19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Devleti küçültelim ama parçalamayalım

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer İl Özel İdaresi Kanunu’nu veto edip, TBMM’ye iade etti.
Muhtemelen Büyükşehir Belediyeler Kanunu ile, “Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkındaki Yasa” da aynı akibetle karşılaşacak.

Necdet Sezer’in katı laiklik anlayışına iştirak etmediğimi, başörtüsü konusundaki tavrını hiç tasvip etmediğimi herhalde bilmeyen yok. Ancak, devletin birliği bütünlüğü ve idari yapısı konularına gelince Sezer’in tavrı doğru.

Aşağıda, Sezer’in 12 sayfalık veto gerekçesinin başlangıç bölümü olan beşbuçuk sayfasını sizin de sıkılmadan okumanızı tavsiye ediyorum. Sezer ortaya doğru bir devlet görüşü ve doğru bir devlet felsefesi koyuyor. Eğer federasyoncu, konfederasyoncu, BOP’çu, ümmetçi, veya Yeni Osmanlıcı değilseniz bu devlet görüşünü doğru bulacaksınız.

Merkezdeki aşırı bürokrasinin azaltılması, halkla devletin yakınlaşması ve kucaklaşması, hizmetlerin daha verimli yürütülebilmesi için bazı yetki ve işlemlerin yerele devredilmesi şart; şart ve acil. Ancak bu devir AKP kafasıyla ve tavrıyla olmaz. AKP’nin niyeti Ankara’yı tamamen by-pass ederek, ABD’nin Irak’ta öngördüğü ve yine ABD’nin önderdiğinde uygulamaya konulmaya çalışılan Yeni Osmanlı Projesi’ne uygun olarak, yerel yönetimleri ufak devletçikler haline getirmek.

Bu olmaz, olmamalı...

Merkezden yerele yetki ve işlem devrederken asgari olarak aşağıdaki kurallara dikkat etmek gerekiyor:

1- Merkezin görevlerini tadad edip kalan herşeyi yerele devretmek yerine tersine, merkezden yerele devredeceklerinizi teker teker sıralayıp, makul bir süre içinde devredeceksiniz.

2- Merkezden yerele bu devri yaparken, merkezin en geliştirilmiş süratli kontrol mekanizmalarını önceden kuracaksınız ve merkezi kontrolü ortadan kaldırmayacaksınız.

3- Merkezden yerele yetki devri yaparken Jandarmanın hareket alanını kısıtlayıp (elinizde olmayan kadrolarla) polisin kontrol alanını genişletmeye kalkmayacaksınız.

4- Bu yapmaya kalktıklarınızı “AB istiyor”, “Bunlar Kopenhag Kriterlerinin parçası” diye yutturmaya kalkmayacaksınız.

5- Ve bütün bunları yaparken Türklük yerine Türkiyelilik’ten bahsetmeyeceksiniz, “Kürt kökenli Türk Halkı”, diyeceğine, “Kürt halkı” diyen valiyi görevde tutmayacaksınız.

6- TSK büyük bir ciddiyet ve memnuniyetle Sayıştay kontrolünü ve murakabesini kabul ederken yerel yönetimleri de Sayıştay murakabesi dışında bırakmayacaksınız.

Sezer’in veto gerekçelerini okurken, AKP’lilerin ne yapmaya çalıştığını düşünürken gözümün önüne ister istemez Necmettin Erbakan Hoca ve meşhur sözü geldi: “Sizi gidi haylazlar sizi!..” Ne de olsa Necmettin Bey, AKP’lilerin “Hoca”sı; talebelerini bilmez mi?..



