4
Mayıs
2024
Cumartesi
YAŞAM

İnsanlık suçları konferansı

Araştırmacı-Yazar Sefa Yürükel, BM'nin daimi üyesi 5 ülkenin de soykırım suçları işlediğini, ancak veto hakları nedeniyle yargılanamadıklarını ileri sürerek bu ülkelerin yargılanabilmesi için BM'nin yapısının değiştirilmesi gerektiğini kaydetti.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Batı Tarihinde İnsanlık Suçları' konulu konferansta konuşan Araştırmacı-Yazar Sefa Yürükel, bir zamanlar sadece hukukçuları ilgilendiren soykırım olayının sadece hukukçu ve tarihçilere bırakılmayacak kadar geniş bir alan olduğunu belirterek bu suçun hangi aşamalardan geçerek uluslararası hukuka nasıl girdiğini açıkladı. Raphael Lemkin'in soykırım konusunda verdiği mücadeleyi anlatan Yürükel, birçok politikacı, akademisyen ve yazar tarafından da desteklenen bu mücadelenin sonunda 1948 yılında BM Genel Kurulu tarafından BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin kabul edildiğini söyledi. Ermeni soykırımı ile ilgili iddialara da değinen Sefa Yürükel, sözde soykırım kavramını kullanmanın doğru olmadığına işaret ederek, "Ben sözde soykırım kavramı yerine Batı'nın Ermeni iddiaları kavramını kullanıyorum. Çünkü sözde soykırım kavramı hem bilimsel hem de pedagojik açıdan yanlıştır. Çünkü ortada bir iddia vardır ve bu iddiayı ortaya atanlar Batılılardır.

Büyük Ermenistan haritasını çizen de Batılılar'dır. Fakat tetikçiler bulmuşlardır bunlar da Taşnak ve Hınçaklar'dır. Bugün de PKK'nın da arkasında Batı vardır. Batısız ne Taşnak Hınçak ne de PKK olur" dedi. Bazı Türk diplomatlarının olayı Ermeni soykırımı olarak adlandırmasının doğru olmadığına dikkat çeken Yürükel, "Bu gittikçe yaygınlaşmaya başlıyor. Batılılar da bunu istemektedirler. Talat Paşaların verdiği kararlar Türk'ün hayatını kurtarmış ve Kurtuluş Savaşı'nın alt yapısını oluşturmuştur. Bu savaşın zaferle neticelenmesinde de bu kararın çok önemli yeri vardır" diye konuştu.

Türkiye'de bazı diplomat ve bilim adamlarının Ermeni soykırımını bilimsel bir düzlemde ve çeşitli belgelerle uluslararası mahkemelerde tartışmaya açma çalışmalarını da Türkiye'nin zararına olacak tehlikeli gelişmeler olarak nitelendiren Yürükel, "Bazı kimseler, 'Bu konuda elimizde belgeler var. Bunları uluslararası arenada tartışmaya açalım. Bu işten sıyrılalım' diye düşünmektedirler. 'Uluslararası mahkemelerde haklılığımızı ispat edeceğiz' diyorlar. Yanılıyorlar. Sadece ekonomik, siyasi açıdan güçlü değil, aynı zamanda bileğinizin de güçlü olması gerekiyor. Askeri açıdan da güçlü olmalısınız. Elinizde atom silahlarınızın olması gerekiyor. Kıtalararası füzelerinizin olması gerekiyor. Yurttaşlık bilincine sahip bilgili insanların olması gerekiyor. İçerde dirliğin sağlanması gerekiyor. İşte ancak o zaman uluslararası mahkemelere başvurabilir ve güçlü olduğunuz için bunu kabul ettirebilirsiniz. Maalesef bugünkü durumumuz buna müsait değildir. Bu tür şeyler için zaman erkendir. Orada bizi Türk sicimiyle asarlar. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti güçler dengesi açısından bakıldığında uluslararası arenada çok güçlü bir devlet değildir" şeklinde konuştu. Konuşmasını çeşitli tarihlerde işlenen soykırım suçlarından örnekler vererek sürdüren Yürükel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Batılı ülkeler geçmişte olduğu gibi bugün de soykırım suçu işlemeye devam etmektedirler. 1948'den önce de, sonra da soykırım yapan Batılılar ve Batı'nın kendi stratejileri doğrultusunda harekete geçirdiği Barzani, Talabani, Koçaryan, Papadapulos gibi isimler ve İsrail gibi ülkelerdir. Bunlar bugün de soykırım suçunu işlemeye devam etmektedirler. Dünyanın BM'nin 1948 yılında kabul ettiği Soykırım Sözleşmesi'nden yararlanamamasının tek nedeni ise BM'nin daimi üyesi 5 ülkedir. BM'nin tepesinde oturan ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin soykırım suçunu işleyen ülkelerdir, ancak veto haklarını kullanarak kendi stratejilerine uygun bir şekilde birbirlerinin uluslararası hukukta mahkum olmasını engellemektedirler. Bu beş ülke de soykırımcıdır ve birbirlerini kollamaktadırlar. Bu ülkeler Saddam Hüseyin, Miloseviç gibi insanları yargılamaktadırlar fakat kendilerini yargılattırmamaktadırlar."

BM'nin mevcut yapısının devam etmesi durumunda uluslararası hukuk hakim olamayacağını ve Soykırım Sözleşmesi'nin de uygulanamayacağına vurgu yapan Yürükel, bu durumun değişmesi ve Türkiye, Endonezya, İran gibi ülkelerin de katılımıyla daimi üye sayısının artırılması gerektiğini aksi takdirde hukukun da haklının değil, güçlünün hukuku olmaktan öteye gidemeyeceğini ifade etti.

.
Yayın Tarihi : 27 Şubat 2006 Pazartesi 19:18:47


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?