18
Mayıs
2024
Cumartesi
KÜLTÜR/SANAT
Belediye Sayfaları

ŞEBİNKARAHİSAR KALESİ RESTORE EDİLMEYİ BEKLİYOR

Medeniyetlere kucak açmış kent, yine turistlerin ilgi odağı olması gereken kiliselerinide tarih sayfalarından silme noktasına gelmiştir. Devlet’in yetkili organlarıncada istatistiksel gerçekler bu yörenin kalkınmada gündengüne ne kadar geri kaldığını üzülerek gözler önüne sermektedir. Bu gerçekler gözardı edilmeden başta turizm olmak üzere Bakanlığın duruma el atarak bu yörenin düzenli yol ağı ile turizm beldesi yapılmasıdır. Kale başta olmak üzere licese, meryemana manastırı, taşhanlar,camiler, vb. restore edilmeli tarihsel canlılığa kavuşturulmalıdır.

TÜRK MİTOLOJİSİŞebinkarahisar kalesi

http://www.kultur.gov.tr/portal/tarih_tr.asp?belgeno=6676

Şebinkarahisar'ın Fethinde:

Giresun'un birbirinden güzel dokuz ilçesi arasında Şebinkarahisar, tarihî zenginlikleri yönünden seçkin bir yer alır. Hele bir kal'ası var ki, bir zamanlar Bizans tekfurları:

- Bu Kal'ayı fethedecek yiğit, daha anasının karnından doğmadı, derlerdi.

Bu sözü, Anadolu'nun fethi günlerinde, Selçuklu komutanlarından Karaboğa da duymuş, seçme yiğitleriyle, Şebinkarahisar Kal'ası önüne gelmiş, duraklamıştı. Kal'a yüksek bir tepenin üzerinde haşmetle duruyor, gelenlere meydan okuyordu. Eteklerine olsun yanaşmak zordu. Karaboğa korkmadı, kal'ayı dört yönünden kuşattı.

Günler aylar geçiyor, kal'a düşmüyordu. Oysa, bu kal'ayı fethetmek, ondan sonra Giresun'a varmak gerekiyordu. Zaman kaybetmenin, kuvvet harcamanın anlamı yoktu. Düşündü, taşındı, sonunda kuşatmadan vaz geçmeyi, en uygun çare olarak gördü. Adamlarına emir verdi, orduyu geri çekmelerini söyledi. Bir yönden de kal'a tekfuruna şu haberi gönderdi:

- Bunca kan dökülmesini istemediğim için kuşatmadan vazgeçiyorum. Yalnız bir şartım var. Ağızları mühürlü kırk sandıkta pek değerli yüküm var. Hastalık sonucu, hayvanlarımın çoğu kırıldığı için yanımda götüremiyorum. Bir anlaşma yapalım. Tekfur, bu sandıklara ilişmeyeceğine, teslim alıp koruyacağına, istediğimiz zaman da bize geri vereceğine, İsa üzerine yemin etsin, biz de çekilip gidelim. Sonra biz, hayvan bulur, sandıkları aldırtırız.

Bizans Tekfurunun canına minnetti. Karaboğa'nın teklifini memnunlukla kabul etti.

Aslında, kal'ada açlık ve susuzluk başlamıştı. Bir an önce, kuşatmadan kurtulmak istiyordu. Karaboğa, emanetlerini ne zaman isterse aldırtabilirdi. Sandıklara el sürmeyeceğine yemin etti. Karaboğa hazırlıklara başladı. Uzun uzun sandıklar yaptırarak, içlerine en korkusuz yiğitlerden birer tane yerleştirdi. Bunlar içeriden kilitledi, anahtarlarını yanlarına vererek sandıkların üzerini mühürledi, ikişer ikişer, develere yükleterek kal'aya gönderdi. Bu işleri yaparken de, kapılara karşı pususunu kurdu. Karaboğa'nın talimatı üzerine gece yarısı sandıklarını açan yiğitler, kal'a kapılarına üşüştüler. Her şeyden habersiz kapı bekçilerini bir anda bağlayarak, kal'anın kapılarını ardına kadar açtılar. Bu sırada, pusuda bekleyen Karaboğa, adamlarıyla, kal'aya daldı, yarım saat sonra, kal'anın en yüksek burcunda Türk Bayrağı dalgalanıyordu.

Şebinkarahisar Kal'ası böyle fethedildi, bir savaş hilesi, bir fetih destanı olarak tarihe geçti, dokuz yüz yıldır söylendi durdu.

Yayın Tarihi : 19 Mart 2004 Cuma 11:42:46
Güncelleme :30 Eylül 2004 Perşembe 08:45:02


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?