***

Cumhurbaşkanı tarafından TBMM’ye iade edilen yasanın başlangıç kısmı aşağıdadır:

1- İncelenen Yasa’da:

- İl özel yönetimi tanımlanırken, “il halkı” yanında “il”in yerel ortak gereksinmelerinin de bu yönetimlerce karşılanacağına yer verilerek. İl özel yönetimleri farklı bir boyuta taşınmakta,

- Yine bu tanımda, il özel yönetimlerine ilk kez idari ve mali özerklik tanınmakta; bunlarla ilgili olarak diğer maddelerde il özel yönetimleri, merkezi yönetimin onayına bağlı olmadan

· Gerçek ve tüzel kişilere izin ve ruhsat vermek,

· Yasak koymak ve uygulamak,

· Taşınır ve taşınmaz malları almak, satmak, kiralamak, kiraya vermek, takas etmek, bunlar üzerinde sınırlı ayni hak tesis etmek,

· İç ve dış borç almak,

· Özelleştirme yapmak,

· Yurt içi ve dışındaki yerel yönetimler ve birlikleri ile işbirliği yapmak,

· Sermaye şirketleri kurmak,

Gibi görev ve yetkilerle donatılmakta.

- İl özel yönetiminin görev ve yetkileri, belirgin ve sınırlı biçimde tek tek sayılmak yerine hizmet alanları belirtilmekte; yasalarla açıkça başka kurum ve kuruluşlara verilmeyen yerel nitelikteki her türlü görev ve hizmetlerin il özel yönetimlerince yerine getirileceği genel ve soyt biçimde öngörülmekte; bu arada, il özel yönetiminin hangi hizmet alanlarında il genelinde, hangi hizmet alanlarında belediye sınırları dışında yetkili olacağı vurgulanmakta,

- Valiliğin organlar içindeki yeri son sıraya düşürülüp, valilerin il genel meclisi başkanlığı görevine son verilmekte; il genel meclisi tek karar organı olarak düzenlenip, başkanını kendi üyeleri arasından seçmesi, meclis gündemini başkanın belirlemesi, yılda iki kez yerine her ay toplanması öngörülmekte; meclis kararlarının kesinleşmesi için valinin “onay”ına sunulması zorunluğu kaldırılmakta; valinin hazırladığı yıllık etkinlik raporunun yetersiz görülmesi durumunda yetersizlik kararının “gereği yapılmak üzere” İçişleri Bakanlığı’na gönderileceği belirtilerek, özerklikten öte bağımsız niteliğe kolayca dönüşebilecek yerel bir meclis oluşturmakta,

- İl özel yönetimi örgütlenmesinde genel sekreterlik oluşturup, il özel yönetimi hizmetlerinin genel sekreterce yürütüleceği, genel sekreterin valiye karşı sorumlu olacağı, il encümenine valinin bulunmaması durumunda genel sekreterin başkanlık yapacağı vurgulanarak, vali yardımcılarının yerel organlardaki yetkisi kaldırılmakta; dolayısıyla vali ve kaymakamlara bu organlardaki görevi nedeniyle yapılan ödemeler sürdürülüp, vali yardımcılarının ödeneği kesilmekte, böylece mesleki mali statü yönünden hiyerarşik yapı bozulmakta,

- Bütçenin ve kesin hesabın kabulünde ve kesinleşmesinde il genel meclisi kararı yeterli görülmekte,

- İl özel yönetimleri “genel yetkili” organlara dönüştürülmektedir,

- İl özel yönetimlerinin yapılanması ve işleyişine yönelik köklü değişiklikler getiren incelenen yasanın anılan düzenlemelerinin hukukun genel ilkelerine, anayasal kurallara ve kamu yararına uygun düşüp düşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir,

Bunun için, Türkiye Cumhuriyeit Devleti yönetiminin yapılanmasında esas olan anayasal ilkeleri ortaya koymak; ulus devletin düşünsel temellerine ve tekil devlet modelinde örgütlenmeye egemen olan, “merkeziyetçilik” ve “yerinden yönetim” ilkeleri ile bunları tamamlayan “idarenin bütünlüğü” ve “idari vesayet” kavramları üzerinde durmak gerekli görülmüştür.

