18
Mayıs
2024
Cumartesi
SAĞLIK

Yanlış yerde umut aramayın

Tüp bebek konusunda merak edilenleri Ege Üniversitesi doktorlarından Erol Tavmargen'e sorduk...

Erol bey kaç senesinden beri hizmet vermektesiniz.

Ege Üniversitesi Tüp Bebek Merkezi 1985 yılındaki yapılan çalışmalara dayanıyor. O yıllarda yurt dışından getirttiğimiz fareler üzerinde yapılan deneyler sonucu bir buçuk yıl  içersinde sonuçlar elde edildi. 1988 Mayıs ayında tüp bebek merkezimiz oluşturuldu. Haziran ayında da hizmet vermeye başladı. İlk çoçuklarımız 18 Nisan 1989 ikinci çoçuklarda ikizler olarak 2 Mayıs 1989 olarak dünyaya geldi. O dönemde 1 ay içinde gebelik elde edildi. Sağlıklı doğum yaptırıldı. Çoçukların da sağlık durumu iyi.

İslami yönde tepkilere yol açacak unsurlar oldu mu?

1985 yılındaki uygulamalarda engellerle karşılaşırız endişesi tabiki oldu. Ama bu konuda  diyanet işlerininde bildirdiği görüşlerde önemli olan aile birliğinde  önemli yer oynayan  faktör çoçuk olduğundan ve nikahlı çiftlerden olduğu sürece islami açıdan ters unsurlar  taşımadığı açıklanmıştır. Bu yöntemlerde merkezlerde nikahlı çiftlere uygulanan bir yöntemdir. Sadece tıbbi olarak vucut içinde oluşamayan dış koşullarda yapılan dölleme ile döllenen yumurtanın oluşturduğu embiriyo daha sonra rahme yerleştiriliyor.

Bu merkez ilk kurulan merkez mi?

Türkiye'deki ilk merkez Ege Üniversitesi  Tüp  Bebek  Merkezi'dir. O zamanlarda hocamız  Refik Çapanoğlu kürsü başkanıydı. Onunda katkılarıyla merkezimiz kuruldu ve ben de bu  merkez kurulduğundan bu yana bu kuruluşun içinde yer almaktayım.

Hastalar psikolojik destek sunuluyor mu?

Kendi merkezimizde profesyonel psikologlarımız hastalarla diyolog içinde ama arzu eden hastalarla daha detaylı konuşuluyor. Kendi vakkalarımızda yapılan çalışmalarımızda yüzde 80 kadınların bu intihara kadar varabilen yüzde 55 erkeklerde etkilenme oranlarının göstergesidir.

Yapılan iğneler hastaya zarar verebilir mi?

Hipofiz bezinin yumurtlama işlevine yardımda bulunacağı ilaçlar kullanıldığından yumurta  kendi  ostrojenini kendisi elde  edeceğinden  abartılacak durum yok. Şimdiye  kadar da kanser vakasıyla karşılaşılmadı. Ama olağan kanser vakası varsa bu iğneler  ilerlemesini hızlandırabilir.

İmkanı olamayan hastalar ne yapmalılar?

Kulanılan ilaçlar yurt dışından ithal edildiğinden madiyat gerektiren yöntemler ve teknolojik aletler kullanıldığından tabi maliyetli. Ama son yapılan çalışmalarla SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı hastaları da bu inferlite tedavisinden faydalanabilirler.

Peki bu aşırı yoğunluğa yol açmaz mı?

Türkiye'de geçen sene uygulanan 24 bin uygulama yapıldı. 2005 yılında 28  bin  önümüzdeki sene 32 binlere çıkabilir. Merkezler bu talepleri karşılayabilecek kapasitelere  sahipler. Biz de kapasitemizi yeni düzenlemelere uyarladık.

Son olarak ailelere mesajınız nedir?

Öncelikle çoçuk sahibi olmak isteyen aileler kendilerini uzman bir hekime ve uzman bir gruba bıraksın. Yanlış yerlerde umut arayıp hüsrana uğramasınlar ve yaş sınırı olarak 35  yaşını geçirmesinler. Bu yaştan sonra riskler artabilir.

Yurdanur Yağmur Durak - Kenthaber / Ayvalık
Yayın Tarihi : 21 Aralık 2005 Çarşamba 22:42:42
Güncelleme :23 Aralık 2005 Cuma 11:08:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?