19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Başbakan AB’yi hala anlayamamış!..

Öğleden sonra Başbakan konuşunca ikinci bir yazıyı yazmak ihtiyacı doğdu...
Başbakanımız AB’nin ne olduğunu hiç ama hiç anlamamış. Konuşması tam manasıyla akıl karışıklığını gösteren boş bir efelenme.

Başbakanımız TCK’nın Komisyona geri çekilmesiyle ilgili olarak, “AB bu konuya karışamaz, bu bizim iç meselemiz, biz Türk’üz, bizim AB’den başka alternatiflerimiz de vardır” deyiverdi.

Bir kere “Türk’üz” sözlerini duymaktan çok memnun oldum. Herhalde, kendisinin “Türkiyeliyiz” söylemi konusunda Yargıtay’a yaptığım suç duyurusunun, Başbakanın söylem değiştirmesinde etkisi oldu!..

“Başka alternatiflerimiz var” sözünü de herhalde kendi şahsi politikası olarak ortaya koyuyor. Doğrudur, Başbakan, AKP’nin politbürosundan bazı kişiler ve bazı danışmanları, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi ile Yeni Osmanlı Projesi’ni tercih ediyorlar. Türkiye’yi bu zemine kaydırmak için fırsat kolluyorlar.

Ama, gelelim Başbakanın en büyük gafına: “AB içişlerimize karışamazmış, TCK bizim iç meselemizmiş”... Herşeyden önce AB, senin içişlerine karışır. Zaten AB, karşılıklı bağımsızlık esası değil, karşılıklı bağımlılık esası üzerine kurulmuştur ve bu anlaşmanın ruhunda belirli ölçülerle hükümranlık haklarından vazgeçmek yatar.

AB, Güneydoğu meselesinde senin içişlerine karışmadı mı? Kürtçe yayın konusunda senin içişlerine karışmadı mı? Hatta ve hatta, olmayacak işler konusunda zina meselesinde de senin içişlerine karışmadı mı? Kıbrıs meselesinde, bırak işin içine karışmayı, işi olduğu gibi ele almadı mı? O zamanlar nerelerdeydi Sayın Başbakan?

Ayrıca, size aşağıda Bizim AB’ye verdiğimiz Katılım Ortaklığı Belgesi’nin özet bir iki maddesini veriyorum. Bakın kısa vadede, yani daha 2002’de yapmış olmamız gereken neler vardı? Ceza Kanunu da bunlardan biri değil mi?

4.1. Kısa Vade (2001)

Güçlendirilmiş siyasal Diyalog ve siyasi Ölçütler

Helsinki sonuçlar bildirgesine uygun olarak, siyasal diyalog bağlamında, Helsinki sonuçlar bildirgesinin 9(a) maddesinde atıf yapıldığı gibi, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunması sürecini başarılı bir sonuca bağlamaya yönelik çabalarını güçlü bir biçimde desteklemek

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi doğrultusunda, ifade özgürlüğü hakkı için Yasal ve anayasal güvenceleri güçlendirmek. Bu bağlamda şiddet içermeyen görüşlerini açıklamaktan hapis cezası verilen kişilerin durumuna işaret etmek.

Dernek kurma özgürlüğü ve barışçıl toplantı hakkı ve sivil toplumun gelişmesini cesaretlendirmek için yasal ve anayasal güvenceleri güçlendirmek.

İşkence uygulamalarına karşı mücadeleyi pekiştirmek için yasal hükümleri güçlendirmek ve bu yönde gereken bütün tedbirleri almak ve Avrupa İşkenceyi Önleme Sözleşmesine uyumu sağlamak.

Mahkeme öncesi gözaltı ile ilgili yasal uygulamaları (prosedürleri), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri ve İşkenceyi Önleme Komitesi tavsiyeleri doğrultusunda daha fazla uyumlulaştırmak.

Her türlü insan hakları ihlaline karşı hukuki yeniden yargılama olanaklarının güçlendirilmesi

Diğer ülkeler ve uluslararası örgütlerle işbirliği içinde kanun uygulayıcı yetkililerin insan hakları konusunda yoğun olarak eğitimi.

Yargının - Devlet Güvenlik Mahkemeleri de dahil olmak üzere – işleyiş ve etkinliğini uluslararası standartlara uygun olarak iyileştirmek. Özellikle, hakim ve savcıların Avrupa Birliği mevzuatı – insan hakları alanı dahil olmak üzere – eğitimlerini güçlendirmek.

Ölüm cezası ile ilgili fiili moratoryumun devam etmesi.

Türk vatandaşlarının kendi anadillerinde televizyon ve radyo yayını yapmalarını yasaklayan her türlü yasal hükmün kaldırılması.

Bütün vatandaşların ekonomik, sosyal ve kültürel olanaklarını artırıcı bir bakış açısıyla, bölgesel dengesizliklerin azaltılmasına yönelik, ve özellikle Güneydoğu’daki durumun iyileştirilmesi için kapsamlı bir yaklaşım geliştirmek.

***

Süleyman Demirel’i, “Dün dündür, bugün bugündür” dedi diye tenkit eder dururduk. Tayyip Erdoğan’ı gördükten sonra Demirel’in günahını aldığımızı gördük. Tayyip Erdoğan’ın Maşallah saati saatine uymuyor!

****

Bana, “konuşmadaki ekonomi bölümü hakkında ne düşünüyorsun?” diye sorabilirsiniz. Bu soruyu hiç sormamış olun. Çünkü, Tayyip Erdoğan’ın ekonomi konusunda söylediklerinin ciddiye alınacak, yorum yapılacak hiçbir tarafı yok. Tekrar söylüyorum DİE’nin stok rakamlarındaki hata ortaya çıktığı zaman AKP’nin ekonomide “görecek hayali” bile kalmayabilir...




Yayın Tarihi : 18 Eylül 2004 Cumartesi 17:09:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?