23
Mayıs
2024
Perşembe
KÜLTÜR/SANAT

Aile albümleriyle Eyüp

Osmanlı Dönemi’nde Eyüp’te parası olana değil, kadı soruşturmasından geçene ev satılırdı. Şimdi bu ailelerin hikayeleri, tarihe ışık tutuyor. Şener Türkmenoğlu’nun ‘Eyüp, Bir Semte Gönül Vermek’ adlı kitabından, ailelerin ve sosyal değişimlerin tarihini izlemek mümkün. Paşalar, imamlar, şeyhler ve esnaf, dünden bugüne Türkiye’yi anlatıyor. Ailesinin Eyüp’teki evi satıldıktan sonra semtin tarihine merak salan Türkmenoğlu, kitabı için 12 yıl belge ve bilgi toplamış, görüşmeler yapmış.

Bu bilgileri geleceğe taşımak için 60 bin YTL harcamış. ABC Yayınevi’nce basılıp, dağıtılan kitabın fiyatı 80 YTL.

SABUNCUOĞLU AİLESİ

Kaymaklarının tadı hafızalarda

Kaymakçı Vasil Sabuncu mesleği Yunanistan göçmeni dedesi Deli Petro’dan ve babası Vangel’den öğrenmişti. Pirinçli Köyü’ndeki mandırasında 300’e yakın mandası bulunan Vangel Usta’nın günde 200 okka kaymak sattığı söylenirdi. Fakire ücretsiz kaymak verir, Eyüp Camii’nde sabah salásından sonra müezzine sıcak süt götürüp ‘Minarede üşüdünüz, içip ısının’ derdi. Ailenin İstanbul’da lezzetiyle nam salan kaymaklarını en son Vasil’in oğlu Arso sattı. Kaymakçı Ailesi’nin 81 yaşındaki üyesi Verka Kaymakçı, hálá zaman zaman Eyüp’e gelerek, anıları yád ediyor. Eyüp’ün diğer kaymakçıları Bulgar Boris, kardeşi ve ailesinin Eyüp’ten ayrılmasıyla, semtin ünlü kaymakları da anılara karıştı.

GÜNAY AİLESİ

Eyüp Sultan’ın imamları

İlk imparatorluk camisi (selatin) Eyüp Sultan’ın baş imamlığını 1714’ten 1968’e aynı ailenin üyeleri üstlendi. Hacı Şeyh İbrahim Efendi’yle başlayan zincir, altı kuşak sonra 1938’de Mehmet Sakıp Efendi’ye ulaştı. Ev işleri Topkapı Sarayı’ndan gönderilen hizmetkarlarca yapılan ailenin öyküleri hálá dilden dile aktarılıyor: Sakıp Efendi bir gün Todori’nin bakkalına girer. Vitrindeki şişeleri sorar. ‘Keyif verici gazoz’ yanıtını alınca, asasıyla hepsini kırar. Bakkalın zararını öder. Aksi kanıtlanana kadar Eyüp’te gazoz satılmaz. Onun dedesi Akif Bey ise, camiyi ziyarete gelen Alman sefirini içeri almaz. Şikayete giden sefir, padişahtan şu cevabı alır: ‘Orası Eyüp Camii. Oranın padişahı İmam Efendi’dir. Ben karışmam.’ Sonraki yıllarda Günay soyadını alan aile, bugünkü Fahri Korutürk Caddesi’nde biri konak olan üç evde yaşadı. Sakıp Efendi, 1932’de çekilmiş bu fotoğraftaki torunları Bedia ve Süeda’nın modern birer şehirli gibi yetişmesini istemişti. Eyüp’te bugün aileden geriye kalan tek kişi, Sakıp Efendi’nin 1969’da imamlıktan emekli olan torunu Rahmi Günay’ın çocuklarından Zühal Kargı.

