AK Parti Ağrı Milletvekili Cemal Kaya, hakkında düzenlenen fezlekenin ardından Milletvekilliğinden istifa etti.
Kaya istifa gerekçesinde "Kendimi bağımsız yargı organları huzurunda savunabilmek, suçsuzluğumu ispatlamak ve de fazlasıyla haksız saldırıya uğratılmış olan kişilik haklarımı koruyabilmek adına üyesi olmaktan büyük onur duyduğum, Yüce Meclisimizin 22. Dönem Milletvekilliğimden istifamın arz ve gereğini talep ederim dedi.
Cemal Kayanın istifasının ardından kendisine bu konuda sorular yöneltilen Başbakan Tayyip Erdoğanın açıklaması ilginçti:
Çok haklı ve onurlu bir davranışı başlatmış oluyor
Doğrudur; ancak TBMMde hakkında tek fezleke düzenlenen AK Parti Milletvekili Cemal Kaya değil.
Başbakana göre, Onurlu bir davranış başladığına ve Erdoğan davranış biçimine destek verdiğine göre, hakkında fezleke düzenlenen diğer milletvekillerinin Başbakanın yüzünü kara çıkarmamaları gerekmez mi? İşin ilginç tarafı hakkında fezleke düzenlenenlerden biri de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan...
Bakalım zaman ne gösterecek.
Dilerseniz, hakkında fezleke düzenlenen diğer AK Partili milletvekillerinin kim olduğuna bakalım:
1- Recep Tayyip Erdoğan- Siirt
2- Abdullah Gül- Kayseri
3- Abdülkadir Aksu-İstanbul
4- Kemal Unakıtan- İstanbul
5- Ali Sezal- Kahramanmaraş
6- Osman Aslan- Diyarbakır
7- Dengir Mir Mehmet Fırat- Mersin
8- Asım Aykan- Trabzon
9- Metin Kaşıkoğlu- Düzce
10- Orhan Yıldız- Artvin
11- Ali Coşkun- İstanbul
12- Mehmet Salih Erdoğan-Denizli
13- Ahmet Koca- Afyon
14- Muzaffer Külcü- Çorum
15- Sadullah Ergin- Hatay
16- Hanefi Mahçiçek- Kahramanmaraş
17- Mustafa Eyiceoğlu- Mersin
18- Hüsnü Ordu- Kütahya
19- Nihat Ergün- Kocaeli
20- Vecdi Gönül- Koaeli
21- Muzaffer Baştopçu- Kocaeli
22- İbrahim Köşdere- Çanakkale
23- Osman Pepe- Kocaeli
24- Nevzat Doğan- Kocaeli
25- Mehmet Sarı- Gaziantep
26- Soner Aksoy- Kütahya
27- Polat Türkmen- Zonguldak
28- Adem Baştürk- Kayseri
29- Nevzat Pakdil- Kahramanmaraş
30- Ali Ayağ- Edirne
31- Ali Er- Mersin
32- İdris Naim Şahin- İstanbul
33- Mehmet Sekmen- İstanbul
34- Mustafa Çakır- Samsun
35- Mustafa Ilıcalı- Erzurum
36- Abdurrahman Müfit Yetkin- Şanlıurfa
37- M. Mustafa Açıkalın- İstanbul
38- Zülfü Demirbağ- Elazığ
39- Selami Uzun- Sivas
40- Hüseyin Besni- İstanbul
41- Yüksel Çavuşoğlu- Karaman
42- Fahri Çakır- Düzce
43- Öner Gülyeşil- Siirt
44- Akif Gülle- Amasya
45- Mahfuz Güler- Bingöl
46- Bayram Özçelik- Burdur
47- Mehmet Emin Tutan- Bursa
48- Ali Temur- Giresun
49- Fahri Çakır- Düzce
50- Osman Nuri Filiz- Denizli
51- Özkan Öksüz- Konya
52- Zeyid Aslan- Tokat
53- M. Mehdi Eken- Diyarbakır
54- Hasan Angı- Konya
55- Remzi Çetin- Konya
56- Kerim Özkul- Konya
57- Mehmet Kılıç- Konya
58- Muharrem Candan- Konya
59- Ergun Dağcıoğlu- Tokat
60- Mahmut Koçak- Afyon
61- Mahmut Uğur Çetin- Niğde
62- Sabri Varan- Gümüşhane
63- Erdoğan Özegen- Niğde
64- Kerim Yıldız- Ağrı
65- Mehmet Sarı- Osmaniye
66- Resul Tosun- Tokat
67- Ayhan Sefer Üstün- Sakarya
68- Sait Açba- Afyon
69- Orhan Taş- Sivas
70- Mehmet Ceylan- Karabük
71- Ali Öğüten- Karabük
72- Hasan Bilir- Karabük
73- Ali Yüksel Kavuştu- Çorum
74- Halil Ürün- Konya
75- Mikail Arslan- Kırşehir
76- A. Gökhan Sarıçam- Kırklareli
77- Selahattin Dağ- Mardin
78- Fehmi Öztunç- Hakkari
79- Kenan Altun- Ardahan
80-M. Fazlı Erdoğan- Zonguldak
81- Ahmet Münir Erkal- Malatya
81- Yahya Baş- İstanbul
****
Tayyip Erdoğan Yalçın Küçük hakkında 40 milyarlık tazminat davası açmış. Davanın konusu, İsyan adlı kitapta Yalçın Küçükün Tayyip Erdoğan hakkında sarf ettiği bazı sözler.
