Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Aslı Aydıntaşbaş bugün çok önemli bir yazı yazmış:
Aydıntaşbaşın yazısı Ermeni sorununa yeni bir açılım getirecek bir teklif üzerine...
Ben, kendisine bugün bir mektup yazdım ve mektubumu konunun önemine binaen sizinle paylaşıyorum.
"Bugünkü haber yazın beni çok düşündürdü ve acaba fırsat mı kaçıyor? Bu işi nasıl canlandırırız? diye düşündüm.
Bu ne biçim teklif? diye verdiğin haber esas itibariyle önemli bir fırsatı da gösteriyor. Haberine göre Ermeniler işgal ettikleri Azeri topraklarının büyük bölümünden çekilecekler, Nahcivan bir koridorla Azerbaycana bağlanıyor, Karabağ da bir koridorla Ermenistana bağlanıyor.
Bunun yanında barışı getirecek ticari, sosyal, kültürel bir çok tedbir de alınacak.
İşin anahtarı Nahcivanı Azerbaycana bağlayacak koridordur. Bu koridor Türkiyeyi Orta Asyaya bağlar.
Doğrusu ben teklifi değerlendirmeye değer buldum. Ani Harabelerinin bulunduğu mıntıkanın Türkiye açısından ne stratejik, ne taktik bir değeri yok. Buranın Ermeni ziyaretlerine açılması için 15 Aralık 2004 Avrupa Parlamentosu kararına da atıf var.
İşin püf noktası şudur:
Eğer Ermeniler Ani Harabelerinin karşılığında verecekleri toprağı Nahcivan-Azerbaycan koridoru olarak kabul ederlerse, yani özetle Ani Harabelerinin bulunduğu bölgenin Ermenistana verilmesi karşılığında Nahcivan-Azerbaycan koridoru olursa bu Türkiye açısından mükemmel bile olabilir.
Ben bu öneriyi küçümsemeden bilakis desteklerim. Pek tabii bu anlaşma ile beraber kesin bir sınır anlaşması yapılır. Azeri-Ermeni meselesi hallolur. Ve Azerbaycanla da ileri derecede anlaşma imzalayabiliriz.
Bürokratlarımızın bu tekliften korkmaları normaldir. Ürkek siyasetçiler de korkabilirler. Hatta benim bu düşüncemi sana yazıyla iletmeme hayret de edebilirler. Ama bu konu tartışılsın ve tarihe not düşülsün diye sana bu mektubu yolluyorum.
Yazıya dökmekten çekinmeyeceğim bir teklifim daha var:
ABDnin KKTCyi tanıması karşılığı Kıbrısta Geçitkale Havaalanını da kapsayacak, deniz kıyısında liman yeri olacak koskocaman bir üssün verilmesini destekleriz. İncirlik de NATO üssü olarak kalır.
ABDli dostlarımızın artık külahı önüne alıp düşünmesi lazım. Günün birinde Türkiyedeki AK Parti Hükümeti gidecek, Mehmet Ali Talatların da modası geçecek.
Şimdi düşünülecek konu şudur:
Rumların 2004 referandumunu reddetmelerinden sonra BMnin Kıbrısı tanımamasını sağlayan 541 ve 550 sayılı kararlarının geçerliliği kalmamıştır. Üstelik Bosna-Hersek tecrübesi, Hoolbrookeun teşviki ile yapılan Ohaıo Anlaşmalarından sonra ABD, kavgaların bitmesi için Bosna-Hersek modelini kabul etmişti.
Kıbrıs, aynen Yugoslavya-Bosna-Hersektir. KKTC tanınmalıdır. ABD de istediği kocaman üssü oraya kurmalıdır.
Dedim ya yazın beni düşündürdü.
40- 50 senedir halledilmeyen meseleler bazı etkin adımların atılmasını icap ettiriyor. Ama gölgesinden korkan bugünkü edilgen hükümetten hiçbir şey olmaz."