18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

AKP’nin fezlekeli vekilleri ’onurlu davranacak mı’?... Yalçın Küçük’e 40 milyarlık dava...

AK Parti Ağrı Milletvekili Cemal Kaya, hakkında düzenlenen fezlekenin ardından Milletvekilliğinden istifa etti.

Kaya istifa gerekçesinde "Kendimi bağımsız yargı organları huzurunda savunabilmek, suçsuzluğumu ispatlamak ve de fazlasıyla haksız saldırıya uğratılmış olan kişilik haklarımı koruyabilmek adına üyesi olmaktan büyük onur duyduğum, Yüce Meclisimizin 22. Dönem Milletvekilliğimden istifamın arz ve gereğini talep ederim” dedi.

Cemal Kaya’nın istifasının ardından kendisine bu konuda sorular yöneltilen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıklaması ilginçti:

“Çok haklı ve onurlu bir davranışı başlatmış oluyor”…

Doğrudur; ancak TBMM’de hakkında tek fezleke düzenlenen AK Parti Milletvekili Cemal Kaya değil.

Başbakan’a göre, “Onurlu bir davranış başladığına” ve Erdoğan davranış biçimine destek verdiğine göre, hakkında fezleke düzenlenen diğer milletvekillerinin Başbakanın yüzünü kara çıkarmamaları gerekmez mi? İşin ilginç tarafı hakkında fezleke düzenlenenlerden biri de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan...

Bakalım zaman ne gösterecek.

Dilerseniz, hakkında fezleke düzenlenen diğer AK Partili milletvekillerinin kim olduğuna bakalım:

