Hıristiyanlığın bu bölgede yeni yayılmaya başladığı yıllarda yapılan kaya gömütü olan 3 katlı Meryem Ana Manastırı’nın gizli geçitle Kufa Kuyusu’na açıldığı, ayrıca şifahane olarak kullanıldığı söyleniyor. Osmanlı döneminde en parlak dönemini yaşayan 32 odalı manastırın bugünkü kalıntılarının 19. yüzyıldan kalma olduğunu belirten araştırmacılar, ortaçağ manastırının yanarak yok olduğunu ve 19. yüzyılda yenilendiğini ifade ediyorlar.
     
MANASTIR HARABEYE DÖNDÜ
       Yıllardır turizme kazandırılması gündemde olan manastır, kaçakçılar tarafından talan edildi. Hiçbir ikonası kalmayan manastır, yapılan define arama kazıları nedeniyle de tamamen harabeye döndü.
       Giresun Turizm İl Müdürü Mürsel Bostancı, “Maalesef kaçakçılar manastırı mahvetmişler” dedi.
       Kaçak kazıların Türkiye’de “kanayan bir yara olduğunu” vurgulayan Bostancı, “Bu insanlar bizim insanlarımız. Bir şeyler bulurum, kısa yoldan zengin olurum diye kazıyorlar” dedi.
       Manastırın deprem ve yangın nedeniyle yatakhane ve öğrencilerin konaklama bölümlerinin imha olduğunu, derslik, kilise, yemekhane ve çeşmenin şu an bulunmadığını anlatan Bostancı, 2005 yılında manastıra giden yolun asfaltlanma çalışmalarının tamamlanacağını dile getirdi.
       Bostancı, manastıra aslına uygun bir merdivenle çıkılması için çalışacaklarını ifade ederek 2006 yılından itibaren restorasyon çalışmalarına başlanabileceğini kaydetti