AK Parti, İstanbul’un asayişi konusunda önemli bir çalışma yaptı. Burhan Kuzu başkanlığındaki İstanbul milletvekillerinin 10 aydır üzerinde çalıştığı ‘Asayiş Raporu’ tamamlandı.
Başbakan Tayyip Erdoğan’a da sunulan 37 sayfalık raporda çarpıcı tespitler yer alıyor. Bütün suç türlerinin tek tek incelendiği rapora göre İstanbul çetelerin tehdidi altında. Suç sayısının artması şu ifadelerle anlatılıyor:
“İstanbul nüfus olarak Türkiye’nin 7’de 1’ini oluşturmasına karşın, ülkemizde işlenen suçların dörtte biri bu şehirde gerçekleşiyor.” Rapora göre mala karşı işlenen suçlarda faillerin yüzde 80’i bulunamadı. Bunun da en önemli sebebi çetelerin etkin olması. Konunun çözümü için öncelikle, çetelerin üzerine gidilerek ‘boşluk bırakılmadığı’ izlenimi verilmesi gerekiyor. Ayrıca ‘gettolaşmanın engellenmesi ve çocuk suçluları için ıslahevleri’ kurulması şart.
AK Parti komisyonunda Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, Zeynep Karahan Uslu, Ünal Kacır, İbrahim Özal, İlhan Albayrak ve Mehmet Sekmen görev yaptı. Şubat ayında çalışmalarına başlayan komisyon, öncelikle İstanbul Valisi Muammer Güler’den brifing aldı. Ardından Emniyet Genel Müdürlüğü verilerini detaylı biçimde inceledi. Komisyon üyeleri elde edilen bilgiler doğrultusunda rapor hazırladı. Zeynep Karahan Uslu’nun kaleme aldığı İstanbul Asayiş Raporu’nda 2003 ve 2004 kıyaslamaları yapılarak suç türlerine göre olay sayıları çıkarıldı. Zaman’ın ulaştığı rapora göre, son yıllarda sürekli gündeme gelen İstanbul’daki kapkaç olayları bir önceki yıla oranla yüzde 60 arttı. Bunun yanı sıra öldürmeye teşebbüs yüzde 100, kadın ticareti yüzde 89, rüşvet yüzde 90, mala zarar verme yüzde 351, zimmet yüzde 400, aile fertlerine kötü muamele yüzde 300 ve müstehcenlik yüzde 363 oranında artış gösterdi.
Çocuk suçlarında da İstanbul, Türkiye geneli ortalamasının üzerine çıktı. Savcılığa sevk edilen çocukların artışı Türkiye genelinde yüzde 6’da kalırken, bu oran İstanbul’da yüzde 23 seviyesinde gerçekleşti. AK Partili vekiller, suç artışındaki sebepleri de şöyle sıraladı: “Kontrolsüz göç, şehirlerin etrafında oluşan yeni yetersiz yerleşim birimleri, işsizlik, cezaevinden şartlı tahliye ile topluma karışanların bir kısmının yeniden suça bulaşması, polis sayısının yetersizliği, son yıllarda yürürlüğe giren yasalar ve AB ile ilgili hassasiyetler hakkında polisin bilgi ve eğitim eksikliği nedeniyle olayların üzerine gitmekte çekingen kalması, toplumda geçmişten gelen devlete ve adalete olan güven duygusunun zayıflığı, aileden başlayarak şiddet kullanımının meşru kabul edilmesi ve parçalanmış aile.”
Polisin performansı maaşını etkilesin
Son dönemde iyice yıpranan güvenlik kuruluşlarının itibarı yükseltilmeli.
Polislerin maaşı, mutlaka performans kriterlerine göre düzenlenmeli.
Suç örgütlerine katılan emekli polis ve askerlerin cezası ağırlaştırılmalı.
Rantın büyük olduğu şehirlerde çetelerin üzerine kararlılıkla gidilmeli.
Suça karışan çocuklar için ıslahevleri kurulmalı. Bu merkezlerde rehabilitasyon ve meslekî eğitim sağlanmalı.
Şehrin suç coğrafyası çıkarılmalı ve sosyolojik önemler geliştirilmeli.
Aile kurumu ile geleneksel ve ahlakî değerler muhafaza edilmeli.