7
Mayıs
2024
Salı
GÜMÜŞHANE

Diyanet İşleri Başkanı Gümüşhane'de

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Gümüşhane'de bilgilendirme ve değerlendirme toplantısına katıldı.


Gümüşhane ziyaretine, Vali Enver Salihoğlu'nu ziyaret ederek başlayan Bardakoğlu daha sonra Atatürk Kültür Merkezi'nde ilde görev yapan din görevlileri ile yapılacak olan bilgilendirme ve değerlendirme toplantısına katıldı.


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan programda Kur'an-ı Kerim ve Türkçe meali okundu. Açılış konuşmasını yapan İl Müftüsü Cüneyt Kavşut, ilin tarihçesini anlattıktan sonra kurum çalışmaları hakkında bilgi vererek Gümüşhane il merkezinde yapımı devam eden Ahmet Ziyaüddin Külliyesi ve bazı camiler için destek istedi.


Vali Enver Salihoğlu da, 10 yıl aradan sonra bir Diyanet İşleri Başkanı'nın Gümüşhane'yi ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, din görevlilerinin Türk toplumundaki geleneksel itibarının sürdüğünü söyledi. Salihoğlu, daha önceki dönemlerde din görevlilerinin aynı zamanda muhtarlık görevini de sürdürdüklerini hatırlatarak din görevlilerinin güvenilir insanlar olduğunu ifade etti.
Vali Salihoğlu, Gümüşhane'de yaz aylarında nüfus hareketliliği olduğunu belirterek ilde tescil edilmiş 385 dolayında yayla olduğunu ve bu yaylaların birçoğuna Karadeniz bölgesinin muhtelif yerlerinden göçler olduğunu, bu insanların dini ihtiyaçları olduğunu, küçük çapta camilerinin olduğunu bu nedenle bu camilerin ibadete açık tutulması ve yayla sakinlerinin dini ihtiyaçlarının giderilmesi bakımından özel bir düzenleme gerektiğini belirtti. Yaz aylarında 4-5 aylığına yaylalara sözleşmeli statüde veya geçici statüde bir düzenlemenin yapılmasının yararlı olacağının düşünüldüğünü söyleyen Salihoğlu bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan destek istedi. 

"DİN BİRLEŞTİRİCİ, KUŞATICIDIR"
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu konuşmasında, bugüne kadar 60-70 ilde toplantı yaptıklarını bazı illere 10 yıl değil Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir araya geldiklerini müşahede ettiğini söyledi. Bardakoğlu, din görevlisi, din hizmeti deyince sadece camiinin içindeki hizmetleri değil, toplumu birleştirip bütünleştiren toplumun yüzünü güldüren, toplumun hangi konuda sıkıntısı varsa o sıkıntının aşılmasına destek veren katkı sağlayan her adımı önemsediklerini belirterek, bunları din
hizmetleri kapsamında gördüklerini ifade etti. Bardakoğlu, din hizmeti ve din görevlisinin birleştirici ve kuşatıcı olmasını ön planda tuttuklarını vurgulayarak, "Birleştirici ve kuşatıcı olmak aslında dinin rahmetinin bir gereğidir. Din hizmetinin en vazgeçilmeyen birinci şartının hiç kimseyi inancı, mezhebi, meşrebi, hayat tarzı, giyimi, kuşamı, kültürü, zenginliği, fakirliği göz ardı ederek insanı insan olarak sevmek, insanı sırf insan olarak sevmek" şeklinde konuştu.


Bardakoğlu sözlerine şöyle devam etti:
"Özellikle son dönemde güzel yurdumuzda din hizmetinin kuşatıcı ve birleştirici olması çok daha ayrı bir önem kazanmıştır. Bizim kavgaya, birbirimizi yargılamaya değil, birbirimizi sevmeye-saymaya birleştirmeye ihtiyacımız var. Herhalde bunun da en önemli zemini özgürlükler, sevgi ve saygı olacaktır. Din hizmetlerinde ikinci temel eksen ve amacımız din hizmetlerinin aynı zamanda sosyal alanlarda, sosyal amaçlı ve toplumun sosyal alandaki yaralarını sarıcı nitelik taşımasıdır. Çünkü din ve ibadet deyince sadece namaz kılmayı oruç tutmayı kastetmiyoruz. İbadet insanlığın hayrına olan insanlığın yüzünü güldüren ve sorunlarını en aza indirip bu dünyada huzur-güven içerisinde yaşamasını sağlayan her olumlu iş ibadettir. Başkanlık olarak gerektiğinde okul yapımı, ağaçlandırma ve toplumun diğer ihtiyaçlarının karşılanmasını ibadet olarak görüyoruz. Din görevlimizin bulunduğu yerde sosyal öncü, sosyal bir lider olmasını arzu ediyoruz".