2- İncelenen yasanın: Anayasanın başlangıç bölümünde, bu anayasanın Yüce Türk Devleti’nin bölünmez bütünlüğünü belirlediği, hiçbir etkinliğin Türk ulusal çıkarları, Türk varlığı, devleti ve ülkesi ile bölünmezliği esası karşısında koruma göremeyeceği belirtilmiş; ikinci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan bir devlet olduğu vurgulanmış, beşinci maddesinde de Türk Ulusunun bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini korumak devletin amaç ve görevleri arasında sayılmıştır.

Bu kurallar, anayasada “tekil devlet” modelinin kabul edildiğini göstermektedir. Tekil devlet modeli, merkeziyetçi yapıyı ve ancak onun denetim ve gözetiminde merkez dışı örgütlenmeyi olanaklı kılmaktadır.

Anayasada, hem yasama, yürütme ve yargı erki merkeze bağlanarak, siyasal, hem de yönetim düzeneğinde merkez esas alınarak yönetsel yönden merkeziyetçilik benimsenmiştir.

Anayasanın 123. maddesinde, yönetimin;

- Kuruluş ve görevleri ile bir “bütün” olduğu,

- Merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayandığı kuralına yer verilmiştir,

Merkezi yönetim anayasanın 126., yerel yönetimler ise 127. maddelerinde düzenlenmiştir.

126. maddeye göre,

- Türkiye, merkezi yönetim kuruluşu yönünden coğrafya durumuna, ekonomik koşullara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre illere, iller de diğer kademeli bölümlere ayrılmakta,

- İllerin yönetimi “ yetki genişliği” esasına dayanmaktadır.

127. maddeye göre de,

- Yerel yönetimler: il, belediye ya da köy halkının yerel ortak gereksinimlerini karşılamak üzere, kuruluş ilkeleri yasayla belirlenen, yasada gösterilen karar organları seçmenlerce seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir.

- Yerel yönetimlerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri “yerinden yönetim” ilkesine uygun olarak yasayla düzenlenecektir.

- Merkezi yönetim, yerel yönetimler üzerinde,

· Yerel hizmetlerin yönetimin bütünlüğü ilkesine uygun biçimde yürütülmesi,

· Kamu görevlerinde birliğin sağlanması,

· Toplum yararının korunması,

· Yerel gereksinimlerin gereği gibi karşılanması,

amacıyla yasada belirtilen esas ve usuller çerçevesinde “idari vesayet” yetkisine sahiptir.

Görüldüğü gibi anayasada, tekil devlet modelinin yönetsel örgütlenmedeki temel ilkeleri “merkezden yönetim”, “yerinden yönetim” ve bunları tamamlayan “idarenin bütünlüğü” olarak belirlenmiştir.

Ayrıca, yönetsel örgütlenme,

- Merkez-taşra ilişkisi yönünden, “yetki genişliği”,

- Merkezi yönetim-yerel yönetim ilişkisi yönünden “idari vesayet” ilkelerine dayanmaktadır.

- Merkezi yönetim ve yerel yönetimler, devlet iktidarının örgütlenmesinde hizmeti ve coğrafyayı esas alarak iki temel parçayı oluşturmaktadır. Bu iki parçalı yapının yönetsel örgütlenmede farklı sonuçlara yol açmaması için, anayasada “idarenin bütünlüğü” ilkesine yer verilmiş ve yerinden yönetim, devletin ülkesi ve ulusu ile bölünmezliği ve yönetimin tümlüğü ilkeleri ile sınırlandırılmıştır.

“İdarenin bütünlüğü” ilkesi, tekil devlet modelinde yönetim alanında öngörülen temel ilkedir. Bu ilke, yönetsel işlev gören ayrı hukuksal statülere bağlı değişik kuruluşların, “bir bütün” oluşturduğunu anlatmaktadır.

Tekil devlet modelinde, tek bir egemenlik vardır ve devlet tek yetkililidir. Devletin örgütsel yapısı parçalı bir görünüm sergilese ve devlet yetkisini kullanan bir çok kamu tüzel kişisi olsa da bunların arasındaki birlikteliği, “idarenin bütünlüğü” ilkesi sağlamaktadır.

