23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Erdoğan, AB konusunda tereddütlü...

Bugün, kısa birkaç satır başı…



23.09.2004 tarihinde yani 17 Aralık’tan, AB’deki Anayasa referandumlarından çok çok önce haberx’te yazdığım yazının başlığı: “Hükümet rotasını BOP’a mı kırıyor?”…



“Evet kırıyor; niyeti de o zaten” diye yazmıştım.



Avrupa’nın büyük hatalarının yanı sıra, Avrupa’da nesil değişikliğinin getirdiği siyasi sonuçlar Türkiye ile Avrupa’yı iyice uzaklaştırdı. Tayyip Erdoğan da ağzındaki baklayı çıkararak gerçek niyetini ortaya koydu:

“AB Anayasası’na ‘hayır’ diyenlerin sayısının artması ileride AB’yi parçalayabilir. Türkiye’nin üyelik müzakereleri 10-15 yıl sürecek. Bakalım o zamana kadar AB kalacak mı?”

Kısaca tekrar edelim:



Avrupa’da harp sonrası nesil değişiyor. Daha ulusalcı, daha sosyal adaletçi, Brüksel’in merkeziyetçiliğini kolay kolay kabul etmeyecek bir nesil idareyi ele alıyor. Fransa ve Hollanda referandumlarından anlaşıldığı gibi bu nesil, Avrupa’nın harp sonrası bugün için ihtiyarlamış neslinin hazırladığı aşırı liberal piyasacı ama Brüksel merkeziyetçi Avrupa fikrini ve anayasasını kabul etmiyor. Önümüzdeki 3-5, belki on sene bu yeni neslin nasıl bir Avrupa istediğini göreceğiz. 1960’larda müracaat ettiğimiz, sonra da gelişe gelişe federatif bir üst devlete doğru giden Avrupa krize girdi. Şimdi, yeni bir kimlik arayacak.



Bizim bu süreçte beklememiz görmemiz, Avrupa’nın ne olacağını anlayana kadar balıklama dalmamamız ve bu arada da Kıbrıs’ı filan vermememiz lazım. Defalarca yazdık, özel ortaklığı Avrupa’nın bize teklif etmesini beklemeden bizim Avrupa’ya teklif etmemiz lazım. Önümüzdeki 15 sene Avrupa’nın ne olacağını görelim, sonra nihai bir karar veririz.



****



Tayyip Erdoğan bütün bu gelişmelerle zaten kararlı bir şekilde yöneldiği BOP’a bundan sonra da daha kararlı bir şekilde yönelecek. 8 Haziran 2005’te ABD’de yapacağı görüşmeler çok önemli. Özellikle artık şüphe götürmez bir şekilde niyetlendiği baskın erken seçim konusunda ABD’den alacağı işaretler çok önemli.



Erken seçim konusunda seçim olmaz diyenlere benim bir sorum var:



Basın erken seçim olmayacaksa, IMF’ye tarım desteklerini kaldıracağını ve hiçbir destek vermeyeceğini taahhüt eden Tayyip Erdoğan, bu taahhütleri hiçe sayarak nasıl olur da 432 milyon YTL mazot desteği açıklar? Nasıl olur da gübrede KDV indirimine gider? Nasıl olur da Kur’an kursları konusunda münasebetsiz demagojilere girer ve kamplaşmayı kuvvetlendirir?



Her ne kadar Türkiye’yi etkilemedi denilse de durum çok ortada. Zaten niyetli olmadıkları AB konusu Türkiye için rafa kalkıyor, Hükümet AB konusunu sadece ve sadece Türkiye’de kafasından ve gönlünden geçen sistemi daha fazla oturtmak için kullanacak. Sonra da yolları ABD ve Büyük Ortadoğu Projesi. Bu yola da iyice angaje olmadan evvel, erken bir baskın genel seçim.



Bu seçimden de, hiç tereddütünüz olmasın, muhalefette bu dağınıklık devam ettikçe, eski ayakkabılarını satışa çıkartan ve “tanrılaştırılan” bir lider olarak, eski ayakkabıları satın alınarak biblo gibi başköşelere konulan Tayyip Erdoğan ve AKP’si 300 milletvekilinin çok üzerinde parlamentoya geri dönerler.


Yayın Tarihi : 3 Haziran 2005 Cuma 12:30:17


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?