Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a açık çağrı:
Sizler Türkiye’de yürütmenin başısınız, devletin başısınız. Tayyip Erdoğan’ın TBMM’de istediği her kanun çıkıyor; Cumhurbaşkanımız onaylarsa da hemen yürürlüğe giriyor.
Milli Güvenlik Kurulu’na Sayın Necdet Sezer Başkanlık ediyor. Tayyip Erdoğan da en önemli üyelerden biri. Yani bu iki kişinin bir araya geldiği takdirde yapabilecekleri çok şey var. Daha doğrusu yapamayacakları şey çok az.
Geçtiğimiz günlerde fevkalade önemli gelişmelere şahit olduk. Yargıtay’ın Başkanı Sayın Eraslan Özkaya ile MİT operasyonlar görevlisi Kaşif Kozinoğlu, Alaattin Çakıcı’nın davası ile ilgili görüşmüşler. Ortada bir çok tevatür var. Yok Yargıtay Başkanı’nın Bodrum’daki evinin ödemeleri, evinin müteahidi, vs, vs.
“İnanılır gibi değil” diyebilirsiniz ama bilakis tam “inanılır” gibi. Hatta tam, olduğu gibi. Ankara işte böyle bir Ankara.
Daha geçenlerde Neşter Operasyonuna katılan bazı hakimler teyp kayıtlarının “kayıt usulü” sayesinde kurtulmadılar mı?
Şimdi, lafı eveleyip, gevelemeden söyleyeyim. Zaten iş dünyasının içinde iken Ankara’daki işlerin nasıl yürüdüğünü biliyorduk, son iki senedir aktif siyasetin içinde bunu daha yakından gördük. Ankara’daki bir çok ünlü avukatın bürosu ne işe yarar? Bir Yargıtay Başkanı’nın kardeşi senelerce hangi işleri takip etmiştir? Şimdi oğlu ne yapıyor?
Bu konularda düzinelerce değil, yüzlerce örnek verilebilir.
Bunları söylerken katiyen bütün yargıyı ilzam etmek istemiyorum. Yargının büyük bir çoğunluğunun fevkalade dürüst insanlardan oluştuğu muhakkak ama sayıları fazla olmasa bile bir miktar rüşvet alabilen, hatır gönülle iş yapabilen insanlar olursa bütün yargı töhmet altında kalabiliyor.
Kalıyor da.
Yargının ayrıca yer, bina, uyum yasalarına uyma, içtihatlarını yenileme, meslek içi eğitim gibi çok önemli sorunları var. Başlı başına önemli bir sorun da yargı mensuplarının birbirlerine düşüklüğü.
***
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı yapmış Cumhurbaşkanımız Sayın Necdet Sezer ile Başbakan’a sesleniyorum: Türkiye’nin iç ve dış borçları ile beraber yargısının durumu Türkiye’nin en önemli güvenlik sorunu haline gelmiştir; devlet olgusunu temellerinden sarsmaktadır.
Bunun için:
Devletin yetkili organları yargının başındakileri de içine alarak derhal acil bir çalışma yaparak, çok büyükbir süratle kimsenin gözünün yaşına bakmadan, icap ederse Bankalar Kanunu’nda yapılan 5020 gibi bir düzenleme yaparak derhal bütün çürükleri ayırmalıdırlar.
2006 bütçesinde adalete ayrılan pay, faiz dışı fazlası filan falan gibi konulara da bakmadan mutlaka asgari 3 katrilyon arttırılmalıdır. Ücret, bina sorunları süratle çözülmeli, meslek içi eğitime ve meslek öncesi eğitime büyük önem verilmelidir.
4422 başta olmak üzere rüşvet, irtikap ve nüfus ticareti ile ilgili gerekli kanuni düzenlemeleri derhal yapmak, Başbakanın nedense hala Meclis’e sevk ettiremediği “Etik Yasası”nı bir an evvel çıkartmak lazım.
****
Yargıtay Başkanı, “cüzdanla vicdan arasına sıkıştık” diye feryat ediyordu. Şimdi, dürüstlüğün sembolü haline gelmiş biri olan Sadettin Tantan konuşmalarında “dürüst kalmak mucize” diyor. Bu seslere kulak verip, devletin ve Cumhuriyetin bekaası için konuya derhal ama derhal eğilmek, çare bulmak ve çareleri icra etmek oturduğunuz koltukların gereğidir.
****
Son bir söz de MİT ile alakalı. Son iki senedir, yine Ankara’da gördüğüm MİT’in, fevkalade vatansever insanlarla dolu olmasına rağmen devlet içinde devlet gibi hareket etmesi ve hiçbir mercii tarafından, hiçbir şekilde murakabe edilmemesi.
Evet tekrar ediyorum. Ankara’da, murakabe edilmediğini gördüğüm belki de tek organ MİT. MİT’in muhakkak içinde kendi iç kontrolleri vardır ama herhangi bir dış organ tarafından kontrol edilemeyen devlet organını insan düşünmek bile istemiyor. Ama maalesef durum bu.
Cumhurbaşkanı ve Başbakanın bu konuya da eğilmeleri lazım.
Son sözüm Tayyip Erdoğan’a. Ankara’da zaten hissedilen ama şimdi somut hadiselerle ortaya çıkmaya başlayan çarpıklığı yerelleşmenin vesilesi olarak kullanmaya kalkıp, Ankara’yı by-pass niyetinize yeni bir mazeret olarak ele almayın. Yargıyı ve MİT’i korumanız, buradaki terfi ve tayinlerde de Askeri Şur’adaki disiplin ve dikkati, objektiviteyi ortaya koymanız lazım. Bu olup bitenleri kadrolaşma amaçlarınız veya Ankara’yı dağıtmak için sakın ola ki kullanmayın.
Yayın Tarihi :
16 Ağustos 2004 Pazartesi 11:20:02