Nedir Alucra? Giresun'un güneyinde Giresun'la alakası olmayan bir dağ başı. 1 km.'lik bir caddesinden başka bir şehir görüntüsü olmayan bir dağ. Ama o dağ bizim dağımız. Kimi yaz aylarında yayla yapmaya gelenlerle beraber nüfusu 100.000'i bulur. Esnafın yüzü güler. Ama bu rakamı kışın araki bulasın. Dışarıya çok göç veren bir ilçe. Son 75 yıldır tek yatırım yapılmamış. Devletinin unuttuğu yetmezmiş gibi halkıda unutmuş. Halimizi 2001 yılında bir gazeteden aldığım şu makale özetliyor aslında. Fazla söze gerek yok...

   Bir Gazete Yazısı
       Alucra, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde, Doğu Karadeniz Dağları'nın güneyinde kalan Kelkit Vadisi'nde Giresun'a bağlı yüzyılı aşkın bir ilçe. Daha önceleri bağlı olduğu Şebinkarahisar'ın vilayetliği 1937 yılında iptal edilince, Giresun'a bağlanan bu ilçenin ilginç hikayeleri var. Kimilerine göre, adı el-Ücra'dan geliyor. El-Ücra gelinip gidilmesi zor bir yerleşim yeri anlamına geliyor. Kimilerine göre ise, Fatih Sultan Mehmet Han, Otlukbeli Savaşı'na giderken, askerin acıkması üzerine, çevrede aluç ağacının çok olması nedeniyle, askerlerine 'Aluç ara' emrinin giderek Alucra adına dönüştüğü de söyleniyor. Ancak Alucra'nın bugünkü durumu itibariyle bu isimlerinden ilki yani, el-Ücra adı bu ilçenin özelliğine daha uygun düşüyor. Alucra, başta büyük şehirler olmak üzere, yurt içi ve yurt dışına en çok göç veren yerleşim birimlerinden birisi. Her geçen gün nüfus kaybeden ilçenin nüfusu son sayımda göre 14 bin olarak tespit edilmiş. Alucra'nın yolu bir kaç yıl önce açıldı. Böylece Şebinkarahisar ve Şiran'a oradan da başka yerlere gitmek kabus olmaktan çıktı. Vilayeti Giresun ile hala bağlantısı yok. Alucralılar'ın vilayete gidebilmesi için, Gümüşhane-Trabzon veya Ordu yolu ile gitmesi gerekiyor. Bu çileyi eski vilayet Şebinkarahisar ile yeni ilçe Çamoluk da çekiyor.

Vekiller İlçesi
Sakın yanlış anlamayın. 'Vekil' sözcüğünün Milletvekili ile hiç alakası yok. Adını el-Ücra'dan almış bir ilçenin kaderi maalesef aynen devam ediyor.
Devlet, yüzyılı aşan ilçeye okullar haricinde çivi çakmamış. Oraya giden memurlar kendini sürgün sayıyor. Bu nedenle görevlendirilenler, soluğu hemen Ankara'da alıp oradan kurtulmak için hatırlı kişi aramaya başlıyor. Çoğu da bunu başarıyor. Ahalinin yakın ilgi ve misafirperverliğini gören birçok yabancı memurdan emekli olduktan sonra Alucra'ya yerleşenler bile var.Şu anda devlet işleri tam olarak yürümüyor. Dolayısiyle vatandaş sesini Ankara'ya duyurmakta zorlanıyor.Başta ilçenin mülki amiri, yani Kaymakamı yok. Şebinkarahisar Kaymakamı vekaleten Alucra Kaymakamlığı'nı da yürütüyor. Bu durumda haftada bir gün ilçeye gelerek resmi yazıları imzalıyor. İlçenin sorunlarını, dertlerini ne biliyor ne de dinliyor.İlçede Jandarma Komutanı, Askerlik Şubesi Başkanı, Emniyet Müdürü, Milli Eğitim,
Tapu ve Nüfus Müdürleri yok. Bu görevler vekillikle yürütülüyor. Devlet Hastanesi'nde pratisyen hekimden başka doktor olmadığından, zaten Başhekim de
yok. İlçede Savcı ve Hakimler tamam, onların da yardımcı personeli yeterli değil. Bu durumda bu ilçenin işlerinin nasıl yürüdüğünü varın siz hesap edin. Orası
hala el-Ücra değil mi, ne dersiniz?

http://gencebayiso.sitemynet.com/alucra/elucra.htm

Yayın Tarihi : 28 Nisan 2004 Çarşamba 17:03:04

Güncelleme :29 Eylül 2004 Çarşamba 14:08:14