Yaser Arafat vefat etti. Allah rahmet eylesin.
Yaser Arafat, rahatsızlığı dolayısıyla Filistin’den, Fransa’ya gittiğinde, Başbakana "kendisini niye Türkiye’ye davet etmediniz?" diye yazılı bir soru önergesi yöneltmiştim. Kendisi basın yoluyla, "davet ettik, istemedi" dedi. Bilemem ama Türkiye’ye yakışan, Arafat’ın hastalığını duyar duymaz, Elçibey’e, Aliyev’e yaptığı gibi, hemen uçak ve doktor yollatıp, Arafat’ın emrinde bekletmekti...
****
Arafat, kiminin gözünde bir kahraman, kiminin gözünde bir teröristti. Benim gözümde, kesinlikle halkının haklı mücadelesine sahip çıkan, belki zaman zaman sinirlerine hakim olamayıp, aşırılığa da kaçan ama, şüphesiz bir kahraman.
Allah rahmet eylesin...
Arafat’ın arkasından aklımda iki soru kalıyor. Birincisi, Clinton’un döneminde İsrail’le anlaşmayı neden yapmadı? Bu reel politik açısından hakikaten kaçan bir fırsat değil miydi?
İkinci aklıma takılan husus, gazetelerde gördüğüm karısının hesabında olduğu söylenen ve yüzmilyonlarca dolarla ifade edilen paralar. Böyle bir durum hakikaten var mıdır? Yoksa propaganda mıdır bilemem. Ama Arafat’ın varislerinin, Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetini örnek alıp, asgari ihtiyaçları haricindeki her türlü parayı Filistin halkına bırakmaları gerekir. Bir halkın, “babası”, “atası” olmak kolay değildir...
****
Arafat’tan, bundan önce 11.10.2001 tarihli yazımda bahsetmiştim. Bu yazımdan kısa bir alıntı yapmak istiyorum:
"11 Eylül"den sonra "terör"e karşı savaş başladı. Güzel. Peki bu terör nedir?
Genel manada mevcut düzene ve statükoya baş kaldıran ve bu başkaldırıda silah kullanana terörist deniyor. Umumiyetle baş kaldırıyı yapan ufak bir grup veya şahıs oluyor.
Mevcut düzen duruma hakim olursa terörist terörist olarak tarihe geçiyor. Ancak tersi olursa başta terörist denilen kişi veya organizasyon düzen tarafından tanınıyor ve siyasi kimlik kazanıyor.
Tarihte bir çok örnek var. Mesela Arafat. Ortadoğu’daki statükoya başkaldırdığı sıralarda terörist diye damgalanan Arafat mücadelesinde başarılı olunca bugün Devlet Başkanı statüsüne geldi. 1930’larda 40’larda İngilter’nin teröristler listesinde bulunan Menahem Begin İsrail kurulduktan sonra başbakanlığa kadar yükseldi.
Castro terörist miydi? Che Guavera nedir?
Kendimize dönelim. Mustafa Kemal işgal altında bulunan İstanbul’daki hükümetin aradığı ve hatta hakkında idam kararı çıkarttığı bir kişiydi. Terörist kelimesi o günlerde yaygın değildi. Bu kelime kullanılıyor olsaydı Kurtuluş Savaşı’mızın çekirdeğini teşkil eden hareketler emperyalist düzen ve işgal altındaki İstanbul Hükümeti tarafından terör hareketleri diye vasıflandırılmıyacak mıydı? Kuvayi Milliye hareketi ve Atatürk başarılı oldu ve bugün bütün müslüman dünyası içindeki tek laik demokratik cumhuriyetin temellerini attı.
Acaba, islamiyetin ilk günlerinde Mekke’deki kurulu düzenin mensupları Hazreti Muhammed’e hangi gözle bakıyorlardı?
Tarih bize mevcut düzenin başkaldıranları terörist diye damgaladığını, başkaldıranlar ezilirse tarihe terörist diye geçtiklerini, başarılı olurlarsa kabul gördüklerini anlatıyor."
****
Şimdi, "ne olacak?" sorusu herkesin aklında. Doğrusunu isterseniz, ne İsrail, ne Amerika bu konuda çok fazla sevinmesin. Onlar da Arafat’a, Saddam Hüseyin’e baktıkları gibi bakıyorlardı. Saddam gitti de ne oldu? Irak, daha iyi bir Irak mı? Dünyada daha az terör mü var?
İsrail’in yapabileceği en akıllı iş olarak değerlendirdiğim politika, muhtemelen İsrail’in 1967 savaşında işgal ettiği Gazze ve Batı Şeria’yı olduğu gibi eski sahiplerine iade etmesidir. Gazze’yi Mısır’a, Batı Şeria’yı Ürdün’e iade edip, bu meseleleri, hem Müslüman olan, hem de Arap dünyası felsefesini paylaşan toplumların kendi aralarında halletmelerini beklemek daha doğru olur. İsrail’in böyle bir karar alması yapacağı en akıllı harekettir. Bunun yanı sıra İsrail, gerek Golan Tepelerinde, gerek Kudüs’te bütün uluslararası toplumun kabul edebileceği makul ve medeni teklifleri de ortaya koyarsa, Ortadoğu’da ciddi bir ümit ışığı belirir.
Yayın Tarihi :
11 Kasım 2004 Perşembe 14:20:58