Bizim gitmek, terk etmek gibi bir durumumuz söz konusu değil. Ben 55 senedir bu köydeyim. Bana bugüne kadar ne devletin mülkü amiri, ne Elektrik Etüd İdaresi bunları yaparken, biz bu köye su dolduracağız, sizi suyun altında bırakacağız, razı mısınız diye soran olmadı. Buna ceberutluk denir. Çağımız bunu aşmalı. Biz buna razı değiliz. Ama yasalarımız bizim önümüzü kesiyorsa, bizi bu suyun altında koymayacaklarına göre bize suyun üzerinde nasıl

yaşayacağımızı öğretmeleri lazım. Bana 3-5 kuruş verip, iş yapan arazimi alacaksın. Hukuk, insan hakları bu mu? Benim atam, dedem her şeyim burada. Ben onu nasıl bırakıp gideceğim? Ben bu köyün neresine gitsem bu vatanın bana ait olduğuna dair izler buluyorum. Bu suyun dışında kalan arazimin parasını da vermiyorsunuz. Devlet, millete hizmet eder. Bu mülk milletindir. Bu insanların hakları hiç mi gözetilmeyecek? Bize haklarımızı verecek insanlar öncelikle buraya gelsin. Nerde milletvekillerimiz, nerde

valimiz. Biz burada suyun altında boğulacağız. Ne Vali, ne de vekil var burada. Bu böyle gider mi? Ben bakanın yüzünü görsem tanımam, ama adam beni suyun altında bırakıyor. Lisansın imzasını size o atacaksa, gelsin önce bir görüşelim. Buna çare bulunmadan günah değil mi bu insanlara? Biz bu kadar masum oldukça, bize reva mı görülecek bu durum. Kalıcı yaşam için ne düşünüyorsunuz diye soran yok. Siz yarın hafriyatınızı doldurup, sular geliyor diye haber vereceksiniz. Bizim haklarımızı kim verecek. Bizim de

şartlarımız var. Bu köye ismini veren Ahbun'ları yani verimli toprakları yeni yerleşim yerlerine taşımak istiyorum. Dünyada 9 tane ülke verimli topraklarını su altında bırakmıyor. Taşıma toprakla tarımını devam ettiriyor. Bunu garantisini istiyorum, gölet ile sulanmasını istiyorum. Biz buradan göç etmek istemiyoruz. Ahbunus'u bu şartlar altında yeni bir yerde kurmak istiyoruz" talebinde bulundu.

"MANEVİYATA PAHA BİÇİLMEZ"

Karşıgeçit Köyü Muhtarı Mustafa Okumuş da, "Bu köyde hiç kimse kamulaştırma bedelini filan merak etmiyor. Köyümüze kimse değer biçemez, atamızın babamızın mezarlıklarına kimse paha biçemez. Burada bir yaşam söz konusu, manevi değerlerimiz bizim için her şeyden önemlidir. Bunun için bu sistemle yapılacak olan bir baraja da karşıyız. Bunun farklı yönleri olmalı. İnsanlar mağdur edilmeden bu tür yatırımlar yapılmalı. Devletimizin de insanlarımızı mağdur etmeden bunu yapacağına inanıyorum" şeklinde konuştu.

"DEVLETİMİZİN MENFAATLERİ HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR"

Karşıgeçit köyünden Möhter Yıldız ise, "Siz bu durumu anlatırken ben de inşaat yapıyorum. Köyümüzü, toprağımızı çok seviyoruz. Parayla terk edilecek yerler değil. Manevi boyutları çok önemli. Ama devletimizin menfaatleri de her şeyden önce gelir. Hakkımızdan hayırlısı, 53 yaşındayım, yarın suya gidecek de derse devletimiz, gitsin ne yapalım. Biz devletimizi baba bilmişiz, o bizim hakkımızı korur" ifadelerini kullandı.

BAYBURT'TA KÖYLÜLERİ BARAJA İKNA ETME ÇALIŞMALARI
BAYBURT'TA KÖYLÜLERİ BARAJA İKNA ETME ÇALIŞMALARI
BAYBURT'TA KÖYLÜLERİ BARAJA İKNA ETME ÇALIŞMALARI
BAYBURT'TA KÖYLÜLERİ BARAJA İKNA ETME ÇALIŞMALARI
İHA
Yayın Tarihi : 29 Eylül 2010 Çarşamba 14:18:05
Güncelleme :29 Eylül 2010 Çarşamba 14:46:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?