KARGI AİLESİ

Ümmi Sinan Külliyesi bu aileye emanet

Ailenin kökleri Eyüp Düğmeciler Mahallesi’nde türbeleri bulunan Pir Ümmi Sinan ile Baş Halifesi Nasuh Dede’ye dayanıyor. İki bilgenin evlendirdiği torunları, kuşaklar boyunca dergahlarının şeyhliğini ve sonraları türbedarlığı üstlenmiş. Aile, Yahya Galip Bey zamanında Kargı soyadını aldı. Galip Bey’in torunları Nur, Güneş ve Saadet Kargı 1952’de konağın bahçesinde bu pozu vermişti. Aile, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne karşı 13 yıl hukuk savaşı yürüttü. Davayı kazanıp külliyedeki haklarını korudu. 1992’de son şeyh Talip Kargı’nın vasiyetiyle Ümmü Sinan Külliyesi Talip Kargı Tasavvuf Musikisi Derneği kuruldu. Külliyenin bakımı derneğe bırakıldı. Ailenin son temsilcileri, Talip Kargı’nın eşi Muzaffer Kargı, kızı Seher Kargı ve diğer aile fertleri Ümmi Sinan Sokak’taki konakta yaşamayı sürdürüyor.

PAŞMAKÇI AİLESİ

Caddelere, çayırlara isimleri verildi

Eyüp’te 400 yılı aşkın süredir yaşayan Paşmakçı Ailesi, Osmanlı Dönemi’nde Başmakçılar (ayakkabıcı) ismiyle bilinirdi. Otakçılar’dan Topçular’a, Karagöz’den Bayrampaşa’ya kadar büyük topraklara sahipti. 1930’lardaki bu fotoğraf Paşmakçı Çayırı’nda çekilmiş. 1967’ye kadar yaşadıkları konakta şimdi Paşmakçı Sitesi yükseliyor. İbrahim Galip Paşmakçı, Hüsnü Mehmet Paşmakçı ve Yorgancı Mahmut Hilmi Bey’in 1904’te kurduğu Türkiye’nin ilk konserve fabrikası 1914’e kadar faaliyet gösterdi.

HÜSREV PAŞA AİLESİ

Ermeni komşularına sahip çıkan paşa

Makedonya Valisi Müşir Çerkes Abdi Paşa’nın oğlu Hüsrev Paşa, 1870’lerde bir konak alıp Eyüp’e yerleşti. Ermenilerin evini kundaklamaya çalışan tedhişçileri semtten nasıl uzaklaştırdığı hálá kuşaktan kuşağa aktarılıyor. 1905’te ölen paşanın, kızı Zeynep Hanım ve damadı Feshane Müdürü Yüzbaşı Mehmet Nuri Bey’e bıraktığı konak, Kurtuluş Savaşı sırasında casusların gözetimi altındaydı. Çünkü Nuri Bey, gizlice Anadolu’ya malzeme gönderiyordu. Ailenin, konağa asmak üzere hazırlattığı Haliç’ten bile görülecek dev bayrak İstanbul’un kurtuluşunda sokaklarda dolaştırılmıştı. Konak arazisinde şimdilerde Ergenekon İlköğretim Okulu bulunuyor.

 

HEPER AİLESİ

Mevlevi müziğini yurtdışına taşıdı

Heper Ailesi, 1800’lerde Eyüp Camii’nde kayyumluk yapan Osman Nuri Efendi’nin soyundan geliyor. Nuri Efendi’den görevi devralan Hafız Halit, Heper soyadını aldı. Oğlu Saadettin Heper, küçük yaşlardan itibaren aldığı müzik eğitimiyle Türk Müziği’nin önemli bestekarları arasına girdi. 1972’de Amerika, Paris ve Londra’da Mevlevi ayinleri düzenledi. Şimdilerde aileden Erol Heper’in yaşadığı Silahtarağa Caddesi’ndeki konak Başbakan Adnan Menderes’i ağırlamıştı.

Hürriyet-Pazar / Ayda Kayar
Yayın Tarihi : 25 Aralık 2005 Pazar 16:43:31


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?