19
Mayıs
2024
Pazar
KÜLTÜR/SANAT
Belediye Sayfaları

Kadir Topbaş, ''İstanbul'a vizyon koymak isterim''

 
"Kültürel miras üzerinde yaşıyoruz. Roma, Bizans ve Osmanlı olmak üzere üç büyük imparatorluğun merkezi olmuş bir kent İstanbul. Binlerce yıl burada dünya yönetilmiş. Farklı kültür ve medeniyetler de bundan dolayı oluşmuş. Aynı zamanda kuzey-güney doğu-batı aksında da önemli bir merkez burası. Bütün ticaretlerin düğümlendiği bir yer. Daha sonraları Cenevizliler, Galata - Rıhtım denen bölgede yerleşmişler. Deniz ticaretinin merkezi olmuş. İstanbul, dünyanın ulaşılmak istenen noktası. Hatta birçok yabancı seyyahın İstanbul hatıraları var. Burada yaşamak ayrıcalık olmuş. Osmanlı'nın son dönemlerindeki Batı'ya açılışta ve genç cumhuriyetin Batılılaşma sürecindeki bir merkezi Beyoğlu."

Bunlar, Kadir Topbaş'a 'merhaba' deyip teybi açmamızla ağzından dökülen sözler. 1857'de inşa edilen ilk belediye binasında çalışıyor. Kadir Topbaş, ilkokula giderken aşı kağıdını bu binadan almış, şimdi ise Belediye Başkanı olarak çalışıyor. Sinemaya, tiyatroya gitmiş, langırt oynamış Beyoğlu'nda, 21 kısım tekmili birden film izlemiş Yüksek Kaldırım'daki sinemada... Şimdi o sinema yok.