Hay Allah!
Ben bu konuyu 25.02.2005 tarihinde yazmış ve Aman Yalçın Hoca dikkat et demiştim
Bir de baktık, endişelerim maalesef gerçek oldu ve Tayyip Erdoğan Yalçın Küçüke tazminat davası açtı; davanın tutarı da 40 milyar TL, yeni paramızla 40 bin YTL.
İnşallah günaha ben girmedim. Zira, gazete haberlerinden öğrendiğimize göre açılan davadaki iddialar benim yazımda bahsettiğim hususlar.
Bu yazıların bir kısmı daha evvel röportaj olarak da çıkmıştı ama demek ki bu röportajlar, avukatların gözlerine ilişmemiş.
Yazıyı merak edenler için aşağıya tekrar alıyorum.
***
Ben bu görüşlerimi Yalçın Küçük Hoca ile paylaştığımda, benim bu söylediklerim hakaret değil ki. Bilimsel gerçek! demişti
Herhalde çok entresan bir mahkeme olacak. Bugün Hürriyet Gazetesinde Ertuğrul Özkök, bana kalırsa Yalçın Küçüke hakaret ediyor. Özköke göre, Öcalanın bir süre sonra, sıradan bir Türk için Yalçın Küçükten farkı kalmaz. Sabetaycı zırvalamalar külliyatına, bir de konfederasyoncu sayıklamalar külliyatı eklenir, olur biter.
Bense Yalçın Küçükü- her ne kadar bu görüşümü bir çok insan paylaşmasa da- zeki, akıllı, bilgili, çok kuvvetli hafızalı bir hoca olarak görüyorum. Yalçın Hoca söylediğini boşuna söylemez.
Dedim ya dava çok entresan olacak
İnşallah Yalçın Küçük söylediklerinin bilimsel gerçek olduğunu ispat edebilir.
****
15.02.2005 tarihli yazımda, Yalçın Küçük Hoca Yandı başlığı ile bakın neler yazmışım:
Çok ama çok endişeliyim. Hakikaten, insan olarak çok sevdiğim Yalçın Küçük Hoca, hele hele bu Türk Ceza Kanunu 1 Nisan 2005te yürürlüğe girdikten sonra nasıl kurtulacak?
Bu yeni kanunun bazı maddeleri fevkalade ağır hükümler getiriyor. Hocanın başına kimbilir neler gelecek? (TCKnın 125. maddesi önemli. Bu bölümleri merak edenlere aşağıda veriyorum. Ancak, Allahtan 43. maddenin birinci paragrafı durumu biraz hafifletiyor. Yoksa, samimi söyleyeyim Yalçın Hoca ömrünün sonuna kadar hapiste yatar.)
Bu sözleri söylememin sebebi Hocanın birkaç gün evvel çıkan son kitabı İsyan
Kitap 600 küsur sayfa olmasına rağmen mutlaka alın, birkaç saatte zevkle ve süratle, elinizden bırakmadan bitireceksiniz. Hocaya, Başınıza çok büyük hakaret davaları gelebilir dediğimde, Sevgili Dostum, ben hakaret etmiyorum ki, bilimsel tespit yapıyorum diye cevap verdi.
Kitap, dediğim gibi elinize aldınız mı bırakamayacağınız bir kitap. İçinde neler yok ki: Sabetayizm konusundan ziyade, Siyonizm konusu, resmi tarih dışındaki tarih ve yüzlerce, mübalağasız yüzlerce anekdot.
