30
Mayıs
2024
Perşembe
GÜNCEL
Köy Sayfaları

Bakan: Durum çok feci dedi

Bakan Faruk Çelik, Gemi İnşa ve Sanayicileri Birliği’nin Tuzla tersanelerinde çalışan işçilere yönelik düzenlediği eğitimlerin başlama törenine katılarak, eğitime başlayan işçileri ziyaret etti. 


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik kafada kasket, üzerinde kazakla Tuzla Tersaneler Bölgesi’ne yaptığı ziyarette durumun çok kötü olduğunu anlamış. Çelik’e göre o daracık sıkışık yerde kaza olmaması mümkün değil

İSTANBUL - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, son dönemde ölümle sonuçlanan iş kazalarıyla kamuoyunun gündemine gelen Tuzla tersaneleri eleştirileri hak etmediğini düşündüğünü belirtti. Bakan olduğu günden beri Tuzla’dan çıkmadıklarını belirten Çelik şunları söyledi:
‘Tuzla’daki sorun alan sıkışıklığı. Bakan olunca kafamda kasket, üzerimde kazak tebdili kıyafet Tuzla’da tersaneler bölgesine gittim. Feci bir durum vardı. O daracık sıkışık yerde her türlü kaza olur. Sorun 1969’da yer seçimine kadar gidiyor. 1977’de tahsisler yapılmış. 1982-1983’te faaliyete başlanmış. 2002 yılından sonra müthiş bin iş yoğunlaşması var. Güney Kore’de 500 dönümlük yerde yapılan işi, siz Tuzla’da 2 dönümde yapmaya çalışıyorsunuz. Bu hiçbir bilimsel gerçekle bağdaşmaz. Ancak olaylar bizim dönemimizde olmuş gibi bir hava estiriliyor.
Eylül 2007’den buyana çok sıkı denetimler yapıyoruz. Eksikliklerimizi eleştirebilirsiniz ancak tüm faturayı bize çıkartmayın. 600 işçiye her gün eğitim verilmeye başlandı. Kapatmalar sürüyor. Ağır ve Tehlikeli İşlerde mesleki eğitim zorunluluğu getirdik. 2009 yılı başından itibaren kaynak gibi tehlikeli işlerde ancak sertifikası olanlar çalışabilecek. Ama fiziki mekan darlığını ortadan kaldırmak lazım. 10-15 tersaneyi başka yere taşımak en iyi çözüm.’
Çelik, halk arasında tebdili kıyafet gezmenin ve olaylara halkın gözüyle bakmanın birçok sorunun çözümünü sağladığını söyledi. Bakan Çelik’e göre sağlık karnesinin kaldırılıp, sadece kimlikle hastanelere başvuru formülü, 65 yaş üstü emeklilerie PTT Bank şubelerinden maaş ödenmesi, 85 yaş üstündekilere 1 Eylül’den itibaren evde maaş yöntemi hep bu yaklaşımın ürünleri.

6 bin şişe serum verilmiş 

Çelik sağlık harcamaları konusunda büyük sıkıntı olduğunu belirterek Türkiye’de tüm hastanelerde ödemelerde büyük yolsuzluklar ve usulsüzlüklerle karşılaşıldığını söyledi. Hastanelerdeki ödemelerin 2007 yılından beri bilgisayar ortamında izlendiğini belirten Çelik şunları kaydetti:
‘’Bazı hastaneler bunu bilmiyor. Öyle faturalar gördük ki şaşırırsınız. Hasta A hastanesinde yoğun bakımda yatarken B hastanhesinde mide filmi çektirmiş. Damardan beslenme için 1500 mililitrelik 4 sorum verilmiş. İki rakamı çarpıp 6 bin mililitre yazacağına 6 bin yazmışlar. Fatura 1 milyar liradan 205 milyar liraya çıkmış. Yani hastaya 205 milyor liralık serum verilmiş. Bir üniversite hastanesinde şubat, mart ve nisanda aylık 30 bin hastaya bakılmış. Rakam mayıs ayın da 125 bin olmuş. 6 ilimizde yoğun denetim başlattık, sonuçları çok merak ediyorum.’