"KIZ ÇOCUKLARIMIZA SAHİP ÇIKMALIYIZ"
Din görevlisinin bulunduğu yerde sosyal öncü ve sosyal bir lider olmasını arzu ettiklerini söyleyen Bardakoğlu, şunları ifade etti:
"Bacası tütmeyenin, kimsesizin yanında olan, insanları buluşturan kaynaştıran, sosyal dayanışmayı arttıran, çocuklarını okula göndermeyen aile varsa onları ikna eden, kız çocuklarının elinden tutan okula yazdıran, onun eğitim masraflarını karşılayan bir din görevlisi şefkatine toplumun ihtiyacı var. Kız çocuklarına sahip çıkmayan, aile yapısına sahip çıkmayan ve aile yapısını önemsemeyen toplumların geleceği hep sorunlu oluyor. Bu itibarla kız çocuklarımıza mutlaka sahip çıkmalıyız. Onların okuması bizim içinde temel hedeflerden biri olmalı. Kız çocuklarına karşı ayrımcılığın önlenmesi bizim din hizmetlerinin de önemli bir hedefi haline gelmiştir ve birkaç yıldır camilerimizde kadın haklarına, kız çocuklarının haklarına, aile içi şiddetin önlenmesine ve kız çocuklarının okutulmasına ayrı bir önem veriyor ve bunu bir sosyal proje olarak hep destekliyoruz. Ahlak olmadan, ahlaki değerler yaşatılmadan olgun Müslümanlıktan söz edemeyiz. Şekilleri, kalıpları, inanışları ve hayat tarzlarını güzelleştirecek olan ahlaki değerlerdir. Ahlaki değerler günümüzde fazla konuşulsa bile günlük hayata aksettirilmesinde ciddi sıkıntılarımız var. Ahlaki değerlerin konuşulmasını değil yaşanmasını ve hayatımızda bir davranış biçimi şeklinde hayatımıza hakim olmasını kastediyoruz. Din görevlisi bu konuda mutlaka öncü ve örnek rol üstlenmelidir. insanlar din diyince öncelikli olarak ahlakı da bunun içinde görmek istiyorlar. Din imanla, Allah'a inanmakla başlar ama din ahlakla olgunlaşır ve kemale erer. Ahlaklı olmak, insaniyetinde olgunlaşması demektir". 

"SIRF İNSANLARI MEMNUN ETMEK İÇİN DİNİN HÜKÜMLERİNİ, DİNİN BİLGİLERİNİ DEĞİŞTİREMEYİZ"
Din hizmetlerinin sağlıklı ve doğru bilgiye dayandırılması gerektiğini vurgulayan Bardakoğlu, "Dinimizin iki temel kaynağı vardır. Biri Kur'an-ı Kerim, diğeri Peygamber (S.A.V.) efendimizin sünneti, ahlakı, öğüt ve tavsiyeleridir. Biz her ikisini de yüzyılımızın ihtiyaçları, şartları ve beklentilerini göz önüne alarak doğru anlamak, dinimizi insanlara dosdoğru, eğip bükmeden anlatmak, aktarmak zorundayız. Biz dinin günahını günah, sevabını sevap, haramını haram, emrini emir olarak insanlara duyururuz ve insanların hayat tarzlarına karışmayız. İnsanlar kendi tercihlerini kendileri yaparlar ama biz sırf insanları memnun etmek için dinin hükümlerini, dinin bilgilerini değiştiremeyiz, eğip bükemeyiz. Ama dini bilgiyi sunarken de, insanları kırmadan, dökmeden, incitmeden, korkutarak değil müjdeleyerek doğru bilgiyi insanlara vermek zorundayız. Sağlıklı din bilginin olmadığı yerde din adına üretilmiş birçok yanlışı, biati, hurafeyi ve dinin başka amaçlarla kullanılmasını sıkça görebiliyoruz. İslam dünyasının bir sorunu da bu. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak hem dinimizin ana bilgilerini, dinimizin esaslarına bağlı olarak hem de Cumhuriyetimizin temel ilkeleri ile laiklikle, demokrasi ile uyum içerisinde, çağdaş dünyanın ürettiği değerlerle uyum içerisinde ortak paydada hizmet vermeyi önemsiyoruz. Bu ortak payda aynı zamanda ülkemizin özgün birikimini ifade ediyor. İslam dünyası ve batı dünyası için Türkiye'nin bu yapısı, bu anlayışı son derece önemlidir. Biz bunun kıymetini biliyor ve takdir ediyoruz. Dinimizi doğru anlamak, dinimizi ana kaynaklarına bağlı olarak doğru şekilde tanımak nasıl bizim asli ödevimiz ise cumhuriyetimizin ilkeleri ile, laiklikle demokrasi ile çağdaş dünyanın ürettikleri anlattıkları ile uyum içerisinde olmak bizim için son derece büyük önem taşımaktadır. Demokrasiyi, kadın haklarını, kız çocuklarının haklarını, okuma kampanyalarını önemsiyoruz. Camilerimizin her birinin aynı zamanda insanımızın okuma kampanyası için mekanları olmasını istiyoruz. Daha çok okuyalım. Artık sadece imamdan bazı cümleleri duyarak dinini öğrenme yerine camilerimize küçük kütüphaneler oluşturarak okuyarak öğrenmeliyiz. Bu konuda bir çalışma yapıyoruz. Camilerimizde esnafımızın, sanatkarımızın, halkımızın yoğun şekilde bulunduğu camilerde küçük kütüphaneler oluşturarak insanlarımızı okumaya alıştıralım, zamanımızı okumayla değerlendirelim. Din görevliliği kitaplığı adı ile bir proje başlattık. Din görevlilerimizin büyük bir kısmı kitapları aldılar. Maliyetine kitapları onlara verdik. Şimdi o kitapları okuyarak din alanında bilgilerimizi sürekli geliştirmenin peşindeyiz" dedi.


Bardakoğlu'nun konuşmasının ardından "Okuyan Gümüşhane" projesi kapsamında ödüle layık görülen din görevlilerine plaket ve sertifikaları verildi.


Programın ilk bölümü Vali Salihoğlu'nun, Prof. Dr. Bardakoğlu'na günün anısına Gümüş işlemeli hatıra plaketi hediye etmesi ile sona erdi.


Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantıya, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Gümüşhane Valisi Enver Salihoğlu, Belediye Başkanı Mustafa Canlı, Emniyet Müdürü Kamil Şanlı, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Bektaş, Diyanet İşleri Başkanlığı Personel Daire Başkanı Rüştü İnan, İl Müftüsü Cüneyt Kavşut ve din görevlileri katıldı.

.
Yayın Tarihi : 11 Haziran 2008 Çarşamba 14:42:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?