1- Recep Tayyip Erdoğan- Siirt

2- Abdullah Gül- Kayseri

3- Abdülkadir Aksu-İstanbul

4- Kemal Unakıtan- İstanbul

5- Ali Sezal- Kahramanmaraş

6- Osman Aslan- Diyarbakır

7- Dengir Mir Mehmet Fırat- Mersin

8- Asım Aykan- Trabzon

9- Metin Kaşıkoğlu- Düzce

10- Orhan Yıldız- Artvin

11- Ali Coşkun- İstanbul

12- Mehmet Salih Erdoğan-Denizli

13- Ahmet Koca- Afyon

14- Muzaffer Külcü- Çorum

15- Sadullah Ergin- Hatay

16- Hanefi Mahçiçek- Kahramanmaraş

17- Mustafa Eyiceoğlu- Mersin

18- Hüsnü Ordu- Kütahya

19- Nihat Ergün- Kocaeli

20- Vecdi Gönül- Koaeli

21- Muzaffer Baştopçu- Kocaeli

22- İbrahim Köşdere- Çanakkale

23- Osman Pepe- Kocaeli

24- Nevzat Doğan- Kocaeli

25- Mehmet Sarı- Gaziantep

26- Soner Aksoy- Kütahya

27- Polat Türkmen- Zonguldak

28- Adem Baştürk- Kayseri

29- Nevzat Pakdil- Kahramanmaraş

30- Ali Ayağ- Edirne

31- Ali Er- Mersin

32- İdris Naim Şahin- İstanbul

33- Mehmet Sekmen- İstanbul

34- Mustafa Çakır- Samsun

35- Mustafa Ilıcalı- Erzurum

36- Abdurrahman Müfit Yetkin- Şanlıurfa

37- M. Mustafa Açıkalın- İstanbul

38- Zülfü Demirbağ- Elazığ

39- Selami Uzun- Sivas

40- Hüseyin Besni- İstanbul

41- Yüksel Çavuşoğlu- Karaman

42- Fahri Çakır- Düzce

43- Öner Gülyeşil- Siirt

44- Akif Gülle- Amasya

45- Mahfuz Güler- Bingöl

46- Bayram Özçelik- Burdur

47- Mehmet Emin Tutan- Bursa

48- Ali Temur- Giresun

49- Fahri Çakır- Düzce

50- Osman Nuri Filiz- Denizli

51- Özkan Öksüz- Konya

52- Zeyid Aslan- Tokat

53- M. Mehdi Eken- Diyarbakır

54- Hasan Angı- Konya

55- Remzi Çetin- Konya

56- Kerim Özkul- Konya

57- Mehmet Kılıç- Konya

58- Muharrem Candan- Konya

59- Ergun Dağcıoğlu- Tokat

60- Mahmut Koçak- Afyon

61- Mahmut Uğur Çetin- Niğde

62- Sabri Varan- Gümüşhane

63- Erdoğan Özegen- Niğde

64- Kerim Yıldız- Ağrı

65- Mehmet Sarı- Osmaniye

66- Resul Tosun- Tokat

67- Ayhan Sefer Üstün- Sakarya

68- Sait Açba- Afyon

69- Orhan Taş- Sivas

70- Mehmet Ceylan- Karabük

71- Ali Öğüten- Karabük

72- Hasan Bilir- Karabük

73- Ali Yüksel Kavuştu- Çorum

74- Halil Ürün- Konya

75- Mikail Arslan- Kırşehir

76- A. Gökhan Sarıçam- Kırklareli

77- Selahattin Dağ- Mardin

78- Fehmi Öztunç- Hakkari

79- Kenan Altun- Ardahan

80-M. Fazlı Erdoğan- Zonguldak

81- Ahmet Münir Erkal- Malatya

81- Yahya Baş- İstanbul

****

Tayyip Erdoğan Yalçın Küçük hakkında 40 milyarlık tazminat davası açmış. Davanın konusu, “İsyan” adlı kitapta Yalçın Küçük’ün Tayyip Erdoğan hakkında sarf ettiği bazı sözler.

Hay Allah!

Ben bu konuyu 25.02.2005 tarihinde yazmış ve “Aman Yalçın Hoca dikkat et” demiştim… Bir de baktık, endişelerim maalesef gerçek oldu ve Tayyip Erdoğan Yalçın Küçük’e tazminat davası açtı; davanın tutarı da 40 milyar TL, yeni paramızla 40 bin YTL.

İnşallah günaha ben girmedim. Zira, gazete haberlerinden öğrendiğimize göre açılan davadaki iddialar benim yazımda bahsettiğim hususlar.

Bu yazıların bir kısmı daha evvel röportaj olarak da çıkmıştı ama demek ki bu röportajlar, avukatların gözlerine ilişmemiş.

Yazıyı merak edenler için aşağıya tekrar alıyorum.

***

Ben bu görüşlerimi Yalçın Küçük Hoca ile paylaştığımda, “benim bu söylediklerim hakaret değil ki. Bilimsel gerçek!” demişti…

Herhalde çok entresan bir mahkeme olacak. Bugün Hürriyet Gazetesi’nde Ertuğrul Özkök, bana kalırsa Yalçın Küçük’e hakaret ediyor. Özkök’e göre, “Öcalan’ın bir süre sonra, sıradan bir Türk için Yalçın Küçük’ten farkı kalmaz. ‘Sabetaycı’ zırvalamalar külliyatına, bir de ‘konfederasyoncu sayıklamalar’ külliyatı eklenir, olur biter.”…

Bense Yalçın Küçük’ü- her ne kadar bu görüşümü bir çok insan paylaşmasa da- zeki, akıllı, bilgili, çok kuvvetli hafızalı bir hoca olarak görüyorum. Yalçın Hoca söylediğini boşuna söylemez.

Dedim ya dava çok entresan olacak… İnşallah Yalçın Küçük söylediklerinin “bilimsel gerçek” olduğunu ispat edebilir.

****

15.02.2005 tarihli yazımda, “Yalçın Küçük Hoca Yandı” başlığı ile bakın neler yazmışım:

“Çok ama çok endişeliyim. Hakikaten, insan olarak çok sevdiğim Yalçın Küçük Hoca, hele hele bu Türk Ceza Kanunu 1 Nisan 2005’te yürürlüğe girdikten sonra nasıl kurtulacak?

Bu yeni kanunun bazı maddeleri fevkalade ağır hükümler getiriyor. Hoca’nın başına kimbilir neler gelecek? (TCK’nın 125. maddesi önemli. Bu bölümleri merak edenlere aşağıda veriyorum. Ancak, Allah’tan 43. maddenin birinci paragrafı durumu biraz hafifletiyor. Yoksa, samimi söyleyeyim Yalçın Hoca ömrünün sonuna kadar hapiste yatar.)

Bu sözleri söylememin sebebi Hoca’nın birkaç gün evvel çıkan son kitabı “İsyan”…

Kitap 600 küsur sayfa olmasına rağmen mutlaka alın, birkaç saatte zevkle ve süratle, elinizden bırakmadan bitireceksiniz. Hoca’ya, “Başınıza çok büyük hakaret davaları gelebilir” dediğimde, “Sevgili Dostum, ben hakaret etmiyorum ki, bilimsel tespit yapıyorum” diye cevap verdi.

Kitap, dediğim gibi elinize aldınız mı bırakamayacağınız bir kitap. İçinde neler yok ki: Sabetayizm konusundan ziyade, Siyonizm konusu, resmi tarih dışındaki tarih ve yüzlerce, mübalağasız yüzlerce anekdot.

