Okuyucularıma teşekkürler

27 Şubat 2004 tarihinde ŞebinKENTHABER sayfamizda ilk haberi geçtiğimden bu tarafa birbuçuk ay gibi bir zaman olmuş.11 Nisan itibariyle bu zaman içerisinde küçücük bir sayfada tam 719 kişi haber okumuş..Toplam 33 haber geçmişim. Boyu küçücük olsada dallarının uzun olmasını diliyorum. Sizlerin bu sayfaya gösterdiğiniz duyarlılıktan dolayıda sizlere sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Şebinkarahisar.com’a gönderdiğim seçim sonrası yorum yazım hala yayınlanmadı. Yine en çok sevdiğim sebinkarahisar.com sevgilimiz olmaya devam edecek. İletişim emek, sebat ve özveri gerektirir. İletişim çağında güncelliğin önemi güngeçtikçe artmaya iştirakçileri ile çoğalmaya devam etmekte. Tarafıma ulaşan haber ve yorum yazıları içerisinde derlediğim makale yazılarım ise birçok Haber portalında ilgi odağı olmaya devam ediyor. Amatorce düzenlediğim kişisel sitemede her gün konuklarımın uğradığınıda görmek beni mutlu ediyor. Salt kendi çabalarımla çorbada tuzumuz olsun derken çorbanın masalardan çekilmek istendiğini görmek beni üzdüğü kadar sizleride üzse gerek. Bu çabalarımın sağlık koşullarımın elverişsiz hale gelmeye başlamasına rağmen yinede siz hemşerilerime ulaşma gayretimi bitirmeyeceğini düşünüyorum.

Hipertansiyon hastası olmamı öğrenmemin akabinde Özel Medart Sağlık kuruluşunda tedavime başladım. 1995 yılında geçirdiğim ciddi bir rahatsızlığın tekrar nüksetmemesi içinde sağlık durumumu kontröl altında tutmaya çaba harcıyorum. Hepimizin ortak hedefi memleketimiz Şebinkarahisar’ın tekrar İl’liğinin iade edilmesi. Bu hedeften SEN-BEN kaygıları içerisine giren ve birbirini karalayan, horlayan insanlarıda esefle kınamaktan öteye geçmekte istemem. Şair Yazar Eflatun Cem’in dediği gibi “ HAK BİLDİĞİN YOLDA YALNIZ GİDECEKSİN” ve “ GİDEBİLDİĞİN YER SENİNDİR” sözünde olduğu gibi.

Tanrının bizlere verdiği miad dolana kadar birliktelik ve dostluğumuzu devam ettirmeliyiz. Şahsım adına birinizde bir bininizde. Şebinkarahisar vakfı hakkında pasif ve etkisiz kaldığı yönünde bir çok haber tarafıma ulaşmakta. Ankara’da yaşayan bir çok hemşerimiz vakıf başkanının tutum ve davranışlarından memnun olmadıklarını beyan etmekteler. Vakıf üyeleri dahi bu konuda kendilerininde yetersiz kaldıklarını üzüntü içerisinde olduklarını dile getirmekteler. Üyeler Ankara Vakfı’nın Özveren sokakta yer alan dairesinin satılarak, daha geniş ve işlek cadde üzerinde bir yer alınmasını istemişler ve ilgili daire satılarak üzeri kredi ile tamamlanıp, Mithatpaşa Caddesi üzerinde Pankobirlik yanında yeni bir daire satın alınmış. Yakın bir zamanda da faaliyete geçeceğini öğrendim.

Vakıf üyelerinin Vakfa olan küskünlüklerininde bir an önce bitmesini ve gerekirse yeni yönetimlerin oluşturulmasını,bayrak yarışında en hızlı koşanların devam ettirmesininde yerinde olacağını kendilerinede tavsiye ettim. İnanıyorumki bu konularda aydınlığa kavuşacak. Özellikle ilim irfan kenti Ankara’da okuyan üniversiteli öğrencilerimizin önünü açacak girişimlerin behemehal yapılmasında vakfı göreve davet ediyoruz. Çünkü bu haliyle Vakfın tamamen kaderine terkedildiği imajının artık oratadan kalkmasını tüm hemşerilerim taleb ediyor.

Değerli hemşerilerim ben hepinizin yaşındayım. 1963 doğumluyum. Ancak bir o kadar çok yaşım daha varki hangisini saysam bende bilemiyorum. Ancak beni üzen hala SEN BEN kaygısı içerisinde küskünler ordusu kurmuş olmamız. Dağ dağa küsmüş dağın haberi olmamış hesabı, defter bir yana atılmış, kitab bir yana..Orada İstanbul’da çırpınıp bir gazete çıkarayım diye çabalayan Hami kardeşimiz...Ankara’da Üniversiteli gazeteci olmak için okuyan gençlerimiz, yine bir yanda mezun olmuş gazeteci olamamış gençlerimiz..Hepimizin evlatları değilmi? Hani bizim kocamanlar, elllerinden tutacaklar.. Vakıflar bu haliyle alaya alınacak hale getirilmiş, Yelkenler suya indirilmiş yakışırmı hiç?

Şebinkarahisar’da Kalkınma derneği kurdu gençlerimiz..Haberiniz var biliyorum. Eylem geliştirmeye çalışıyorlar..Ya sizler? Başkanları Yakup Kuzucu..Hevesli gençlerimizden...Diğer yanda ona destek veren gençlerimiz..Soruyorlar VAKIFLAR UYUYORMU? Dernek çalışmalarını turizm sezonuna girilirken aktif çalışmalara girmek istiyorlar...bendende fikir soruyorlar..Ne kadar güzel ama çirkin kalmak kimilerine göre niye?

Normal iş yaşamımızın dışında toplumsal gelişimimize ne kadar zaman ayırıyor ve ne kadar memleketimizi düşünüyoruz. Ben’de üzerimdeki büyük sorumlulukların arasında kendime ayırdığım hafta sonunun bir gününü bu işlere ayırabiliyorsam bazılarıda ayırabilmeli..Bir dünya devinin Ankara’daki operasyonel bacağında Mali ve idari sorumluluğumu yerine getirirken, tüm yoğunluğun ardından yinede akşamları köşemden TV yerine-maillerime bakıyor..Hikayeler, olaylar, yorumlar derken zamanı değerli kılmaya çaba harcıyorum. Küçük küçük eylemler topluma yansıyor, uyuyanlar uyanıyor, uyananlarda uyandırıyor..Her kimki bir taş koysa taşın üstüne bu bina yükselir. Bir gün gökdelen olur. Değil gökleri, yürekleride deler. Ancak o imanı yüreğinde hisseden, ve hissettiğince yaşayanlarla olur. Bu hafta sonu yazımla sizlere ulaşmaya çalıştım..Bilmem anlatabildimmi?

Sağlıklı bir hafta diliyorum tüm hemşerilerime..

Editor: Güven Gürbüz

http://www.guvenin.bz.tc

guvenin@turkiyeonline.com

sebinkenthaber@turkiyeonline.com