Parçalı yapıda olan yönetimde, “bütünlüğü” sağlamaya yönelik iki hukuksal araç, “hiyerarşi”, “idari vesayet”tir. Hiyerarşi, başka bir deyişle “yetki genişliği” ilkesi, tek bir tüzel kişilik içinde yer alan çeşitli örgüt ve birimler, idari vesayet ise, merkezi yönetim ile yerinden yönetim kuruluşları arasındaki “bütünleşmeyi” sağlamaktır.

“İdarenin bütünlüğü” ilkesi, merkezin denetimi ve gözetimi ile yaşama geçirilmektedir. Genel yönetimin taşra örgütlenmesi üzerindeki denetimi “hiyerarşik denetim”; yerinden yönetimler üzerindeki denetimi ise, “vesayet denitimi”dir.

Yerinden yönetimin en önemli sakıncası, devletin birliğini ve kamu hizmetlerinin tutarlılığını bozabilmesidir. Bu sakıncayı önlemek için devlete ve onu temsil eden merkezi yönetime, yerinden yönetim kuruluşlarının eylem ve işlemlerini denetlemek ve gerektiğinde bozabilmek yetkisi tanınmıştır. Bu yetki “idari vesayet” kavramı ile anayasada yerini almıştır.

“İdari vesayet”i, kamu düzenini ve ülke bütünlüğünü sağlamak için, kamu yararı amacıyla, yasaların verdiği yetkiye dayanarak, merkezi yönetim örgütünün yerel yönetim ile kamu hizmeti yönetimi tüzel kişilerinin organları, işlemleri ve parasal kaynakları üzerindeki denetimi olarak tanımlamak olanaklıdır. Bu yönüyle idari vesayet yetkisi, yerinden yönetim kuruluşlarına tanınan özerkliğin ayrıklığını oluşturmaktadır.

Anayasının 127. maddesine göre idari vesayet, hukuksallık denetimi yanında yerindelik denetimini de içermektedir.

İdari vesayet yetkisi, il özel yönetimlerinin tüm eylem, işlem ve etkinliklerinin merkezi yönetimin denetiminde olmasını; bu bağlamda, yasada belirtilen il genel meclisi kararlarının valinin onayına bağlı tutulmasını gerektirmektedir. İncelenen yasadaki düzenleme bu gereğe uygun düşmektedir.

İncelenen yasayla il özel yönetimindeki yetkileri zayıflatan vali, devletin ve hükümetin ildeki temsilcisi olmasına karşın gücünü ve etkisini yitirmektedir.

Ayrıca, pek çok maddesi TBMM Genel Kurulu’nca kabul edilen Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yasa Tasarısı’nda, merkezi yönetimin il örgütlerinin çoğunun kaldırılması, kimilerinin de yerel yönetimlere devredilmesi öngörülerek valinin il genel yönetimindeki yetkileri de azaltılmaktadır.

Bu düzenlemeler amaçlanmasa da, Anayasada öngörülmeyen bir yönetim sistemine geçilmesine neden olabilecek niteliktedir.

İncelenen Yasa’nın yukarıda yer verilen maddelerinin,

- Tekil devlet modelinden “yerel” ağırlıklı devlet modeline geçişe olanak sağlayan,

- Güçlü merkezi yönetim yerine güçlü yerel yönetimlere yer veren,

- İl özel yönetimlerinin, il genel yönetimini de kapsayacak biçimde genel yetkili duruma getiren,

İçerikleriyle, anayasanın “tekil devlet modeli”ne, “idarenin bütünlüğü”, “yetki genişliği”, “İdari vesayet” ilkelerine ve kamu yararına uygun düşmediği görülmektedir.

Yayın Tarihi : 12 Temmuz 2004 Pazartesi 16:04:22
Güncelleme :12 Temmuz 2004 Pazartesi 16:39:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?