Sizlerle, Hoca’nın tabiriyle “bilimsel tespitleri”n bazılarını paylaşayım. Belki kitaba olan ilginiz artar:

“24 Kasım 1934 tarihinde kabul edilen 2587 sayılı Soyadı Kanununun birinci maddesinde “Kemalöz adlı Cumhurreisimize Atatürk soyadı verilmiştir” deniliyor. Demek ki, Mustafa Kemal Atatürk’ün adı daha evvel, “Kemalöz” imiş… Doğru, bu ismi pek bilmezdik…”

***

“İrrecep İrdoğan, gamlı sesli Gül, bir başlangıç değil, bir ürün ve bir sonuçtur. Türkiye dindar değil, aşırı muhafazakardır. Bunların dinle bir ilgileri yoktur ve Türkiye’de İslam’ın kökünü kazımaktadırlar. Bunlar Türkiye’yedeki Yahudi Cemaati ile Amerika’daki Yahudi partisinin en çok sevdikleridirler. Ve o kadar öyle ki, Hürriyet’in bastığı fotoğrafa göre Başbakanlık odasına bir de Yahudi şamdanı koymuşlardır.”

***

“İrrecep İrdoğan, sağlıklı görünmemektedir. Ben doktor değilim, medyakratlar arasında Ecevit’in hastalığını önceden tespit eden doktorlar var (!) Ama şimdi de, İrdoğan’ın beyninde düzensizlikler görünüyor, patlamalarla karşılaşıyoruz. Bunu uzun zamandan beri seziyordum. Öyle sanıyorum Ertuğrul Özkök de, belki bazı beyin ve ruh sağlığı doktorları ile konuştuktan sonra bu kanıya varmış görünüyor. 19 Eylül’de, çok tuhaf, sanki bir sinir veya beyin hastasına hitap ediyordu, “İçinizdeki o Kasımpaşalı delikanlıyı durmadan rahatsız ediyorlar” yollu yazıyordu. Sanki Kasımpaşalı dediği bir cindir, üfürmeye çalışıyordu.

İrrecep İrdoğan’ı derhal Haberal’a götürmek gerekiyor. Ecevit misali hastaneden kaçmaması için de Aytaç Paşa’nın jandarmalarından kapıya ikisini dikmek yerindedir. İrdoğan için çalışamamazlık raporu almak mümkündür. Memleketin alî menfaatleri bu noktadadır.”

***

“Bana göre Deli İbrahim’den sonra Türkiye’de Hükümet etmeye gelmiş en bilgisiz kişidir. Bildiğim Tansu Çiller, İrdoğan’ın yanında bir alim idi. Ve, ala aklı selim sahibi idi. Doğrusu Çiller’i mumla arayacağımız hiç aklıma gelmemişti.”

***

“Soru: Antisemitik misiniz?

Cevap: Kesinlikle değilim. Ben hiç kimsenin Sabetayizmi ile ilgili değilim. Ben sadece rantiye olanları, Amerika’ya bağlı olanları ortaya çıkarıyorum. Hak etmedikleri yerlere gelenlere karşıyım.

Soru: Siz bir Yahudi radarı mısınız?

Cevap: Hiç öyle değilim. Bilimsel yöntemler geliştirdim. 15-20 kadar kriterim var. Bu sayede Türk tarihinde büyük sırlara ulaştım. Ben radar ya da müneccim değilim. Benim yöntemim bilimseldir. Sabetayistler, Sabetayistleri benden öğreniyorlar. İsrail de beni izliyor.”

***

“Sultan Abdülhamit dönemi kişileri ve kişilikleri kırmamıştır. Bu dönemde, Kemal, İsmet, Kazım dahil, tarihimizin en dikkate değer aydınları ve devrimcileri ve mücadelecileri yetişmiştir”

***

“Ben bir Atinalı olsam Türkiye’nin AB’ye girmesini çok isterim. Neden mi? Bizde bu ‘köksüzlük’ olduktan sonra, bu tabansızlık varsa, mülk alışları devrimi de yapıldığına göre, on-onbeş yıl içinde Türkiye’nin batı bölgelerini Elenize ederler.”

***

“Türkiye Kürtler’i de Barzani hegomanyası altına sokulunca, Doğu bölgelerini tutmak çok zorlaşır. Demek ki batı bölgeleri Elenize ve AB içinde, doğu bölgeleri ise judaize ve BOP içine. Görünen budur. Konya mı? Konya ve Tuz Gölü bizimdir.”

***

Evet, ilgileniyorsanız kitabı alın okuyun...”



Yayın Tarihi : 20 Nisan 2005 Çarşamba 18:26:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?