En sorunlu iş sağlık 

Sosyal güvenlik sisteminin en sorunlu bölümünün sağlık olduğuna dikkat çeken Faruk Çelik, bu yıl kamu dışındaki hastanelere 3.5 milyar YTL’lik bir kaynak aktarımı planladıkları ancak projeksiyonların bu rakamın 6 milyar YTL’ye ulaşabileceğini gösterdiğini söyledi. ‘Son dönemlere kadar, ‘yap hastaneyi, kes faturayı, ödensin’ gibi bir ortam vardı’ diyen Çelik şunları söyledi:
‘ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak ‘sınırsız ödeme’nin suistimale çok açık olduğunu gördük. Sağlık Bakanlığımız da neredeyse kontrol dışına çıkacak sayıda hastane açılmasının yanlışlığını gördü. Böylece bir yandan Sağlık Bakanlığımız hastane açılmasını daha sıkı izinlere bağlarken, diğer taraftan özel hastaneye giden sosyal güvenlik kapsamındaki vatandaşlarımıza düşen ödeme payının yüzde 30’la sınırlandırılmasına dönük sistemi benimsedik.”
Devletin 70 milyon vatandaşına sağlık hizmeti götürmek zorunda olduğuna dikkat çeken Faruk Çelik, şunları dile getirdi: “Özel hastanelerin fazla sayıda açılmasıyla birlikte kamuda doktor ve hemşire sıkıntısı da ortaya çıktı. Özellikle Anadolu’da bu sıkıntı çok daha fazla hissedildi. Sağlık Bakanlığımız biraz da bunu dikkate alarak özel hastane kurulması konusunda daha titiz davranma yolunu seçti.”

‘Fark 10 kata çıkmasın’ 

Özel hastanelerde sosyal güvenlik kapsamında karşılanan bedelin yanı sıra vatandaştan yapılan sınırsız tahsilatın haksızlık ve yolsuzlukları gündeme getirdiğine işaret eden Çelik, şunları dile getirdi: “900 YTL’lik bir ameliyata 11 bin YTL’lik fatura kesen hastane var. Vatandaş daha iyi hizmet aldığını düşünerek elindeki avucundakini bile hastaneye ödüyor. Bu kadar haksız faturalara ‘dur’ demek durumundaydık. Evet, vatandaş özel hastaneye fark ödesin ama bu 10 kata kadar çıkmasın.”
Çelik, “Özel hastaneler şimdi de Sosyal Güvenlik Kurumu’yla sözleşmesini feshediyor. Bu durumda özel hastaneler eskisi gibi kapsam dışı kalır ve vatandaş kamudan iyi hizmet alamazsa ne olacak?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Bu konuda uygulamayı görüp ona göre hareket edebiliriz. Yasada fark bir katına kadar diye yer aldı. Ancak oranın belirlenmesi Bakanlar Kurulu’na bırakılmıştı. Sağlık Bakanımız yüzde 20 fark da ısrarcı oldu ama oran yüzde 30 olarak kabul edildi. Önümüzdeki dönemde hastaneleri özelliklerine göre de sınıflandıracağız.
Üst sınıfta olanlar oradan bir fark daha alacak. Ayrıca verdikleri otel hizmetinin fiyatını da daha serbest tutacak. Şu anda İstanbul’da 101 hastane sistemde kalmayı kabul etti, 12 hastane de sözleşmeyi feshetti, 52 hastane ise bir aylık izleme süresini kullanıyor. Biz de bu durumu gözlemeye devam edeceğiz.” (Radikal)

Günde 80 milyon YTL 

Bakan Çelik, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) prim alacağı toplamının 45.7 milyar YTL olduğunu kaydederek, şu bilgilyi verdi:
‘Borçları yeniden yapılandırma kapsamına ancak 26.2 milyar YTL’yi alabildik. Diğer alacaklar için çalışmalarımız sürüyor. Dosyaların tamamını temizlemeye çalışıyoruz. Büyük kısmı Bağ Kur’luya ait bunun. Borçları yeniden yapılandırma kapsamında günde 500 milyon YTL’lik başvuru alıyoruz ve kasamıza 80 milyon YTL giriyor. Bu bir af değil çünkü ana paradan kesinlikle indirim yok. Faizi ve gecikme zammını peşin öderse siliyoruz,
eğer zamana yayarsa indirim yapıyoruz.’