Topbaş kentsel dönüşüm kadar sosyal rehabilitasyona da önem veriyor. Çünkü bunlar gerçekleşirse herkesin üretime katkıda bulunabileceğini söylüyor. Günlük programı çok yoğun. Beni de günlük programına dahil etti ve birlikte Tarlabaşı'ndaki Süryani Kadim Ortodoks Meryem Ana Kilisesi cemaatini ziyarete gittik.
- Beyoğlu'nun farkı ne?
Burada birçok kültürel iz ve miras var; adeta açık hava müzesi. Ama bunun yanında bölgemizde bir çağdaş müzemiz yok. Yani hep geçmişle övünüyoruz. Biz, İstanbul'a 2,5 milyon turist geliyor diyoruz ve 10 milyonu hedefliyoruz. Topkapı Müzesi'ni bir defa gören ikinci kez gelmek istemeyebilir. Ama devamlı yaşayan ve değişen bir çağdaş müze oluşturabilirseniz orası bir merkez olur ve bunu takip eden bir kültür turizmi başlatabilirsiniz. Bu da ciddi gelir sağlayan bir insan akışı demektir. Kentlerin gelişmişliklerini, modernliklerini kent müzeleri, kent sergileri yansıtıyor. Geçmişle övünüyorsunuz, ama bugünle ilgili ne koydunuz? İstanbul'un buna ciddi anlamda ihtiyacı var. Bunun öncülüğünün Beyoğlu çevresinde olması lazım, çünkü Beyoğlu'nun yapısında sanat-kültür, çok farklı renkler var.
- Siz, mimarsınız. İstanbul, silueti olmayan bir şehir. Beyoğlu'nda neler sizi rahatsız ediyor?
Beyoğlu'nda çok ciddi bir kullanım hatası var. Koruma-kullanma dengesini kurmamışız ve kent üzerine kent inşa etmişiz. Yani bir 'Eski Şehir' anlayışımız hiç olmamış. Bir ülkenin bir kentine gittiğinizde eski yüzyıldan kalan bölgesine gidip binaları inceliyor, kafelerde oturuyorsunuz. Biz, henüz buraya gelemedik. Halbuki bunlar bizde karmaşa içinde. Kültürel miras dediğimiz tarihi binaların üstüne modern yapılar yüklenildi. Tezatlar böyle oluştu. Özellikle Galata-Pera bölgemizde sokakları rahatça dolaşacağınız bir bölge yok. Binaların her biri çok güzel, ama hangi sokakta rahatça dolaşıp bir gününüzü harcayabilirsiniz?
- Örnek sokak projeleriniz var sanırım...
Evet. Galatasaray'daki Fransız Sokağı'nın çalışmaları tamamlanmak üzere. Şimdi bir İtalyan Sokağı'na başlıyoruz. Yeri henüz tespit edilmedi, ama en kısa sürede belirlenecek. Spagettileriyle, pizzalarıyla, marka giysileriyle bir İtalyan Sokağı olacak. Bunlar açık hava sergileri ve müzeleriyle de desteklenecek. Kişisel boyutta, sanatçılarımızın mekanları var. Ama hep arzu ettiğim, Beyoğlu'nun, 8-10 bin metrekarelik bir Çağdaş Sanat Galerisi'nin olması. Beyoğlu'nun buna ihtiyacı var. İdealim, çocukluğumda gittiğimiz Tepebaşı Tiyatrosu'nun yeniden açılması. Oradaki TRT binasını istemiyoruz; onun yok edilmesi ve TÜYAP'ın bir sanat galerisi haline getirilmesi lazım. 14 bin metrekarelik alan katlı otopark yapılmış, yanında çok berbat ve çirkin bir TRT binası.
- Nasıl göz yumdunuz TRT binasına?
Maalesef orada bulunan bir yapının cephelerinin sonradan bu şekle dönüştürülmesiyle oldu. Biz hep karşı çıktık, müdahale ettik. Hatta belediye olarak Anıtlar Kurulu'na dahi şikayet ettik. Ama maalesef yapıldı.
- Markiz açıldı. Yeni Melek Sineması'nda restorasyon çalışmaları başladı. Başka Beyoğlu'na geri kazandırılacak bina olacak mı?
Bir köşe yazarı, yıllar önce Beyoğlu'nda kapanan bir yerle ilgili olarak "bir yıldız daha kaydı" demişti. Biz, kayan yıldızları yerlerine getirmek için çalışıyoruz. Bunlardan biri Tokatlıyan Oteli. Saray Sineması, birçok resitalin dinlendiği bir yerdi. Böyle bir kültür merkezinin hayatta olmaması inanılmaz. Ayrıca Vitali Hakko'nun da sözü var; Vakko binasını eski haline getirecek. İstiyorum ki çocukluğumda gördüğüm Beyoğlu hayatını, zaman tünelinde gibi birebir yansıtalım.
- Binaların tarihini anlatan plakalar asılıyor Beyoğlu'nda...
Cepheleri temizledik, klima dış ünitelerini kaldırdık. Tabelaları kaldırdık ki bizim için büyük bir gelir kaynağıydı. Ama böylece Beyoğlu, hissedilir hale geldi. Şimdi 700 milyarlık bir proje olan İstiklal Caddesi'nin aydınlatılmasıyla uğraşıyoruz. Birkaç ay içinde tamamlanacak. Caddedeki direkler ve aydınlatma armatürlerini kaldıracağız; yukarıdan gergi sistemiyle aydınlatma olacak. Ayrıca kamera sistemi geliştiriliyor.
- New York'ta, Frankfurt'ta 'sokak korumaları" sistemi var. Bunu Beyoğlu'nda uygulamak mümkün mü?
Özellikle İstiklal Caddesi için özel güvenlik firmalarıyla anlaşarak özel güvenlik ekibi kurmak istedik. Zaten esnaf da talepte bulundu. Düşünce güzel, dünyada örnekleri var. Fakat yasalarda sokak güvenliğine izin yok. Ancak kendi mekanınızın içinde güvenlik tutabiliyorsunuz. Dolayısıyla Emniyet ve sivil toplum örgütlerimizle birlikte güvenlik kameraları fikrini geliştirdik. Taksim-Tünel arasında bir çalışmamız var.
- Adınız, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda geçiyor. Siyasi hedefiniz nedir?
Yerel yöneticiyim. Bundan sonraki seçim sürecinde partim beni Büyükşehir'e uygun görürse gururla yaparım. İstanbul'a bir vizyon koymak, başarılı olmak isterim.
- Patlamalardan sonra neler yapıldı Beyoğlu'nda?
Patlamalar, bir insanlık kaybı. Biz Belediye olarak lojistik destek ve çalışmaların hepsine katıldık. İlk 7 dakikasında olay yerindeydim. Bayram tatiline gitmedik ekibimizle. Çok kısa sürede enkazları kaldırdık. Büyük Hendek Caddesi'nde ve İngiliz Konsolosluğu çevresinde zarar gören esnaf ve bina sahiplerinden platformlar kurdurdum. Çünkü 325 iş yeri etkilenmiş. Her birinin bize veya valiye müracaat etmesi çözüm değil. Temsilciler olarak bu platform, talepleri bize iletti. Çünkü olayı birebir yaşayan onlar.
- Beyoğlu'nun arka mahallesi denebilecek Hacı Hüsrev'le ilgili ne gibi çalışmalarınız var?
Hacı Hüsrev'de sosyal rehabilitasyon çerçevesinde bir konservatuar kuruyorum. Oradan yetişmiş birçok ünlü sanatçı var. Onlar, çocukları yetiştirecek. Ayrıca üniversiteye girememiş gençleri, Bilgi Üniversitesi'yle birlikte bilgisayar, İngilizce ve muhasebe kurslarına aldık. Sertifika alacaklar eğitimlerini tamamlayınca. Kentsel dönüşüm projelerinden sosyal rehabilitasyona kadar gitmeniz gerekiyor. İnsanları üretime teşvik etmeliyiz. Bunun için Hacı Hüsrev pilot bölge. Buradakilerin el becerilerini geliştirmeleri için bir atölye kurulacak.
Yayın Tarihi : 12 Şubat 2004 Perşembe 19:19:51
Güncelleme :16 Şubat 2005 Çarşamba 11:32:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?