Sizlerle, Hocanın tabiriyle bilimsel tespitlerin bazılarını paylaşayım. Belki kitaba olan ilginiz artar:
24 Kasım 1934 tarihinde kabul edilen 2587 sayılı Soyadı Kanununun birinci maddesinde Kemalöz adlı Cumhurreisimize Atatürk soyadı verilmiştir deniliyor. Demek ki, Mustafa Kemal Atatürkün adı daha evvel, Kemalöz imiş
Doğru, bu ismi pek bilmezdik
***
İrrecep İrdoğan, gamlı sesli Gül, bir başlangıç değil, bir ürün ve bir sonuçtur. Türkiye dindar değil, aşırı muhafazakardır. Bunların dinle bir ilgileri yoktur ve Türkiyede İslamın kökünü kazımaktadırlar. Bunlar Türkiyeyedeki Yahudi Cemaati ile Amerikadaki Yahudi partisinin en çok sevdikleridirler. Ve o kadar öyle ki, Hürriyetin bastığı fotoğrafa göre Başbakanlık odasına bir de Yahudi şamdanı koymuşlardır.
***
İrrecep İrdoğan, sağlıklı görünmemektedir. Ben doktor değilim, medyakratlar arasında Ecevitin hastalığını önceden tespit eden doktorlar var (!) Ama şimdi de, İrdoğanın beyninde düzensizlikler görünüyor, patlamalarla karşılaşıyoruz. Bunu uzun zamandan beri seziyordum. Öyle sanıyorum Ertuğrul Özkök de, belki bazı beyin ve ruh sağlığı doktorları ile konuştuktan sonra bu kanıya varmış görünüyor. 19 Eylülde, çok tuhaf, sanki bir sinir veya beyin hastasına hitap ediyordu, İçinizdeki o Kasımpaşalı delikanlıyı durmadan rahatsız ediyorlar yollu yazıyordu. Sanki Kasımpaşalı dediği bir cindir, üfürmeye çalışıyordu.
İrrecep İrdoğanı derhal Haberala götürmek gerekiyor. Ecevit misali hastaneden kaçmaması için de Aytaç Paşanın jandarmalarından kapıya ikisini dikmek yerindedir. İrdoğan için çalışamamazlık raporu almak mümkündür. Memleketin alî menfaatleri bu noktadadır.
***
Bana göre Deli İbrahimden sonra Türkiyede Hükümet etmeye gelmiş en bilgisiz kişidir. Bildiğim Tansu Çiller, İrdoğanın yanında bir alim idi. Ve, ala aklı selim sahibi idi. Doğrusu Çilleri mumla arayacağımız hiç aklıma gelmemişti.
***
Soru: Antisemitik misiniz?
Cevap: Kesinlikle değilim. Ben hiç kimsenin Sabetayizmi ile ilgili değilim. Ben sadece rantiye olanları, Amerikaya bağlı olanları ortaya çıkarıyorum. Hak etmedikleri yerlere gelenlere karşıyım.
Soru: Siz bir Yahudi radarı mısınız?
Cevap: Hiç öyle değilim. Bilimsel yöntemler geliştirdim. 15-20 kadar kriterim var. Bu sayede Türk tarihinde büyük sırlara ulaştım. Ben radar ya da müneccim değilim. Benim yöntemim bilimseldir. Sabetayistler, Sabetayistleri benden öğreniyorlar. İsrail de beni izliyor.
***
Sultan Abdülhamit dönemi kişileri ve kişilikleri kırmamıştır. Bu dönemde, Kemal, İsmet, Kazım dahil, tarihimizin en dikkate değer aydınları ve devrimcileri ve mücadelecileri yetişmiştir
***
Ben bir Atinalı olsam Türkiyenin ABye girmesini çok isterim. Neden mi? Bizde bu köksüzlük olduktan sonra, bu tabansızlık varsa, mülk alışları devrimi de yapıldığına göre, on-onbeş yıl içinde Türkiyenin batı bölgelerini Elenize ederler.
***
Türkiye Kürtleri de Barzani hegomanyası altına sokulunca, Doğu bölgelerini tutmak çok zorlaşır. Demek ki batı bölgeleri Elenize ve AB içinde, doğu bölgeleri ise judaize ve BOP içine. Görünen budur. Konya mı? Konya ve Tuz Gölü bizimdir.
***
Evet, ilgileniyorsanız kitabı alın okuyun...