Bir emekliye 2.13 çalışan düşmeye başladı 

Sosyal güvenlik sisteminin nispeten sağlıklı bir yapıya kavuşabilmesi için bir emekliye karşı üç çalışanın prim ödüyor olması gerektiğini dile getiren Faruk Çelik, şöyle konuştu: “Türkiye’de 1.9 çalışana 1 emekli düşüyordu. Bu oranla sistemin yürümesi mümkün değil. Ancak, kayıtdışı istihdama karşı aldığımız önlemler, prim borçları için gündeme getirdiğimiz yeniden yapılanma, Sosyal Güvenlik Reformu’nun devreye girmesi, kayıtlı çalışan sayısında 1 milyonluk gerçek bir artışı gündeme getirdi. Böylece 1 emekliye düşen çalışan sayısı 2.13’e çıktı. Ancak, kayda almamız gereken 4.5 milyon mevcut çalışanın da olduğunun farkındayız. Önümüzdeki dönemde adım adım bunlar da kayda girecek ve bunu da becerebilirsek 1’e 3 hedefine ulaşacağız.”

Primi aksatana haciz görünüyor 

Bakan Çelik’in sistemin dengeye kavuşmasında umut bağladığı prim borçlarının yeniden yapılandırılmasında son tarih ise 28 Temmuz 2008. Bu tarihin yasayla belirlendiğinin altını çizen Çelik ‘Dolayısıyla herhangi bir uzatma söz konusu olmayacak. Artık eskisi gibi prim borcunun büyümesi sözkonusu olmayacak. Bu tarihten sonra ‘cari ay’ uygulaması başlatacağız. Artık vatandaş primini ödemediği zaman iki üç ay sonra haciz geleceğini bilecek’ dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik geçmişte SSK ve Bağ-Kur prim borçlarıyla ilgili aflar, yeniden yapılandırmalar gündeme geldiğinde, ödemesini hiç aksatmayanların “Benim günahım ne” diye hayıflandığını hatırlatarak, şu mesajı verdi:
“İstihdama dönük destek paketiyle primde 5 puanlık indirim gündeme geldi. Primlerini düzenli ödeyenler, hiç borç takmayanlar 1 Ekim’den itibaren bundan yararlanacak. Borcu olan temizledikten sonra kapsama girebilecek. Prim ödemesini aksatanın 5 puanlık indirimi hemen duracak. Böylece primlerini düzenli ödeyenlerin ödülü 5 puanlık indirim olacak.”

‘İşsizlik Fonu’nu çarçur etmeyiz’ 

Bakan Faruk Çelik, İşsizlik Fonu’ndan GAP’a aktarılan paranın çarçur edilmeyeceğini belirtti. Çelik’e göre GAP’a kaynak atktarımı yol olmayacak ve buraya İşsizlik Fonu’ndan aktarılan para Hazine’ye geri ödenecek. Ancak Çelik geri ödemenin nasıl ve ne zaman yapılacağını, faizin ne olacağı konusunda bilgi vermedi. Çelik, İşkur’a bağlı İşsizlik Fonu’nda biriken kaynağın 33 milyar YTL’ye ulaştığını ifade ederek, şunları anlattı:

   İşkur’a, çalışan başına işverenden yüzde 2, kamuda yüzde 1 ve çalışandan da yüzde 1 kesinti yapılıyor.
   Devletin katkısı getirisiyle birlikte 8 milyar YTL’ye ulaşmış bulunuyor.
   Devlet katkısının getirisinin 1.3 milyar YTL’si 5 yıl boyunca GAP’a aktarılacak.
   GAP’ta bu sayede sadece sulama projeleri sayesinde 900 bin, toplamda 2 milyon kişi iş bulacak. Dolayısıyla bu kaynak da bir anlamda işsizlik sorununa çözümde katkı yapmış olacak.
   Ayrıca İşsizlik Fonu’dan 300 milyon YTL’lik bir kaynağı İşkur’a kayıtlı işsizlere meslek eğitimi vermek üzere kullanacağız. Eğitimlerin bir bölümü iş garantili olacak.

Radikal
Yayın Tarihi : 19 Temmuz 2008 Cumartesi 19:05:00
Güncelleme :19 Temmuz 2008 Cumartesi 19:15:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?